Isparta Müzesi, dört sergi salonundaki arkeoloji, etnografya ve halı dokuma eserleriyle ilgi çekiyor.

Millet Caddesi'nde iki katlı binada hizmet veren Isparta Müzesi, karma müze özelliğiyle arkeoloji, etnografya ve halıya kadar farklı türde eserleri tarih severlerle buluşturuyor.

Tarihe ışık tutan Isparta Müzesi'nde dikkati çeken eserlerin başında ölü hediyeleri yer alıyor. 1980'li yılların sonlarından itibaren Isparta'nın Atabey ilçesindeki Harmanören köyünde bulunan höyükte yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan küp mezarlar, yüzyıllar önce yaşayan insanların ölü gömme geleneklerini ortaya koyuyor.

Mezarlara dizleri ve dirsekleri karnına çekik olarak yerleştirilen insanların yanına, çeşitli süs eşyaları ve hediyeler bırakıldığı görülüyor. Ağız kısımları düz taşlarla kapatılan küp mezarlara pişmiş topraktan yapılan vazo, testi, takı gibi eserin ölü hediyesi olarak belirtiliyor.

Mezar steli ve ikonların bulunduğu müzede, Aksu ilçesindeki Zindan Mağarası önünde DSİ'nin 1977 yılındaki tünel çalışmaları sırasında bulunan ve mağaranın önünde akan Köprüçay'ı simgeleyen Bergama Kralı 3. Attalos'un MS 150 yılında yaptırdığı heykel de yer alıyor.

MÖ 6. Yüzyıl'a ait, Senirkent'in Yassıören beldesindeki Aya Yorgi Kilise'nden getirilen 18. Yüzyılın ilk çeyreğine ait ikonlar, geçen zamana karşın hala renklerini korumalarıyla ilgi uyandırıyor.

Müzedeki özgün eser arasında Yassıören'de bulunan Arkaizan üslupta yapılmış mezar steli (başucu taşı) bulunuyor.

Etnografya bölümünde, geleneksel dikdörtgen pencereli Isparta evinin misafir salonu, kız isteme sahnesi, yörük geleneklerinin anlatıldığı kıl çadır sergilenirken, Isparta'ya özgü gül yağının nasıl çıkartıldığı da müzede anlatılıyor. 

Isparta'nın 1891 yılında Babazade Zihni Paşa zamanında tanıştığı halı dokumacılığı da, müzede etkin yere sahip. Türk kadınının halı tezgahınında işlediği dokumaya, müzeyi ziyaret eden yerli ve yabancı turistler ilgi gösteriyor.