O gün ilk defa okunan şiir, dinmeyen alkışlar arasında ve olağanüstü bir coşku ile karşılanmıştı. Bütün vekiller ayaktaydılar ve hepsinin de duyguları kabarmış, tüyleri diken diken olmuştu. Çünkü kulaklarında yankılanan dizeler, şiirden öte bir sesleniş gibiydi.

Milli mücadelenin ruhunu en iyi bilenlerden biri olan Mehmet Akif sanki kelimelere çok özel manalar yüklemiş ve her mısrasına ruhlardan kopup gelen cazibeler kondurmuştu. O gün, İstiklal Marşının hepsi de birbirinden güzel 10 kıtası defalarca okundu ve ittifakla kabul edildi. Bugün 12 Mart 2019 O müstesna günün 98’inci yıldönümündeyiz. O gün bugündür bayrağımıza selam duruyor ve onun huzurunda istiklalimizin bu muhteşem destanını gururla söylüyoruz.

Bugün de aynı şeyi yapmalı, onu göğsümüzü kabartarak söylemeliyiz. Ama bu kutlu güne çok yakışacak bir şey daha yapmalıyız. O marşın ruhuna girmeye çalışmalıyız. O zaman anlayacağız ki İstiklal Marşımız herhangi bir şiir değil, zengin bir değerler manzumesidir. Evet… İstiklal Marşımız, ezelden beri onsuz yaşayamadığımız istiklal ve hürriyet aşkımızın şiiridir.

İstiklal Marşımız, yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde Anadolu’nun üzerine çöken bir karabasandan eşsiz bir kahramanlıkla kurtuluşumuzun şiiridir ve bize Türk’ün ateşle imtihanını, Büyük taarruzla başlayan vatan savunmasındaki iradeyi ve iman gücünü anlatır. İstiklal Marşımız, çehresi çatılmasın diye kurban olmayı dilediğimiz bayrağımızın, nazlı hilalimizin de şiiridir ve bize karanlık günlerde dahi ümitsiz olmamak gerektiğini telkin ederek al sancağın şafaklar gibi daima dalgalanacağı müjdesini verir.

İstiklal Marşımız, sadece Hakk'a tapan milletimizin, iman dolu göğsümüzün, namahrem eli değmesin diye üzerinde titrediğimiz mabetlerimizin, içinde kelime-i şehadetin de dile geldiği ve ebediyen duymayı arzu ettiğimiz EZANLARIMIZIN da şiiridir. İstiklal Marşımız, her zerresinden şühedanın fışkırdığı aziz toprağın, cennet vatanın da şiiridir. Ve İstiklal Marşımız, bizim tok sesimizdir; maşeri vicdanımızın göklere yükselen sesidir. Bu kutlu günde İstiklal savaşımızın muzaffer komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü; milli mücadelenin destanını bize armağan eden tevazu ve iman abidesi Mehmet Akif Ersoy’u ve bu kutlu marşta söylendiği gibi, başları arşa değecek kadar ulvileşen bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.

Dileriz ki ruhları şad, mekanları cennet olsun. Yine dileriz ki, söylerken bize güven aşılayan, gönlümüzde bahtiyarlık rüzgarları estiren İstiklal marşımız bu vatanın semalarında ebediyete kadar yankılansın.

Prof.Dr. İbrahim Diler, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü