Cumhurbaşkanı Erdoğan, Isparta’nın soğuk hava depolarında kalan elmalarının İstanbul, Ankara ve İzmir’deki tanzim noktalarında satılacağını müjdeledi.

Erdoğan, “Elmaları gönderiyoruz. Tanzim satış noktalarına Isparta elmalarını gönderelim. Depoları boşaltalım. Kim kazanacak millet kazanacak.

Benim milletimi kimse sömüremeyecek. Zulüm ile abad olunmaz” diye konuştu.

Isparta Mitinginden Satırbaşları

Isparta'yı görüp de aşık olmamak mümkün mü? Isparta'yı görüp de hayran kalmamak mümkün mü? Aksu, Atabey, Eğirdir, Gelendost, Keçiborlu, Senirkent, Yalvaç, Uluborlu, Senikent'ini selamlıyorum. Güller şehri Isparta'nın güller kokan tüm mahallelerini, tüm köylerini selamlıyorum. Siz Ispartalı kardeşlerimle kucaklaşmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. 788 milyon lira toplam yatırım bedeli olan 41 kalem eserin açılışını yapmıştım. 

KANDİL VE PENSİLVANYA'DAKİ TERÖR BARONLARIN DİZLERİ ÇÖZÜLSÜN

24 Haziran seçimlerinde AK Parti'yi yüzde 48 oy oranıyla Isparta'da birinci parti yaptığınız için sizlere tekrar teşekkür ediyorum. Cumhur İttifakı'nı yüzde 61 ile zirveye taşıdığınız için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Rabbim yol arkadaşlığımızı, dostluğumuzu, muhabbetimizi daim eylesin diliyorum. Sizden 31 Mart'ta yine tarihi bir zafer bekliyorum. Öyle bir cevap verin ki mazlum ve mağdurların kalplerine inşirah olsun. Millet düşmanlarının yürekleri titresin. Kandil'deki, Pensilvanya'daki terör baronlarının dizlerinin bağı çözülsün.

BURADAKİ ELMALARI HIZLA İSTANBUL'A ANKARA'YA GÖNDERECEĞİZ

Hazine Maliye Bakanımı, Gıda Tarım Bakanımı, Ulaştırma Bakanı'mı arayacağım buradaki elmaları süratle İstanbul'a Ankara'ya gönderin diye. Benim milletimi kimse sömüremeyecek. Zulmüyle abad olunmaz! Isparta milli iradeye sahip çıkıyor muyuz? Isparta demokrasiye sahip çıkıyor muyuz? Isparta Cumhur İttifakı'nı zirveye taşıyor muyuz? Isparta tevazu, samimiyet ve gayretle memleket işi gönül işi diyor muyuz?

İBADETİN DE SİYASETİN DE TEMELİNDE SAMİMİYET VARDIR

Biz dikleşmedik sadece ve sadece Rabbimizin huzurunda rükuda ve secdede eğildik, bunun dışında asla! Ecdat gönülsüz namaz göğe alınmaz demiş. Yani gönülsüz yapılan ibadetin bile insana hayrı, faydası olmaz. İbadetin de siyasetin de temeli samimiyettir. Millete aşık olmadan, sevmeden, derdiyle dertlenip, sevincine ortak olmadan siyasette başarı yakalanamaz. Bunun için gönül siyaseti, gönül belediyeciliği diyoruz. Biz siyasete seçim kazanmak için değil gönülleri fethetmek için girdik.

YERİ GELDİĞİNDE CANINIZLA VE MALINIZLA SAHİP ÇIKTINIZ

Bütün iftiraların üstesinden de milletimizin muhabbeti, teveccühü sizlerin desteği sayesinde bugünlere geldik. 14 Ağustos'ta AK Parti'yi kuran, tabelasını asan yine milletimiz oldu, siz oldunuz. Vesayet güçlerinin, içerideki dışarıdaki şer odaklarının antidemokratik girişimlerine önce siz direndiniz. Tehditlere, şantajlara boyun eğmediniz. Seçim dönemlerinde oylarınızla, diğer zamanlarda dualarınızla, yeri geldiğinde 15 Temmuz'da olduğu gibi canınızla, malınızla bizlere ve ülkeye sahip çıktınız.


ÇEVRE BAHANESİYLE HAFTALARCA SOKAKLARIMIZI ATEŞE VERDİLER

17 yılda her biri diğerinden zorlu, meşakkatli tam 14 seçim yaşadık. Allah'a hamdolsun hepsinden de anlımızın akıyla çıkmayı başardık. İçeride ve dışarıda pek çok badire atlattık. Cumhuriyet mitingleriyle sokaklarımızın karıştırılmaya çalıştığı zamanlar oldu. Gazete haberleri üzerinden partimizi kapatmaya dahi kalktılar. 367 garabeti çıkardılar. Gezi olaylarıyla insanlarımızın arasını açmaya, tüketmeyin çağrılarıyla ekonomimizi batırmaya çalıştılar. Çevre bahanesiyle haftalarca sokakları ateşe verdiler. 17-25 girişimiyle emniyet ve yargı silahını çektiler. Çukurlar aşarak Doğu ve Güneydoğu'daki illerimizi işgale yeltendiler. Besleyip büyüttükleri FETÖ yılanını üzerimize saldılar. Hamdolsun bunu da boşa çıkardık.

IMF BAŞKANI'NA 'SEN DEĞİL BEN BAŞBAKANIM' DEDİM

Son 17 yılda sizlerle beraber zahmet çektik. Çetin mücadeleler verdik, ağır imtihanlardan geçtik. Sabrettik, sebat ettik, pes etmeyi aklımızın ucundan dahi geçirmedik. Hamdolsun sonunda demokrasimizi güçlendirmeyi, vesayeti zayıflatmayı, ekonomimizi 3,5 kat büyütmeyi, dış ticaretimizi 170 milyar dolara çıkarmayı başardık. Türkiye'nin IMF'ye borcu 23,5 milyar dolardı. Bay Kemal çıkmış utanmadan sıkılmadan 'Bu iktidar yine IMF'ye gidecek' diyor. İlk IMF'ye kapılarını açan CHP zihniyeti oldu. Biz geldik IMF'ye borç var. O zamanki IMF'nin başkanı ile Davos'ta konuşuyoruz. Dedim ki, 'Türkiye'nin başbakanı benim, sen değilsin. Sen aydan aya veya her yıl taksidini alıyor musun, alıyorsun. Sen kalkıp da Türkiye'ye yönetemezsin, Türkiye'yi ben yönetirim'... Tabi biraz sağa sola savruldu. Borcu ödedik işimiz bitti.

SAVUNMA SANAYİNDE YÜZDE 80 YURT DIŞINA BAĞIMLIYDIK

Yere iyi basıyoruz, güçlü basıyoruz. Birelerinin oyuna gelmek yok. Savunma sanayinde Türkiye tarihinde en büyük hamlesini bizim dönemimizde yaptı. Göreve geldiğimizde yüzde 80 ithaldi. Şimdi tamamen bu dışa bağımlılığı yüzde 35'e kadar düşürdük. Türkiye savaş gemisini, helikopterini, İHA, SİHA, füzelerini, bombalarını, silahlarını kendisi üretiyor. PKK, DEAŞ, FETÖ'ye kadar tarihlerinin en ağır darbelerini vuruyoruz. Gabar, Cudi, Tendürek, Kandil'de biz varız. İnlerine girdik inlerine! Kaçacak delik arıyorlar. Şimdi de 735 tane teröristi güvenlik güçlerimiz yakaladı, şimdi bunlar hesaba çekiliyor.

OPERASYONLA İLGİLİ PLANLARIMIZI STRATEJİMİZİ BELİRLEDİK

Binlerce DEAŞ, PKK/YPG'li teröristi etkisiz hale getirerek 40 bin kilometrelik alanı terör örgütlerinin zulmünden çıkardık. Onlara hiç unutamayacakları bir ders verdik. Daha birkaç yıl öncesine kadar terör örgütlerinin cirit attıkları yerlerde bugün huzur var. Türkiye'nin kontrolündeki yerlerde barış, özgürlük ve demokrasi var. Şu anda oraya 310 bin kişi tekrar geri gönderildi. Şimdi yeni bir hamlenin arefesindeyiz. Güney sınırımızın tamamını terörden arındıralacak güvenli bölgeler tesis edeceğiz. Operasyonla ilgili planlarımızı, stratejilerimizi belirledik.

TÜRKİYE KAZANDIĞI BAŞARILARI BUNLARA RAĞMEN YAPMIŞTIR

İnşallah çok yakında bu adımları atacağız. Türkiye'nin ayağına pranga vuranlar sadece ülkemizin düşmanları değil, ülkemiz ve milletimiz en büyük darbeyi içerideki gafillerden yemiştir. Kimi zaman karşımıza medya baronları, sözde aydınlar, statükocu bürokratlar olarak, darbecilere umut bağlamış siyasetçiler olarak, kimi zaman teröristlere 'cici çocuklar' diyen genel başkanlar olarak, kimi zaman da en küçük bir hadiseyi fırsata çevirmeye çalışan piyasa simsarları olarak çıkmıştır. Türkiye kazandığı başarıların tamamını bunlara rağmen gerçekleştirmiştir.