-Sadece ''Şiir'' değil ''Manifesto''

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Fen- Edebiyat Fakültesi (FEF) Biyoloji Bölüm Başkanlığı Botanik Anabilim Dalı (AD) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Özçelik Türkiye'nin bitkilerini anlattığı şiirlerinde toplumu bilinçlendirmeye de çalışıyor.

Biyokaçakçılığa karşı verdiği mücadele ve Gül üzerine yaptığı çalışmalar ile Dünya çapında bilinirliğe erişen Prof. Dr. Hasan Özçelik, ''Gereği yok, daha fazla demenin/ Sığırkuyruğu, güller ve gevenin/ Gıvışgan ve Peygamber çiçeğinin/ Gen merkezi vardır, iş bu ülkede'' diye sesleniyor.

-Dokuz tür yok oldu

Türkiye'nin 12 bin bitki türüne habitat olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Hasan Özçelik, ''Dokuz tür EX oldu, botanik yasta/ CR kategorisi! olmasın hasta/ Edirne'den Van’a; Muğla’dan Kars’a/ Olmasın kayıplar, iş bu ülkede'' diye sesleniyor.

-Merak eyle, anlam çıkar sözümden

SDÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Özçelik, dizelerinde şöyle sesleniyor: ''Merak eyle, anlam çıkar sözümden/ Sakınırım düşmanların gözünden/ Kışı, yazı, baharından güzünden/ Dört mevsim yaşanır, iş bu ülkede.''

-Anadolu güller ve gevenin Gen Merkezi

SDÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Özçelik, bilimsel kitap, makale ve farklı yayınların yanı sıra Anadolu'nun sanat dili ile de anlatıyor. Özçelik, ''Gereği yok, daha fazla demenin/ Sığırkuyruğu, güller ve gevenin/ Gıvışgan ve Peygamber çiçeğinin/ Gen merkezi vardır, iş bu ülkede'' dizeleri ile toplumu bilgilendirmeye çalışıyor.

Prof. Dr. Hasan Özçelik'in yeni şiirlerinden bir demet:

Türkiye’nin Gülleri

Gülmek, gülümsemek güzel,
Güllerle hayat ne güzel,
Gülsüz hayat sanki gazel,
Bunu derim evvel, ezel.

Kanadı yok, ama uçar,
İstenmeyen yerden kaçar,
İlkbaharda çiçek açar,
Ülkemin bahçe gülleri

Nimetinden bolca veren,
Hokka gülü, Yediveren,
Bahar mevsimi ilk eren,
Sarıgüller, Yağ gülleri.

Hakkında neler yazılmış,
On bir gurupta dizilmiş,
Yetmiş türde hitam bulmuş,
Türkiye’nin tüm gülleri

Bizim eller, güzel iller,
Seherinde eser yeller,
Urfa ilinde yetişir,
Arapkızı, Siyah güller

Birazcık okuyun hele,
“Rosa alba”, Latince’de,
"Triyandafil" beyaz güle,
Denilirmiş Darende’de

Fidandan olunca reşit,
Her birine kıymet eşit,
Yetmiş türde beş yüz çeşit,
Türkiye’nin tüm gülleri

Sevgi ve barıştan yana,
Çok mesaj verir insana,
Her renkten ayrı bir mana,
Vardır içinde güllerin

Bir çiçek ki, farklı yeri,
Kokusu Muhammed (SAV) teri,
Sevmeyene derler deli,
“Şam gülü” denir, ülkemde

Prof. Dr. Hasan Özçelik

Türkiye Bitkileri

“Türkiye" adında bir vatan vardır,
Ne kadar anlatsak o kadar kârdır.
Tam oniki bin bitkiye vatandır,
Flora zengindir, iş bu ülkede.

Onbir ciltte anlatılmış bitkiler,
İklim, topoğrafya, nice etkiler,
Türkler bu vatana çoktan diktiler,
Ayyıldızlı bayrak, iş bu ülkede.

Alplerde ve Himalaya'da varız,
Tersiyerde, Quaternerde varız,
Bir yarımada, üç tarafı deniz,
Bir tarafı kara, iş bu ülkede.

Merak eyle, anlam çıkar sözümden,
Sakınırım düşmanların gözünden,
Kışı, yazı, baharından güzünden,
Dört mevsim yaşanır, iş bu ülkede.

Kaçkar, Dumlu, Erciyes ve Amanos,
Istranca, Köroğlu, Sandras ve Toros,
Zigana, Pülümür, Geçidi-Horoz,
Her biri bir derya, iş bu ülkede

Gezersin dağları, aylık, gündelik,
Lale, sümbül, nergiz, sığla, güneyik,
Binikiyüz cins ve dörtbin endemik,
Bin üçyüz üzüm var, iş bu ülkede

Flora maçında Avrupa’ya gol,
Birlikte atalım, gel simbiyont ol,
İncir, zeytin, buğday, çiçek-Dedegül,
Kutsal bitkiler çok, iş bu ülkede

Nice medeniyet konup göçtüler,
Ektiler, biçtiler, koyup gittiler,;
Binlerce bitkiyi ıslah ettiler,
İlaç, gıda, bahar; iş bu ülkede

Dokuz tür EX oldu, botanik yasta,
CR kategorisi! olmasın hasta,
Edirne'den Van’a; Muğla’dan Kars’a
Olmasın kayıplar, iş bu ülkede

Gereği yok, daha fazla demenin,;
Sığırkuyruğu, güller ve gevenin,
Gıvışgan ve Peygamber çiçeğinin
Gen merkezi vardır, iş bu ülkede.

Prof. Dr. Hasan Özçelik

BİR GÜL

Ben yanarım için için,;
Gül de yanar Lale için,
Bu kâinat yaratıldı,
En sevgili bir gül için.

Haktan geldim,  hakka vardım,
Gönlümü bir güle verdim.
Şefaatine nail olmak,
Oldu ömrüm, davam, derdim

Hasan Özçelik

HİKMET VE SUAL

Güller hoş kokar, neden, bilir misiniz?
Çünkü gül kokusu, Muhammed teridir.
Muhabbet sembolüdür, bilir misiniz?
Çünkü O resul, “sevgi” tecellisidir.

Güller tez solar, neden bilir misiniz?
Çünkü güller, ayrılığa hiç gelemez.
Güllerin yaprakları, neden yeşildir?
Çünkü Nebi’nin, Ravzası’nın rengidir.

Güller neden dikenli, bilir misiniz?
Hayat böyledir; sirke ve bal gibidir.
Ümit, sevinç, korku, endişe ve zahmet,
Ömür bitti mi, sonu berzah ve rahmet.

Hasan Özçelik

DAVA FELSEFEM: BİR GÜL

Hakikat bağında “GÜL” olmak gerek,
Mevlayı zikreden dil olmak gerek,
Hak yaratmış, halife-i arz diyerek;
Abdine dost, Hakka kul olmak gerek.

Uzatsam elimi, elim yetişmez,
O’nu anlatmaya ömür yetişmez,
Çölleşmiş gönülde güller yetişmez.
Güllerin içinde can olmak gerek.

Prof. Dr. Hasan Özçelik

ISPARTA’DA GÜL MEVSİMİ

Isparta bir şehri güldür,
Rabbim sen bu şehri güldür,
Gül mevsimi garip haldir,
Huzur, inanç bu şehirde

Çok eskiden beri varız,
Ana, baba, kardeş, yarız,
Ülke birincisi hafız,
Gülle gelir Isparta'da

Bahtiyardır gül üreten,
Alan, satan ve gül deren,
Kızların adı Gülseren,
Gülfidan, Aygül, Gülveren

Kızlar seher vakti kalkar,
Güllüklere doğru bakar,
Ellerine diken batar,
Hayatı anlatır güller.

Kocalar alır eşleri,
Anne, baba kardeşleri,
Güllüklerde kuş sesleri,
Neşelidir gül mevsimi.

Yirmibeşbin dönüm güllük,
Üç yüz ton işlenir günlük,
Yirmibeş tesis, çalışır,
On bin ton çiçektir yıllık.

Satar çiçek, gelir para,
Yıllık kırk milyon lira,
On bin eve maddi gıda,
Gülle güler Ispartalı

Prof. Dr. Hasan Özçelik

HİKÂYESİ:

Isparta Osmanlı döneminden bu yana gül tarımı yapmaktadır. Önceleri imbikle başlayan damıtma 1935 yılından bu yana sanayi haline dönüşmüştür. İlk gül fidanlarının Sultan II. Abdulhamid zamanında dağıtıldığı ve bu fidanların bu günkü Bulgaristanda kalan Türkler tarafından üretilerek devlet eliyle Anadolu topraklarına dağıtıldığı bilinmektedir. Endüstriyel gülcülük ise Müftizade İsmail Efendi ile başlamıştır. Gülcü İsmail Efendi tarımı yanında gül yağı üretip satmaya başlayan ilk kişidir. Ürettiği fidanları Denizli'nin Çal kasabasından getirmiştir. Atatürk zamanında da şehre gül kazanları (imbik) dağıtılmıştır.

Isparta ili hatta yöre için gül önemli bir sembolik değerdir. Gülcülüğün temeli R. damascena'ya dayanır. Bu türden 8-10 arasında genotip Isparta güllüklerinde ayırt edilmeden yetiştirilmektedir. Gül tarlaları ve çevresinde bulunan meyve bahçeleri kuşları cezbeder. Gül hasad zamanı ile kuşların göç dönemi aynı mevsimdir. Bu dönemde kuş sesleri birbirine karışır ve kuş sayısı-çeşitliliği artar. Özellikle Burdur Gölü, Keçiborlu civarında bu durum çok iyi anlaşılır.

Gül mevsimi şehrigülde ayrı bir telaş ve mutluluktur. Gül toplamak için erken kalkılır, namaz kılındıktan sonra güllüklere gidilir, bir yandan gül toplanırken bir yandan da kahvaltı hazırlanır. Gül mevsiminde ziyaretçiler artar, hatıra fotoğrafı çekerler misafir edilirler. Gül festivalleri yapılır. İlk kez 2018 yılında bu faaliyet uluslararası çapta gerçekleştirilmiştir.

Gül kokusu alan hafızlar elbette gül koklayan diğer insanlar da daha sakin, mutlu ve dikkatli olurlar. Isparta’dan hafızlıkta sürekli birinci çıkması hafız gülüne ve gül kokusuna bağlanmaktadır. Gül kokusunun Isparta halkı üzerinde insani değerleri yükselttiği ve şehri yaşanabilir ilk 3 kent arasına getirmede etkisinin önemli olduğu düşünülmektedir. Hizmeti geçen atalarımıza minnettarız. Allah hepsine gani gani rahmet eylesin. Bizi de onlara layık torunlar yapsın.

Kaynak: https://www.antoloji.com/isparta-da-gul-mevsimi-siiri/