ISPARTA'DA 48 YILDIR SİMİTÇİ İŞTE YAŞAM HİKAYESİ

Isparta'da 5 yaşından 53 yaşına kadar simitçilik yapan Ömer Kaplan’ın ilginç yaşam hikayesini Haber32 ile paylaştı. Simitçilikten emekliliğini kazandı, çocuklarını üniversitede okuttu, ev sahibi oldu. Örnek başarı hikayesinin kahramanı Kaplan, “Bu meslek sayesinde ev sahibi oldum. İşimi seviyorum. Dürüstçe çalıştıktan sonra her meslekte başarılı olunur” diye konuşuyor.
 

Çocukluğundan bu yana simitçilikle uğraşan Ömer Kaplan, ekmeğini taştan çıkarıyor. Baba parası yemeden, alnının teriyle çalışan Kaplan, yağmur çamur demeden seyyar olarak simit satarak rızsını çıkarıyor. Sözlerine kısa özgeçmişi anlatarak başlayan Kaplan, “1964 Sütçüler doğumluyum. Fakirlikten babamız buraya gelmiş. Sonra babam bulaşıkçılık yapıyormuş lokantalarda. Biz de burada büyüdük. 5 yaşında annemi kaybettim. Burada ilk öncelerde ayakkabı boyuyorduk. O zamanlar simit satanlar boyacılar çoktu. Bizde babamızın yanında boya yapıyorduk. Daha sonra simit işine girdik” dedi.
 

BABA PARASI YEMEDİK…

Simitçilikten emekli olan Kaplan, hayat hikayesini bizlerle paylaştı. İşte Kaplan’ın ağzından hayat hikayesi: “Bu işler fedakarlık istiyor. 8-5 değil o zamanlar sabah erken kalkıyorduk saat 3-4 de fırına gidiyorduk. Isparta da o zamanlar 2 tane fırın vardı. Birisi çalışıyordu güzel olarak verimli olarak. Biz de oradan alışveriş yaptığımız için simit satan çok insan vardı, yiyecek şeyler çok azdı. Ispartalılar da simidi seviyordu hemen yenilen bir şey pratik de. Bu işe girince gecenin 3-4’ünde kalkardık fırına gelirdik bir iki saat beklerdik simit falan alamazdık gençliğimiz böyle geçti. Babamızın yanında simit satarak ortaokulu bitirdik, ilkokul, lise hem okuduk hem simit sattık, baba parası yemedik.
 

2 ÇOCUĞUNA ÜNİVERSİTE OKUTTU

Ama çalıştık alnımızın terini yedik en güzelini yaptık. Babamız da bize bunu öğretti çalışmayı kimsenin malını teamül etmemeyi öğretti ondan elimizin alnımızın terini yiyoruz. Çok şükür evlendik. Ne yapayım ne yapayım dedim ben ne yapıyordum simit satıyordum simit satayım dedim. Eşim tabi bu işleri bilmediğinden garipsedi. Genç kızdı 18 yaşındaydı evlendiğinde bende 21 yaşlarındaydım. Akrabayız bir de 7 kuşak eşimle. Evlendik bu işlere başladık ama devamlı çalışıyoruz bayram, dini bayram, yılbaşında da çalışıyoruz bu işler fedakarlık istiyor. İnsanları tanıyoruz artık Isparta çok farklı oldu insanlar çok yabancıda var bilemiyorsun tanımıyorsun. Biraz bir şeyler kazanmaya başladım fırıncılar elimizden tutmaya başladı. Temiz çalışırsan fırıncı tutar seni. Aldığın malı satarsın ertesi gün parasını verirsin hiç yemezsin.

Para benim aliyim yiyim ertesi gün veririm dersen yanılırsın fırıncının parasını vereceksin. Bizim dürüst çalışkan olduğumuza kanaat getirdiler, yardım ettiler. Dedem bana çok yardımcı oldu. Adamın tuttuğu bin olsun bize yardımcı oldu. Davraz evi aldım aldığım günü akşamı orada evde namaz kıldım. Ev bomboş eşyaları taşıdık ama kirada daha eşyalarımız var kirada oturuyoruz o zaman. Bana böyle bir şeyi nasip ettin Allah’ım dedim, çok mutlu oldum. Daha sonra devamlı çalışmak zorunda kaldım. Hayat şartları evlendik çocuklarımız oldu. Bir kız bir oğlum oldu. Oğlum 4 yıllık işletme mezunu şimdi aşçı Serik’te Belekte çalışıyor. Kızım pilates eğitmeni. Süleyman Demirel Üniversitesi’nden mezun onlardan da çok memnunum. Böyle bir ailem var, çekirdek aileyiz biz.”
 

“HER ŞEY PARA DEMEK DEĞİL”

Sürekli azimli bir şekilde çalıştığını ve küçük şeylerle mutlu olduğunu söyleyen Kaplan, “Her şey hayatta para demek değil, Evet aslında öyle demek ama olmuyor işte. Biz zaten Allaha şükür çalışıp kazanıyoruz parayı görüyoruz. Allah verdi kazandık hayat böyle. Dürüst çalışmak insanlarını güvenini kırmamak lazım. Küçük şeylerden mutlu oldun mu gerisi gelir zaten. Benim arkadaşlarım var liseden yazın gelirler toplanırız oturur konuşuruz. Kimi öğretmen, subay, polis, memur. Düğünler olur, hastalar, ölümler olur gideriz beraber. Simitçiğiz diye hayattan kopmadık. Yani toplumun bir bireyi” dedi.
 

KENDİ SİGORTASINI YATIRDI VE EMEKLİ OLDU

İzmir Simit Fırı’nın kendine emanet edildiğini söyleyen Simitçi Ömer Kaplan, “Burası bizim değil buraya geldiğimde küçücüktüm 5 yaşlarındaydım. Buranın sahibi amcamız rahmetli oldu 4 sene falan oldu. Ölünce burada ki bütün arkadaşlarla bırakmadık burayı yola devam dedik. Emekliyim bu işten emekli oldum. Kendim yatırdım sigortamı emekli oldum çok şükür. Allah olmayanın da yardımcısı olsun emeklilik güzel bir şey. Bir şey kazanmak istiyorsan küçük bir şey olsa bile insanların güvenini kırmayacaksın. Küçük şeylerden mutlu olursan ileride sana büyük şeyler geliyor zaten” diyerek sözlerini tamamladı.