Diva-Sen Isparta İl Başkanı Mustafa Boztepe Ezan saygsızılığını sert dille eleştirdi.

“Bir ezan bir milletin kaderini değiştirmiştir”

Okunan ezan- ı Muhammediye yönelik gerçekleştirilen alçakça eylem, bana bir hocamızın anlattığı bir hadiseyi hatırlattı. 

Bu vesile ile paylaşmak istiyorum:

Çanakkale’de savaşın acı ve izdirabi iyice yükselmişti.
Düşman güçler birliklerimizi çepeçevre kuşatmış, güneşin doğmasıyla beraber büyük bir mücadele başlayacak ve bu mücadele sonunda oluşacak şehadet mertebesinin kaçınılmaz olduğu mehmetçiğin düşünce ufuklarında iyice belirmiş, şehadete koşmanın aşk ve heyecanı gönüllerini iyice kaplamıştı.

Sabah ezanı vakti gelmiş ve mümin gönüllerde şehadet öncesi yüce Rabbimizin huzurunda divan durma, huzura yönelme arzusu oluşmuştu. Sesigüzel, Hafız bir mehmetçik kumandanın yanına yaklaşır ve bir talepte bulunur:  

“ Kumandanım, güneşin doğmasıyla beraber bizim için şahadet kaçınılmazdır, müsadeniz olursa şu tepenin üstüne çıkıp bir sabah ezanı okumak istiyorum” diyerek arzusunu kumandanına iletir.  Kumandan buna razı olmaz, mevziden çıkmasına müsaade etmek istemez fakat hafız olan mehmetçik bu talebinde ısrarcı olunca kumandan istemeyerekte olsa izin verir. Böylece yüksek bir tepeye çıkan hafız yanık sesiyle sabah ezanını okur. Ezanın okunmasıyla düşman cephesinde büyük bir hareketlilik başlar.

Hani Mehmet Akif diyorduya: 

Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer. (1) 
Yedi iklîmi cihânın duruyor karşına da, (2) 
Ostralya'yla berâber bakıyorsun: Kanada! 
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; 
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...

İngilizlerin Hint bölgesinden kandırarak getirdikleri binlerce Müslüman ezan-ı Muhammediyi duyar duymaz derhal silahlarını bırakır, ve geri çekilir.

Onların silah bırakıp çekildiği noktadan güneşin doğuşuyla beraber Osmanlı evlatları mehmetçiklerimiz kuşatmayı tersine çevirmiş ve Çanakkaleyi geçilmez kılmıştı.  Ezanın okunması ile beraber karşılarındaki savaştığı insanların Müslüman Osmanlı askerleri olduğunu günler sonra anlamıştı garip/  kandırılmış Hint Müslümanları... İşte o ezanın bereketi, rahmeti ve aşkıyla alınan bu topraklar, Müslümanlara vatan olarak emanet edilmişti.

Bu tarihi şuur ve idrakten habersiz olan zavallıların minarelerimizden okunan ezanı boykot etmeleri ne kadar acı bir durumdur.

SEN EZANI OKUMAYA VE YAŞAMAYA DEVAM ET

Taksim' de gösterileri esnasında okunan Ezanı protesto edenlere yönelik toplumun sağ duyulu kişi ve kuruluşları tarafından itirazlar yapıldı yapılmaya da devam ediyor. Elbette Diva-Sen ailesi olarak bizler de aynı tepkiyi veriyor ve söz konusu tezviratta bulunanları en ağır ifadelerle kınıyoruz. Her şeyden önce EZAN; sadece namaz vakitlerini bildiren bir sesleniş değil İslam'ın şiarı ve inanan gönüllerin inşirahıdır. Zira ezan okunduğunda mümin gönüller huzura erer, şeytan ve kardeşleri son derece rahatsız olurlar. Filhakika bu durum ilahi manzumemizde de belirtilir.

Dini değerlere karşı bir kısım insanların saygısızlıkları aslında yeni tezahür etmiş değil. Dün vardı, bugün var, yarın da olacaktır. Çünkü insanoğlunun tamamı aynı değerlere inanmıyor. Allah teala inanç konusunda kullarını serbest bırakmış olup inananları cenneti ile müjdelemiş  inanmayanları ise cehennemi ile uyarmıştır. 


Bu nedenlerle, inanan kesim olarak bize düşen, ezanı okumak, dinlemek ve yaşamak olmalıdır. Taksimde ezana karşı saygısızlıkların yapıldığı gösterilerde yer alan baş örtülü kadınların kızların varlığı da gözlerden kaçmadı. Dolayısıyla inançlı olduklarını iddia edenlerin neye, nasıl ve niçin inandıkları ve inanmaları gerektiği hususu üzerinde durulması gerektiğine inanıyorum. 

O halde tüm inananlar olarak inancımızın kurallarına ve simgelerine önce kendimiz saygılarımızı gösterelim, yasayalım ki, örneklik teşkil edelim. Aksi halde söz konusu tezviratları yapanlara karşı en ağır küfürler de edilse, emr-i bil maruf, nehyi münker vazifesini yerine getirmiş olamayız.

SEN SAHİP ÇIKARSAN DİN ELİNDEN GİTMEYECEKTİR.

Ezan okunurken ıslık çalanların bir benzerini müşrikler yapmıştı.

İNKAR EDENLER DEDİLER Kİ:BU KUR'AN-I DİNLEMEYİN,OKUNURKEN GÜRÜLTÜ YAPIN,BELKİ BASTIRIRSINIZ.(KUR'AN-I KERİM FUSSİLET SURESİ 26)

Rabbim hidayet ve istikamet versin...

Mustafa BOZTEPE
Isparta Diva-Sen İl Başkanı