Medyanın kullanmış olduğu dilden kaynaklanabilecek olası yabancı düşmanlığı ve toplumdaki mülteci karşıtlığının azaltılmasına katkıda bulunması hedeflenerek Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) ve Mülteci Destek Derneği (MUDEM)  tarafından düzenlenen ve 3 gün süren ‘Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları”nın dördüncü hafta programı Ankara’da yapıldı.
Türkiye genelinden 250 yerel medya mensubuyla birlikte 21 Suriyeli gazetecinin katıldığı basın buluşması, T.C. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Akarca, AB Delegasyonu Başkan Yardımcısı Eleftheria Pertzinidou ve SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak’ın açış konuşmalarıyla başladı. 
Türkiye’de 3 milyon 671 bin 553 Suriyeli ve 85 farklı ülkeden gelen yaklaşık 400 bin sığınmacı ve mülteci olduğu ve Türkiye’nin göçü yönetmek için yüksek standartlarda kanuni düzenlemeler yaptığı bilgisini vererek, mültecilerin toplumumuzla ve yerel halkla olan uyumunun tesisinde basın mensuplarına büyük rol düştüğünü ifade eden SGDD Başkanı Kavlaklı, konuşmasında’’ Yerelin nabzını en iyi bilen ve yaygın medyada gördüğümüz haberlerin bir çoğunun asıl mimarı olan yerel basın mensupları, meslekleri ile kamuoyu algısının oluşmasında çok büyük bir öneme sahiptir. Haberde kullanılan dil, konuyla ilgili doğru terminolojiye hâkimiyet gibi konular, ülkemizin dünyada örnek olan çalışmalarına büyük katkılar sağlayabilecek güçtedir. Konu ile ilgili çalışan sivil toplum kuruluşlarının ve kamu kurumlarının, basın mensuplarımızla güncel gelişmelerle ilgili ortak çalışma yürütmesi ve birlikte kurulacak iletişim, kuşkusuz ülkemizin ve ülkemize sığınan kişilerin lehine olacaktır’’ sözlerine yer verdi.


’’MÜLTECİLER HER ŞEYDEN ÖNCE İNSANDIR. ÜLKELERİNİ TERK ETMEYİ KENDİLERİ SEÇMEDİ, BUNA MECBUR KALDILAR’’

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Akarca,’’Mülteciler her şeyden önce insandır. Ülkelerini terk etmeyi kendileri seçmedi, buna mecbur kaldılar’’ sözleriyle başladığı ve geçmişte de ülkemize sığınanların olduğunu ve buna  İsveç Kralı Şarl,Azerbaycan’ın Kurucusu  Mehmet Emin Resulzade,Macar Bağımsızlık hareketinin simgesi II.Ferenc Rakoczi,İranlı Cemaleddin Afgani ve Avusturyalı Mimar Celemens Holzmeister gibi önemli kişileri örnek olarak gösterdiği konuşmasında,’’Ülkemize sığınanlar bizim için tanrı misafiridir. Yaklaşık 5 milyon sığınmacıyı ülkemizde ağırlıyoruz. Bu konuda dünyaya insanlık dersi verdik. AB katkıları oldu ama yeterli değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, Türkiye 40 milyar dolar harcadı.AB’den 3 milyar Euro destek geldi.Türkiye elinden gelen gayreti gösteriyor.Sağlık,eğitim,barınmada çok büyük gayretler var.Fakat bugüne basının organize edilmesi ve bilgilendirilmesi ihmal edildi.Basına yönelik bir faaliyet olmamıştı,bu çalışmayı başlattık.Toplantıların çok faydalı olduğunu düşünüyorum.Bu organizasyon için ASAM ve yönetimine teşekkür ediyorum’’ dedi.
AB Delegasyonu Başkan Yardımcısı Eleftheria Pertzinidou,’’AB, Suriye krizinin başlangıcından itibaren Türkiye’yi mülteci akını konusundaki önemli çabasında desteklemiştir. AB bu konuda ciddi miktarda finansal destek vermek suretiyle hem mültecilerin,hem de ev sahibi topluluğun imkanlarını geliştirmek niyetindedir’’ şeklinde konuşurken, kimsenin bu kadar büyük bir kriz beklemediğini belirten, AB ‘nin sağlık,alt yapı ve eğitim alanındaki destekleri  ve Türkiye’deki mülteciler için  sağlanan olanaklarla ilgili yaptıkları çalışmaları aktaran AB Türkiye Delegasyonu Bölüm Başkanı Libor Chlad da,’’ Olanak olarak adlandırdığımız aslında fon;yani finansal destek.Ancak telaffuz edildiği gibi basit değil,içerisinde pek çok unsuru barındırıyor.Olanaklar,Türkiye ve AB arasında mülteci krizine yardımcı olmak için Mart 2016’da bir anlaşmayla ortaya çıktı.Bu anlaşma 6 milyar avroluk ciddi bir rakam.Olanaklar farklı finansal kaynaklardan desteklenen ortak bir mekanizma.Dünyanın farklı yerlerindeki göç yönetimine destek olmak için de aynı ortak mekanizma var.İşin özünde mültecilerin ihtiyaçlarının hızlı bir biçimde  karşılanması ve insani müdahale vardı,fonun ikinci yarısını da hızdan ziyade daha yüksek hedeflere odaklanıyoruz.Daha yapılandırılmış,daha üst nitelikli destek vermeye odaklanıyoruz.Türkiye’deki mülteci durumuna ilişkin olarak AB’nin  bağlılığı umut vaat ediyor.Onları kendi ülkenizde tüm cömertliğinizle misafir ediyorsunuz.AB’nin bu konuda destek olmada bir taahhüdü var.Türkiye en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yapıyor.AB-Türkiye ortaklığının kalitesini derinleştirmemiz gerekiyor.Mültecilerin çoğunluğunun kadın olduğunu,mültecilerin %60’ının 34 yaşın altında olduğunu ifade eden Chlad,’’4 yılı aşkın süredir Türkiye’deler ama ne yazık ki çoğunluğu Türkçe bilmiyor’’ ifadelerini kullandı.

Basın Buluşmaları, AB Türkiye Delegasyonu Bölüm Başkanı Libor Chlad’ın “Göç Konusunda Türkiye ve AB İş Birliği: Türkiye’deki Mülteciler için Olanaklar” sunumu ve MUDEM Genel Koordinatörü Safa Karataş’ın moderatörlüğünde, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Göç ve Acil Durum Eğitim Başkanlığı Şube Müdürü Selami İskender, T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik ve Spor Uzmanı Serkan Yücel ve T.C Göç İdaresi Genel Müdürlüğü temsilcinin katıldığı “Mültecilere Yönelik Yapılan Çalışmalar” oturumu ile devam etti.
UNICEF Türkiye İletişim Bölümü Başkanı Sema Hosta’nın “Göç, Mülteciler, Çocuklar ve Medya” ve UNHCR Türkiye Dış İlişkiler Görevlisi ve Sözcüsü Selin Ünal’ın “Medyada Mültecilerin Korunma ve İhtiyaçlarına Dayalı Temsili” sunumu ile ilk gün oturumları tamamlandı.

‘Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları’nın ikinci günü SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak’ın, medyanın doğru kullanması ve kamuoyunun doğru bilgilenmesi için mülteci, şartlı mülteci, sığınmacı, geçici koruma, uluslararası koruma, göçmen, düzensiz göçmen gibi kavramların tanımını içeren 'Mültecilerle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar ve Doğru Terminoloji' adlı sunumu ile başlayan programda Gazeteci, Belgesel Film Yapımcısı Foto Muhabiri Coşkun Aral ‘’ Deneyimlerle Göç’’ başlığı altında meslek yaşamında tanık olduğu göçlerin sebepleri ve yarattığı sonuçları görsel bir sunumla anlatarak konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Mülteci sorununun dünyanın bir çok yerinde yaşandığını,Lübnan,Afganistan,Pakistan,Filipinler gibi ülkelerde bu sorunun derinden hissedildiğini,2. Dünya Savaşı’nda da yaşanan mültecilik olayları ile bugün Orta Amerika’da,ABD dışındaki coğrafyalarda  ve Uzak Doğu’daki örneklerine değinerek dünyada  yaşananlara da bakmanın önemine değinerek ve göç gerçeğini kabul ederek, ülkemizde bir göç bakanlığı kurulması gerektiğini ifade eden Aral, bir taraftan barışın sağlanması beklenirken, diğer taraftan göçle gelen herkesin kalacağı düşüncesinden hareketle ekonomik ve sosyal alanda çöküntüye uğramamak için entegrasyonun önemine dikkat çekerek, sorunun ortak akılla aşılacağına,basına önemli görevler düştüğüne, manipülatif haberlere yer verilmemesine,hukuk ve adaletin ayırt etmeksizin uygulanması gerektiğine vurgu yaptı.Aral daha sonra gazetecilerden gelen soruları cevaplandırdı.
 Haber Global Ankara Temsilcisi Faruk Demirel’in moderatörlüğünde, Habertürk Gazetesi Yazarı Çetiner Çetin, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Rıza Özel ve Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Ayrekin Polatel’in katıldığı ‘Medyada Göç ve Mültecilerin Yeri’ oturumu ile devam etti ve Milliyet Gazetesi’nden Ömür Ünver’in moderatörlüğünde, Doğu Anadolu Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Feridun Fazıl Özsoy, Güneydoğu Anadolu Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Çelik ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Sefa Özdemir’in katılımı ile ‘Yerel Medyada Göç ve Mültecilerin Yeri’ oturumu ile tamamlandı.

“Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları”nın üçüncü günü Radyo Evi Derneği Başkanı Yusuf Erbaş’ın moderatörlüğünde, Suriye TV Genel Yayın Yönetmeni Malik Daghistani, Suriye TV Spikeri Aslan Allaz ve TV Sunucusu Liana Dahdouh’un katıldığı “Suriyeli Gazetecilerin Gözünden Türkiye” oturumu ile başladı. Ankara’da gerçekleştirilen basın buluşmaları MUDEM Genel Koordinatörü Safa Karataş’ın değerlendirme ve kapanış konuşması ile tamamlandı.

Ankara,İzmir,Van ve Ankara şeklinde Türkiye’nin  farklı illerinde 4 hafta süren seminerlere göç, sığınmacı ve mülteci haklarına ilişkin yasal çerçeve hakkında bilgilendirmeler yapılan ve göç konularındaki haber üretim süreçlerindeki farkındalığın arttırılmaya çalışıldığı kapanış toplantısında değerlendirme konuşması yapan MUDEM Genel Koordinatörü Safa Karataş,’’Bu yıl içerisinde gerçekleşen “Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları” 41 farklı şehirden 750 basın mensubunu bir araya getirdi. SGDD(ASAM) VE MUDEM  işbirliğinde  3 yıl süren çalışmalarımız sonunda toplam 2 bin 250 civarında gazeteci ile bir araya gelindi.Türkiye’de el sıkışmadığımız yerel basın mensubu kalmadı gibi.Bizim için bu çok kıymetli’’  ifadesinde bulunurken,Türk ve Suriyeli gazetecilerin bir araya gelerek birçok konuda paylaşımda bulunma fırsatı da bulduğu toplantı sonrasında değerlendirmede bulunan gazeteciler de; doğru terminoloji, mülteci hakları, haberin yapılış çerçevesinin önemi gibi konularda yapılan bilgi aktarımının çok yararlı olduğunu ve önümüzdeki süreçte yapacakları haberlerde bu bilgileri dikkate alacaklarını belirttiler. Mülteci çocukların oluşturduğu SGDD Çocuk Korosunun okuduğu Türkçe-Arapça şarkılar ve ‘’Denizlerde  kaybettiğimiz kardeşlerimizin etini yemiştir belki diye biz artık balık yemiyoruz’’ diyen Suriyeli bir gazetecinin hüzünlü sözleri  hafızalarda yer etti ve ‘’Çocuk çocuktur’’,’’İnsan, insandır’’ bunun mültecisi olmadığı gerçeğini bir kez daha ortaya koydu /Elif AKGÜL