Sevgili dostlar ilimizde son yıllarda maden-mermer sektörü büyük ivme kazanmış durumda.

Isparta Maden ve Mermerciler Derneğinin vermiş olduğu rakamlara göre Isparta merkez ilçeye bağlı 10, Eğirdir İlçemizde 68 ve Sütçüler İlçemizde 53 adet olmak üzere toplamda 131 superbetin adet mermer ocağı işletmesi bulunmakta. Mermer dışındaki diğer maden gruplarında ise 83 adet işletme bulunmakta. 

Bir mermer ocağı açabilmek için 4 bakanlığa bağlı 17 kurumdan görüş alınmakta. Ocaktaki fosseptik çukurundan tutun, orada çalışan iş makinelerinin atık yağ ve filtrelerine kadar her şey nizam ve intizam içerisinde kontrol altında yapılıyor. 

Yine derneğin vermiş olduğu bilgilere göre ülkemiz genelinde ormanlık alanların her bin metrekaresinin sadece 6 metrekaresinde madencilik faaliyetleri yapılıyor. Isparta ortalaması ise 3,5 metre kare, ormanlık alanın en yoğun olduğu Sütçüler ilçesinde bu rakam 5 metrekareye tekabül ediyor.

Bu ocaklarda istihdam durumu ise; 5500 kişi sahada yani mermer ocaklarında, 2000 kişide mermer fabrikalarında olmak üzere toplamda 7500 kişi direk olarak istihdam edilmekte. Ve dolaylı olarak ocaktan limana kadar 50 bin kişiye yakın insan fayda sağlıyor.

Milli ekonomiye katkısına baktığımızda 2017 rakamlarına göre Isparta genelinde yaklaşık 250 milyon dolarlık ihracat yapıldığını görmekteyiz. Ve kazanılan her 100 liranın 55 lirası devlete vergi olarak geri gidiyor.

Şu anda dünya mermer piyasasının en çok talep ettiği sektörde ottoman beji olarak bilinen taş Isparta ve Burdur’da bulunmakta.

Sevgili dostlar mermercilikteki gerçek fotoğraf bu. 

Çevreci olmak, doğayı sevmek elbet ki çok önemli. Klişe bir söz var; Biz ülke olarak zengin hazinelerin fakir bekçisi olarak mı kalalım? Diye. Belki de bu cümle her şeyi anlatan doğru bir söz. Şu an yaşadığımız dünyada devletlerin, milletlerin en çok üzerinde durduğu konu sahip oldukları ekonomiye dayalı olarak yaşam koşulları ön planda.

Herkes insanımı nasıl daha refah içinde yaşatırımın peşinde. 

Kısacası kapitalizm dünyasında herkes parası kadar konuşabiliyor, parası kadar söz geçirebiliyor. Kabul etsek de etmesek de maalesef durum böyle. O zaman biz neden sahip olduğumuz varlıklarımızı değerlendirmeyelim. 70’li yıllarda bu ülkenin 70 sente muhtaç kaldığını unutmayalım.

Tekrar söylüyorum; elbette ki çevre ve doğa çok önemli. Sonuç olarak koruma-kullanma dengesi içerisinde madenlerimizin en iyi şekilde derlendirmesi gerektiğine inanıyorum.