Eksik düzenlemenin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay’a dava açtıklarını ifade eden Eğitim – Sen Isparta Temsilcisi Erol Kökten konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; “Milli Eğitim Bakanlığının 8.12.2010 günlü, B.08.0.PGM.0.77. 03.00-577/73069 talimatı gereğince uygulamaya konulan 2010 yılı “SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLERİN ÖZÜR DURUMUNA BAĞLI YER DEĞİŞTİRME KILAVUZU”nun “2.BAŞVURUDA BULUNACAKLARIN DİKKAT EDECEĞİ HUSUSLAR” başlıklı bölümünün “göreve başlama tarihi itibarıyla başvuruların son gününe kadar fiilen bir yıllık çalışma süresini tamamlayan ve tamamlayacak olan” ibaresinin,    “3.GENEL AÇIKLAMALAR” başlıklı bölümünün 1.fıkrasının, 4.”SAĞLIK DURUMU ÖZRÜNE BAĞLI YER DEĞİŞTİRME” başlıklı bölümünde yer alan “göreve başlama tarihi itibarıyla başvuruların son gününe kadar fiilen bir yıllık çalışma süresini tamamlayan ve tamamlayacak olan” ibaresinin, “5.EŞ DURUMU ÖZRÜNE BAĞLI YER DEĞİŞTİRME” başlıklı bölümünde yer alan göreve başlama tarihi itibarıyla başvuruların son gününe kadar fiilen bir yıllık çalışma süresini tamamlayan ve tamamlayacak olan” ibaresinin ve bu ibarelerin dayanağı olan 6.6.1978 gün ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların Ek. 3 maddesinin b fıkrasında yer alan” vizeli olduğu birimde fiilen en az bir yıl çalışmış olması” ibaresinin, 5. “5.EŞ DURUMU ÖZRÜNE BAĞLI YER DEĞİŞTİRME” başlıklı bölümünde eşi 2926 sayılı kanun kapsamında tarımsal faaliyette bulunanlara yer vermemek suretiyle eksik düzenlemenin, Kılavuzun 12.sayfasında yer alan “Boş Pozisyonların İller Bazında Sayısal Dağılımı” başlıklı tabloda alanlara yer vermemek suretiyle eksik düzenlemenin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay’a dava açtık.

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Gençlere Yönelen Şiddeti Kınıyoruz!

Karadeniz Teknik Üniversitesinde (KTÜ) düzenlenen, "Doğu Karadeniz Bölgesi Taşkınları Sempozyumu"na gelen Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nu ve HES’leri protesto etmek isteyen öğrenciler, polisin işkenceye varan şiddetine maruz kalmışlardır.
Protestocu gençlerin yerlerde sürüklenmesi, ayaklar altına alınmak istenmesi ve maruz kaldıkları darp sonrasında gözaltına alınıp, yetmezmiş gibi üzerlerine biber gazı sıkılması polisin şiddet dozunu açıkça göstermektedir. Bu yaşananların öncesinde Ankara’da binlerce emekçiye yöneltilen ve bizzat resmi ağızlarla her defasında meşrulaştırılmak istenen devlet şiddetinin, eşitlik ve özgürlük talep edenleri nasıl kuşattığı tüm gerçekliğiyle yüzümüze çarpmaktadır.
Başbakan Erdoğan’ın “Emniyet teşkilatımız, ileri demokrasinin savunucusudur.” şeklindeki açıklamaları açıkça göstermektedir ki; emekçilere, öğrencilere, kadınlara, işsizlere ve eşitlik, özgürlük talep eden tüm kesimlere yönelen bu şiddet bizzat AKP’nin demokrasi anlayışının ürünüdür. Doğanın tahrip edilmesine karşı yükseltilmek istenen sesin bastırılma biçimi bu demokratlığın ifadesidir.
Eğitim Sen olarak muhalif her sese yönelen bu şiddeti kınıyoruz. Baskı ve şiddet politikalarına karşı mücadelemizde, kararlı duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz.

Türkiye’de de, Kıbrıs’ta da Aynı Dil, Aynı Üslup: AKP’nin “İleri Demokrasi”sinde Emekçiye Baskı, Zulüm ve Hakaret Var!

Bilindiği üzere AKP Hükümeti, izlediği piyasacı program doğrultusunda, halkın çoğunluğunun kamusal haklarını budamakta ve kamu hizmetlerinin niteliği de bu piyasacı-neoliberal ilişkilere teslim edilmektedir. Kamu hizmetlerine dönük bu piyasacı saldırı, aynı zamanda kamu emekçilerine ve onların örgütlü mücadelelerine dönük saldırılarla kol kola ilerlemekte ve son olarak Ankara’da Torba Yasa protesto yürüyüşü sırasında karşı karşıya kaldığımız polis şiddetinde de görüldüğü üzere, baskıcı yüzünü daha da fazla göstermektedir.
Nitekim AKP’nin otoriter, baskıcı projesini gösterdiği temel alanlardan birisi de, KKTC halkına dönük olarak son dönemde sergilediği tavırdır. Açık biçimde KKTC yurttaşlarını inciten ve emekçilere “besleme” diyerek hakaret eden Başbakan Erdoğan’ın ve genel olarak AKP’nin tavrında, haklar ve demokrasi anlayışından daha çok bağımlılık dili ve ilişkileri mevcuttur. “Benim memurum, bana karşı grev yapamaz” diyen anlayış, kamu emekçilerinin haklarını budamakta beis görmediği gibi, karşı çıkanları da polis şiddetine maruz bırakabilmektedir. Aynı durum, KKTC’de ağırlığını kamu emekçilerinin oluşturduğu sendikaların eylemlerine karşı AKP’nin sergilediği tavırda da gözlenmiştir. Ses çıkarana, itiraz edene, kamu emekçilerinin kazanılmış haklarının budanması için sözde “ekonomik kurtarma paketleri” hazırlandığında, “krizin bedelini ödemeyeceğiz” diyenlere karşı izledikleri strateji, hep aynı psikolojik savaş taktikleriyle birlikte ilerlemektedir.
Bütün bunlar bizim Türkiye’de alışık olduğumuz tavırlardır ve şimdi de KKTC emekçilerine dönük aynı saldırgan dil ve üslup kullanılmaktadır. Amaç, emekçilerin kazanılmış haklarını budamayı meşrulaştırmak ve halkın diğer kesimleriyle kutuplaştırarak emekçiyi emekçiye kırdırmaktır.
Bu oyunu tanıyor ve “besleme” ifadesine yansıyan çirkinliği kınıyoruz. Türkiye’de on binlerce eğitim ve bilim emekçisinin temsilcisi olan sendikamız Eğitim Sen, KKTC’li emekçilerin kazanılmış haklarına dönük saldırıları püskürtmek amacıyla yürüttükleri örgütlü mücadelenin yanındadır ve destekçisi olduğunu bir kere daha bildirir. Zafer elbette direnen emekçinin olacaktır.

İkinci Kadın Kurultayımızı Başarıyla Gerçekleştirdik

Sendikamızın Merkez Kadın Sekreterliği; “Özgürlüğümüz İçin Örgütleniyoruz” şiarıyla hazırlıklarını yürüttüğü Eğitim Sen II. Kadın Kurultayını 9–10 Şubat 2011 tarihlerinde, Ankara’da Başkent Öğretmen evinde 170’i delege olmak üzere toplam 220 katılımcı ile gerçekleştirmiştir.

Kurultayın birinci gününde gerçekleştirilen atölye çalışmaları sonraki gün kurul tarafından toplu olarak değerlendirilmiş ve sunulan önergelerin ardından bir de sonuç bildirgesi hazırlanmıştır. Kurultaya sunulan ve delegelerin oylarıyla kabul edilen önergeler, sendikamızın bundan sonraki toplumsal cinsiyet politikalarında yol gösterici ve ön açıcı olacaktır.
Kurultayımızın hazırlık çalışmalarında yer alan, delege veya konuk olarak gelen, atölyelerde kolaylaştırıcılık yapan bütün kadın eğitim ve bilim emekçilerine teşekkür ediyoruz. Kurultayda alınan kararların takipçisi olacağımızı bildiriyoruz” dedi.