Sevgili dostlar insanoğlunu iki şey çok yorar,
Konuşulacak zamanda susmak, 
Susulacak zamanda konuşmak… 
İşte bu yazıyı bu düşüncelerle yazıyorum…
Yazıyorum, çünkü bizim derdimiz üzüm yemek, 
Yoksa bağcıyla bir işimiz yok…
Bizim ne bir metrelik gülümüz var, ne de evde saksıda bir goncamız…
Dediğim gibi bizim derdimiz, Isparta’nın sembolü gülümüz,
Peygamber kokulu gülümüz…
Derdimiz,
Sabahın serinliğiyle bahçesine giderek gül toplayan, helaliyle alın terinin peşinde koşan ve bu kapsamda ev ekonomisine katkı sağlayan gerçek gül üreticisidir…
Derdimiz ne Hasan, ne Hüseyin,
Ne Ayşe, ne de Fatma’dır,
Derdimiz Isparta Gülüdür…
Gördük ki,
Gül sektöründe küçücük bir kıvılcım meydan savaşına dönüştü,
Meğer herkes kılıcını çekmiş, saldırmak için köşe başında, kuytuda bekliyormuş…
Üstelik gülün, 
Dostu kim?
Düşmanı kim?
Hiç belli değil…
Bu durumu gördükçe aklıma “Yengeç Avcısı” geliyor…
Günün birinde iki yengeç avcısı ava gitmişler,
Biri tecrübeli, diğeri henüz daha mesleği yeni öğreniyor…
Tecrübeli olan avcı, bir yengeç yakalayarak kovaya atmış ve hemen kovanın kapağını kapatmış,
İkinci yengeci yakalamış ve yine hemen kovaya atarak tekrar hızlıca kapağını kapatmış,
Dördüncü, beşinci yengeci yakalayan tecrübeli avcı artık kovanın kapağını kapatmamaya başlamış…
Bu durum henüz daha yengeç avını yeni öğrenmeye çalışan tecrübesiz avcının dikkatini çekmiş,
Usta neden böyle yaptın?
İlk iki yengeçte kaçmasınlar diyerek kovanın kapağını hemen kapattın, 
Ancak kovada yengeçler çoğalınca kapağını kapatmaktan vazgeçtin,
Bunun sebebi nedir? 
Diye sormuş…
Usta avcı cevap vermiş,
Bir-iki tane yengeç belki de kovadan kaçabilir,
Ama kovada yengeçler çoğaldıkça kaçamazlar,
Çünkü yengeçler birbirinin ayağından tutarak sürekli aşağıya çekerler demiş…
Gülde yaşanan manzarada aynen böyle,
Herkes birbirinin paçasından, ayağından aşağıya çekiyor…
Yükselene destek olmak yerine, paçasından tutup aşağıya çekiliyor…
Bu sadece gül için geçerli değil,
Hemen hemen tüm sektörlerde durum aynı,
Ahşap sektörü,
Mermer sektörü,
Mobilya sektörü,
İnşaat sektörü,
Say sayabildiğin kadar
Hep aynı…
Halıyı unutmamak lazım,
Halı tüccarları birbirlerinin paçasından aşağıya çeke çeke hem halıyı kaybettiler hem de kendileri kaybolup gittiler… 
Onun için aman dikkat diyorum,
Gülümüz solmasın, kaybolup gitmesin diyorum…