Birebir Programına konuk olan Başkan Çankaya; ‘Isparta Barosu’nun Eğirdir Gölü ile ilgili ciddi bir çalışması var. Biz Eğirdir Gölüne ilişkin toplumda ki hassasiyet Baromuza ulaştığı zaman, bu Hassasiyet bizde de zaten mevcut olduğu için gözle görülür bir problem Eğirdir Gölü’nde var. Fakat bu problemin gözle görülür olması yeterli değil. Biz Isparta Barosuyuz, biz gözümüzle gördük çekiliyor, yok oluyor diyemeyiz. Biz buna ilişkin bireysel verileri ortaya koyarak hareket etmeliyiz. Baronun hukuksal kimliğine yakışan budur. Isparta Barosu bu yönde Sedat Bey’inde yardımlarıyla, konusunda uzman bilim insanlarıyla iletişime geçti. Gerekli bilgilendirmeyi aldı, Eğirdir Gölüne ilişkin öncelikle bir heyet kurduk. Yapılabilecekler konusunda bir çalışma heyeti kurduk. Bu heyet bilim insanları ile iletişime geçti, ne yapılması gerekir? Nedir? Ne değildir? İlk önce bunları tespit etmeye çalıştı.

Akabinde biz Eğirdir Gölü ile ilgili, Eğirdir Gölüyle ilgilenmesi gereken tüm resmi kurumlara yazılar yazdık. Bu kurumların başında kimler var? Elbette ki Devlet Su İşleri var. Devlet Su İşlerine çok kapsamlı bir yazı yazdık, Göl’ün işletilmesi ile ilgili. Kodu nedir? Nasıl İşletiliyor? Kovada ’ya su veriliyor mu? Tarıma ne kadar su veriliyor? Bunlara ilişkin çok detaylı bilgilendirme talep eden bir yazı yazdık. Akabinde geç de olsa oradan bir cevap geldi ama Devlet Su İşleri bir memurunu görevlendirerek bizim heyetimizde de bir toplantı yaptı. Oda bize Göl’ün durumu ile ilgili bilgiler verdi. Akabinde Tarım Sulama Kooperatifleri ile ilgili Eğirdir Belediye’siyle, konusunda uzman insanlarla yazışmalarımızı yaptık. Fakat resmi kurumlarla yapmış olduğumuz yazışmalar, Göl’ün çekilmesi hususunda bizim endişelenmememiz gerektiğini özetle yazı verdi. Bu toplantılar ve yazılar bizim endişelerimizi gidermedi.


 
Bizim burada yapmamız gereken şey nedir? Eğirdir’de yaşayan vatandaşlarımızın, bizlerin gözle gördüğü şey aslında Eğirdir Gölü’nün işletme kodunun kritik seviyeye düştüğünün kanaatindeyiz. Dolayısıyla bunu resmi organlardan, resmi kurumlardan tespit edemediğimiz zaman ne yapmamız gerekiyor? Üniversitelerle, Çevre örgütleriyle irtibata geçmemiz gerekiyor. Genel kurumda benim söylediğim şuydu: Biz yapmış olduğumuz çalışmalarla, yapmış olduğumuz yazışmalar, yapmış olduğumuz araştırmalar neticesinde Eğirdir Gölü’nün işletilmesine ilişkin ciddi bir bilgi ve konuya hâkimiyet sağlamış olduk. Bunun sonucunda da izleyeceğimiz yolu belirledik. Isparta Barosu’nun şuan da izleyeceği yol nedir? Çevre Örgütleriyle yazışıyoruz, bir Üniversitemizden de cevap geldi. Biz Göl’ün en düşük işletme kodunun tespit edilmesi, mevcut durumun bu işletme kodunun altında olup olmadığını tespit edilmesi. Biz Isparta Barosu olarak bunu kendi imkânlarımızla tespit ettirmek istiyoruz, o yönde çalışmamız var ve son aşamadayız. Bu tespiti yaptıktan sonra gelecek raporda durum bizim endişe ettiğimiz gibi ise o zaman da hangi yasal yollara gideceğimizi tespit etmiş durumdayız. Burada ki gideceğimiz yasal yollar bizim sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmak değil. Belki orası daha ilerleyen aşamada gündeme gelir. Gölün bu seviyeye düşmesine neden olan etkenler nedir? Bunları tespit edeceğiz. Başta DSI olmak üzere ilgili kurumlardan, Gölün bu duruma gelmesine neden olan ruhsatsız kuyular, Kovada ‘ya ve santrale su verilmesi, Akabinde vahşi sulama, Göl çevresinde ki ilaçlama bunun gibi konularda biz diyeceğiz ki: Bunların yapılmasının engellenmesi. Gölü kurutan faktörlerin ortadan kaldırılmasını talep edeceğiz. Kaldırılmadığı takdirde idari mahkemesine başvuracağız.

Barolar sadece avukatların mensubu olduğu meslek örgütü değildir. Barolar aynı zamanda kamu tüzel kişiliğine haliz meslek örgütleridir. Dolayısıyla Barolar anayasaca demokratik, layık, hukuk devletini korumak ile yükümlü organizmalardır. Eğirdir Gölü doğal tabiat varlığıdır. Eğer tabiat varlığının hukuk dışı uygulamalarla kurumasına neden oluyor ise bunun önüne geçmek Isparta Barosunun görevidir.