“BUNLAR DİNİMİZDEN DE DERS ALMAYAN HAİNLERDİR”  

Bilindiği gibi ülkemizde bundan tam bir yıl önce, milli iradeye karşı küresel irade ve onun yerli işbirlikçileri tarafından bir darbe girişiminde bulunuldu. Cumhuriyet tarihinde ilk defa halk ve ordu doğrudan doğruya karşı karşıya getirilmeye çalışıldı. Fakat, gerek Türk halkının gerekse de onun gözbebeği olan Türk silahlı Kuvvetleri içerisindeki vatanperver askerlerin kararlılığı, kahramanlığı ve devletine sahip çıkmasıyla birlikte bu darbe girişimi akamete uğratıldı. 
Hiç kuşkusuz burada Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu dik duruş da oldukça önemliydi. O, daha önce örneklerine rastladığımız ve halen görmeye devam ettiğimiz bir çok lider gibi teslim olmadı. Bilakis, halkıyla birlikte Yeni Türkiye'nin bağımsızlığı, bekası noktasında bir mücadele verdi. Bu mücadele, Sayın Cumhurbaşkanının liderlik vasfını gerçek manada ortaya koydu. 

15 Temmuz bu ülkenin üzerine hafakanların çöktüğü bir gece olsa da, hain işgal kalkışması manevi birliklerin kuvvet birlikleriyle bir ve bütün olmasıyla püskürtüldü. 
Ülkenin masumiyetini suistimal ederek, dua ve himmetlerle toplanılan yardımların, tekrar bu ülke üzerine bomba olarak yağdırıldığına şahit olduk. Masumiyet kisvesine bürünerek ülkenin altın nesli olduğunu söyleyenlerin, bu ülkeye de nasıl bir akrep nesile dönüştüklerini yaşayarak gördük. Devletin bütün kademelerine girerek, devletin mahremiyetini hain localara nasıl servis ettiklerine şahit olduk. Dış mihrakların İslam beldeleri üzerinde kurdukları oyunun baş aktörü olan FETÖ’nün, şer odaklarının desteğini alıp, bütün dünyada Hristiyanların misyonunu İslam nişanı olarak gösterme oyununa şahit olduk! Dışarıdan bakıldığında Müslüman, içeriden bakıldığında kafirin uşağı olduklarını hain tuzaklarıyla gördük. 

Geçmişten bu güne, bu ülkenin terörü olduğunu bildiğimiz PKK'nın ikiz kardeşi olduklarını,15 Temmuz'da uyuduğumuz uykumuzdan uyandığımızda gördük! 
Allahu Ekber diyerek Kelle alan, insan canına kast eden DAEŞ'in ortakları olduğunu, din diyerek himmetlerle toplanan yardımları bomba olarak üstümüze yağdırdıklarında anladık! 

Maskeleri düştüğünde ağa babalarına nasıl sığındıklarını yaşayarak gördük!

İslam’ın son kalesi olan Türkiye'nin mazlum coğrafyalara yaptığı yardımları nasıl durdurduklarını, Hatay'da durdurulan tırlarımızdan sonra anladık! Anladık ve şahit olduk! Artık bu ülke üzerine, yedi düvel ateş olup yağsa dahi, göğsümüzü siper edeceğimize yemin ettik! Hain işkal kalkışmasında ilk andan itibaren manevi kuvvetler olarak nasıl bir sorumluluk aldıysak bundan sonra da alacağımıza yemin ettik! 

Bu ülkenin maneviyatını kuzu postuna bürünen kurtlara bir daha teslim etmemek için Dinimizi, Diyanetimizi, Devletimizi, milletimizi asla yalnız bırakmayacağımıza şeref sözü verdik.  

Bu bağlamda, milli ve güçlü bir siyasi duruşun ne kadar önemli olduğu 15 Temmuz'da bir kez daha görülmüştür. Diyanet – sen ailesi olarak 15 Temmuz’da canlarını seve seve feda adan şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize şifalar diliyorum” dedi.  
 
 
 
Osman AKÇİL  
Diyanet – Sen Isparta Şube Başkanı