Gül üretiminde geçtiğimiz yıla göre bu sene iklim koşulları biraz daha iyi. Şu ana kadar doğal herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmadı. Yetkililerden alınan bilgilere göre içinde bulunduğumuz Nisan ayı bu şekilde tamamlanırsa en üst seviyede ürün alınabilir. Ve bu sene rekolte 10 bin tonun üzerinde olabilir.

Isparta ekonomisine, dolayısıyla milli ekonomiye her yıl ortalama 50 milyon euro katma değer sağlayan gül yetiştiriciliğinde akademik ve sektör temsilcilerinin katılımıyla yeni bir yol haritası belirlenmesi gerekiyor.    Bu doğrultuda gül üretiminde yeni strateji geliştirmenin zamanı geldi.

Sektör temsilcilerinden alınan bilgilere göre gül üretiminde sürdürülebilir olmak çok önemli. Bu hedef doğrultusunda geleceğe yönelik orta ve uzun vadeli yeni bir vizyon oluşturmak şart. Aksi durumda ilerleyen yıllarda gül sektörü çok büyük sorunlarla karşılaşabilir.

Dünya gülyağı ihtiyacının 3.500 kilogram olduğu gerçeğiyle hareket edecek olursak, yeni dikilen her fidan ve üretilen her gonca gül çiçeği mevcut gül üreticilerini olumsuz yönde etkilemektedir.

Meseleye; ya ihtiyaç olanı satacaksın, ya da ihtiyaç yaratacaksın mantığıyla baktığımızda, gülyağı tüketimi için yeni ihtiyaç alanları yaratılamadığını görmekteyiz. Dolayısıyla ihtiyaç olan kadarını üretmek en doğrusu.

Yaklaşık 30 bin dekar gül bahçesi bulunan Isparta’da ekim alanlarını çoğaltmak yerine, mevcut dikim alanlarının modern tarım uygulamaları teknikleriyle bakımlarını daha iyi yaparak rekolte ve kalite arttırabilir. 

Isparta’da gül üretiminin lokomotifi olan Gülbirlik sektörde belirleyici konumdadır. 3 bin aktif üyesi, 2 adet gülyağı ve 1 adet konkret fabrikası olmak üzere 3 ünite üretim tesisi ile çalışmalarını titizlikle yürüten Gülbirlik dünya pazarında talep edilen Türk tipi gülyağı kalitesini belirleyen bir çiftçi kuruluşudur.

Rosense markasıyla 120 çeşit kozmetik ve gıda üretimi yapan Gülbirlik yetkilileri üretimden çok pazarlamaya dikkat çekmekteler. Üretim çeşitliliğini arttırmak suretiyle dünya pazarında daha fazla söz sahibi olabilmek için lavanta, kekik ve zambak gibi alternatif ürünlerin teşvik edilmesi gerekmektedir.