Şanlıurfa Medya Yazarlar Derneği Şubesi mensupları, Said Nursi'nin kabrinin, şehit mezarlarının bulunduğu alanda olduğunu iddia etti.

Şanlıurfa Medya Yazarlar Derneği Şanlıurfa Şubesi'nden yaklaşık 30 kişinin katıldığı basın açıklaması, askeriye ait olan Şehitler Mezarlığı'nda, Dernek Başkanı Abdulkadir İkbal tarafından yapıldı. Burada ilk olarak şehitlerin anıtına kırmızı karanfil bırakan dernek üyeleri, daha sonra duada bulundu.

Son olarak basın mensuplarına konuşan Şanlıurfa Medya Yazarlar Derneği Şanlıurfa Şube Başkanı Abdulkadir İkbal, şehitlerin bulunduğu mezarlıkta Said Nursi'nin mezarının olduğunu iddia etti. İkbal, "23 Mart 1960... Bediüzzaman Said Nursi Isparta'da iken Şanlıurfa'ya geliyor ve bugün Urfa'da vefat ediyor. O yıllar askeri bir dönem idi, 60 ihtilali yapılmıştı. Yine o yıllarda İçişleri Bakanı İhsan Kızıloğlu, merhum Türkeş'in ifadesine geçiyor. Diyor ki; İhsan Kızıloğlu Milli Güvenlik Konseyi'ne bir teklif getirdi, dedi ki; 'Bediüzzaman Said Nursi'nin naaşının Urfa'da alınarak başka bir yerlere defin edilmesi için bir çalışma yapmamız lazım.

Sebep ise birçok insanlar hatta başka ülkelerden gelen insanlar bu mezarı ziyaret ediyorlar, bu bizi rahatsız ediyor.' O zaman ne yapalım diyorlar ve Bediüzzaman Said Nursi'nin kardeşi Abdülmecit Ünlükol Konya'da öğretmen iken kendisini getiriyorlar. Diyorlar ki; 'senin kardeşinin mezarını İç Anadolu'ya getireceğiz.' Kardeşi olan Abdülmecit Ünlükol da; 'benim böyle bir talebim yok.' Ama yapmazsan imzalamak zorunda kalırsın diyerek mecbur imzalatıyorlar kendisine. Urfa'ya bir heyet geliyor ve Bediüzzaman Said Nursi'nin Urfa'da bulunan Balıklıgöl'ün oradaki mezarını kırıyorlar ve orada iki tabut olduğu görülüyor ve bunun da altında başka bir şey yattığı ortaya çıkıyor. Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarını gece kırıp gece de götürüyorlar.

Bu yaşanan olay ise 12 Temmuz günü oluyor ve o gün de Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarını götürüyorlar. Abdülmecit Ünlükol ise; 'gece idi, karlık idi, ışık yoktu, şehir ve köy, kasaba görünmüyordu, karanlık bir yerdi, böyle bir yere defnettik' dedi. Merhum Mahmut Hasırcı, Bediüzzaman Said Nursi'nin çok yakın arkadaşı. Bana, naaşın götürülmesinin ardından bir gün sonra Urfa'da bir asker öldü denilerek halk arasında şayia atılıyor. Burada bir asker ölmüş onu da alıp getirip buraya gömüyorlar ve Mahmut Hasırcı vefatından 14 gün önce ölmeden kimseye söylemediği bir sırrı bana ve bir arkadaşıma söyledi. Bana dedi ki; 'Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarı burası, buraya gömdüler ama diğer tabutu da senaryo olarak başka bir yere götürdüler.' Elimdeki fotoğraf Bediüzzaman Said Nursi'nin çok yakını Mahmut Hasırcı, onunla buraya ölmeden önce geldik" şeklinde konuştu.

"BÜTÜN YETKİLİLERE MEKTUP YOLLADIM"

Yaşanan olayın ardından yetkililere bilgi almak için mektup gönderdiğini söyleyen İkbal, "Ben bundan yaklaşık 3 yıl önce Reisicumhura, Başbakana, Genelkurmaya ve İçişleri Bakanlığı'na bir mektup gönderdim. Dedim ki; Bediüzzaman Said Nursi'nin naaşı nerede? Bulunduğu yer neresi? Gelen cevap İçişleri Bakanlığı'ndan diyor ki; 'Urfa mezarlığından sorun.' Neden Urfa mezarlığından soralım?

Biz bütün bu yaşanan olayları göz önüne alarak diyoruz ki, bizim üç talebimiz var; Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarı burada ise veya başka bir yerde ise kim ne iddia ediyorsa etsin biz aksini demiyoruz, yalanlamıyoruz. Birinci isteğimiz mezarlar açılsın ve DNA testi yapılsın. İçişleri Bakanlığı Urfa'daki mezarlıklar arşivlerini açtırmalı, son olarak da Bediüzzaman Said Nursi'nin naaşı nerede ise bulunup Şanlıurfa'daki Balıklıgöl'ün bulunduğu yere gömülmesidir. Bunları talep ediyoruz ve yardım istiyoruz" diye konuştu. -