Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yüksel Metin, Türkiye'nin demokratik, çoğulculuk ve katılımcılık ilkelerini temel alacak bir anayasaya ihtiyacı olduğunu ve hazırlanacak anayasanın mutlaka halk oylamasına sunulması gerektiğini belirtti.
     Isparta Bilimsel Düşünce Topluluğu Derneği tarafından SDÜ Hafız İbrahim Demiralay Anfisi'nde ''Türkiye'nin Anayasa Sorunu'' konulu konferans düzenlendi.
     Metin, konferansta yaptığı konuşmada, 1982 Anayasası'nın bugüne kadar 17 kısmi değişiklik geçirdiğini belirterek, siyasi sistemde önemli ölçüde bir demokratikleşme ve liberalleşme sağladığını kaydetti. Yapılan değişikliklere rağmen 1982 Anayasası'nın otoriter ve yasakçı ruhunun tümüyle tasfiye edilemediğini ifade eden Metin, Türkiye'nin bir anayasa sorunu olduğunun toplumun her kesimi tarafından kabul edildiğini aktardı. 1982 Anayasası'nın bazı özelliklerinin, ülkenin temel sorunlarının çözümü noktasında önündeki engellerden biri olarak toplumda geniş bir fikir birliğinin mevcut olduğunu dile getiren Metin, sözlerine şöyle devam etti:
     ''Yöntemi ve içeriğiyle demokratik olan, çoğulculuk ve katılımcılık ilkelerini temel alacak ve koruyacak bir anayasa giderek acil bir ihtiyaç haline gelmiştir. Anayasa sorununa bütüncül bir anlayışla yaklaşarak, insan hakları standartlarını batılı demokrasiler düzeyine çıkaran, tümüyle yeni, sivil ve demokratik bir anayasa yapılmasının, kısmi anayasa değişikliklerine tercih edilmesi gerektiğinde şüphe yoktur.''
     Bazı çevrelerin yeni bir anayasaya ihtiyaç olmadığı, mevcut Anayasa'da bugüne kadar çok sayıda değişiklik yapıldığı ve ilave değişikliklerle Anayasa'nın yenilenebileceği yönünde görüşlere sahip olduğunu belirten Yüksel Metin, bu yaklaşımın doğru olmadığını kaydetti.
     Bir anayasanın nasıl hazırlandığının da en az içeriği kadar önemli olduğunu savunan Metin, hazırlanış yönteminin içeriğini doğrudan etkileyeceğini aktardı. Yeni Anayasa'nın halkın katılımıyla hazırlanması gerektiğini ifade eden Metin, halkın, temsilcileri tarafından hazırlanan Anayasa yapım çalışmalarına çeşitli vasıtalarla katılabilmesi gerektiğini bildirdi. Metin, şunları söyledi:
     ''Anayasa taslağı halkoyuna sunulmak suretiyle yürürlüğe girmeli, böylece halk sürecin tümü üzerinde etkili olma şansına kavuşmalıdır. Yeni Anayasa'nın hazırlanma yönteminden, içermesi gereken ilke ve kurallara kadar her boyutunun kamuoyunda açıkça tartışılması gerekmektedir. Anayasalar bir anlamda toplum sözleşmesi olduğu için toplumun tüm kesimlerinin bu temel belgenin hazırlanmasına katılması gerekir. Geniş tabanlı bir katılım, hazırlanan anayasanın toplum tarafından daha kolay benimsenmesi sonucunu doğuracaktır. Siyasi ve sosyal aktörlerin katılımıyla hazırlanan yeni anayasanın mutlaka halk oylamasına sunulması gerekir.''
     Metin, yeni Anayasa'nın devletçi, otoriter, vesayetçi ve yasakçı anlayışı terk edip, daha başlangıçtan itibaren bireyi ve onun haklarını esas alan, devleti aşkın bir varlık değil, bireye ve topluma hizmet eden bir araç olarak gören, toplumsal çeşitliliği bir tehlike değil, zenginlik olarak kabul eden, tek sesliliği değil, çoğulculuğu öne çıkaran ve Anayasal demokrasiyi tüm unsurlarıyla benimseyen bir metin olması gerektiğini vurguladı.
     Metin, yeni anayasanın, çağdaş demokratik ülkelerin kabul ettiği temel siyasi değer ve ilkeleri benimseyen, liberal, demokratik, çoğulcu ve özgürlükçü bir anayasa olması gerektiğini belirtti.