MHP Genel Merkezi, partinin çalkantılı döneminde Isparta'da birlik ve bareberliğin muhafazası anlamında önemli bir görev üstlenen İsa Yalçın ile devam kararı aldı. 4.kez il başkanı olarak seçilen Yalçın, bir rekora imza attı.

Milliyetçi Hareket Partisi'nde Isparta İl Başkanlığı kongresi cumartesi günü Belediye Kültür Sarayı'nda gerçekleştirildi. il delegeleri ile belde ve ilçe teşkilatları ve belediye başkanlarının ilgi gösterdiği kongreye MHP Genel Merkezi adına Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya da katıldı.

MHP İl Başkanı İsa Yalçın, kongrenin siyasi konuşmalar bölümünde 'il başkan adayı' sıfatıyla partililere hitap etti. 1 Kasım'dan sonra MHP üzerine uygulanan çok yönlü baskı ve algı operasyonlarına İl Teşkilatı olarak direnç gösterdiklerini belirten Yalçın, şöyle konuştu:

"20 ayda üç seçim ve son olarak da 16 Nisan referandumunu gerçekleştirdik.Partimizinmisyonu ve vizyonu milletten aldığı destekle yine millet adına ne görev verilirse verilsin yapmaktır. 30 Mart seçimlerinde Isparta’da il belediyesi başta olmak üzere 7 belediye, partimizden seçilmiş ve şükürler olsun ki bugüne kadar örnek hizmetleriylebizleri gururlandırmıştır. Yine seçilen İl Genel Meclisi ve belediye meclis üyelerimiz partimize yakışır disiplinde görevlerini eksiksiz yapmışlardır. Ispartalı hemşehrilerimizden aldıkları oyların karşılığını çalışarak, hizmet ederek ödeyen ve bu hizmetleriyle partimize karşı olan güvenin artmasına katkı veren tüm seçilmişlerimize teşekkür ediyorum.

7 Haziran ve bilhassa 1 Kasım seçimlerinden sonra MHP üzerine uygulanan çok yönlü baskı ve algı operasyonlarına rağmen MHP Isparta il teşkilatı olarak iyi bir direnç göstererek birlik ve bütünlüğümüzü muhafaza ettik. Bende il başkanı olarak bu bütünlüğün sağlanmasında samimi çaba gösteren herkese teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizler FETÖ/PDY yapılanmasına ÇETE diyerek, büyük bir tehlike olduğu uyarısını yıllarca yapmış olmamıza rağmen, söylediklerimize kulaklarını tıkayıp gözlerini kapayanlar, 15 Temmuz günü büyük bir şokla irkilmiş ve söylediklerimizin doğruluğunu yaşayarak öğrenmişlerdir.

Milliyetçi Hareket Partisi tarihinin her döneminde olduğu gibi bu dönemde de dizine kadar bataklığa saplanmış atı düzlüğe çıkarmak için gayret göstermiş ve göstermeye devam edecektir. Çünkü etrafımız ülkemizi yıkmak için çalışan iç ve dış mihraklar tarafından kuşatılmıştır. Bu kuşatmayı bertaraf edecek yegâne güç MHP ve ülkücü harekettir.

Zira gemi batarsa hepimiz bu gemi içinde batacağız.

“Ülke ve millet olarak içeride ve dışarıda büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldığımız bir dönemi yaşıyoruz. Bunun birçoğu siyasi iktidardan kaynaklanan sorunlar olduğu gibi, küresel güçlerin yeni bir paylaşım savaşı da sorunlarımızı oldukça arttırmış bulunmaktadır. Milliyetçi Hareket’in farkı ise bu zor dönemlerde ortaya çıkmaktadır. Fitne ateşinin üzerine barut dökemeyiz, gerilimi artırıp bulanık suda balık avlayamayız. İşte o yüzden Devlet Bahçeli liderliğindeki Milliyetçi Hareket, fırsatçılığı değil ‘Önce Devletim ve Milletim’ demeyi tercih etmiştir. Anlamamakta ısrar edenler için işin özeti budur.

Özellikle 1 Kasım seçimleri sonrası parti içerisinde oluşan muhalefet hareketi partimizin gelenekleri ve töresi doğrultusunda demokratik bir ortamda devam etmesine rağmen bazı kesimler tarafından sürekli sabote edilmiştir. Sayın genel başkanımızın siyasi nezaketini anlayamayanlar özellikle 15 Temmuz sonrası partimizin içerisinde farklı grupların oluşmasına sebep olacak hareketlere girişmişlerdir.

Milliyetçi Hareket Partisinde farklı düşünen arkadaşlara tamam dedik; ama farklı grupların oluşmasına müsaade etmeyeceğiz. İlimizde ilçe kongreleri gayet demokratik ortamda gerçekleşmiştir.Dün yaşanan sıkıntıları o günün şartlarında yaşanmış sıkıntılar olarak görüp bugün sayın genel başkanımızın emrinde çalışmak isteyenleri partimizden uzak tutmadık, istedikleri görevleri verdik.  

Bunlara rağmen uzun zamandan beri ‘acaba’ diye diye sabrettiğim konularda, bu yapılan inceliği anlamayan ve fırsat bilip hâlâparti içerisinde nasıl bir hizip oluştururum uğraşında olanlara da her şeyin bir sınırı olduğunu sizlerin huzurunda hatırlatmak isterim. Ülkücü hareketin geleneğinde olan hoşgörüyü suiistimal etmek isteyenler yani parti içi demokrasiyi partiye karşı güç olarak kullanmak isteyenler birliğimize, dirliğimize zarar vermektedir. Böyle düşünenlerin gönül dünyamızda yerleri yoktur. Bu partide kalacaksan lidere töreye uyacaksın, kalır da uymazsan karşılığını alacaksın. Lafın doğrusunu söylemek değil işin doğrusunu yapmak önemlidir. Bugüne kadar benim aldığım karara saygı duyarak ses çıkarmayan sabreden ülküdaşlarıma teşekkür ediyorum, milliyetçi hareketin birliği bütünlüğü için hertürlü fedakârlığı yapacağımı buradan ilan ediyorum. Cenabı Allah, fitneden hepimizi korusun.  

Genel Başkanım bizlere şöyle sesleniyor:

“Dava arkadaşlığı sorumluluk gerektirir, vefa gerektirir, fedakârlık gerektirir, hepsini geçtik sabır ve iyi niyetli olmayı gerektirir.

Ülküdaşlık hukuku çiğnenmeyecek, çiğnetilmesine göz yumulmayacak büyük, tarihi ve kutlu bir bağdır. Bu bağ kırılmaz, kopmaz, koparılamaz.
Dava arkadaşlarının birbirine saygılı, müşfik, muhabbet dolu olması kaçınılmaz bir görevdir. Asılsız isnat, itham ve iftira davaya sığmaz.”

UNUTMAYALIM Kİ, AYRILIKTA AZAP, BİRLİKTE HAYIR VARDIR.

Yeter ki isteyelim, yeter ki bunu hedefleyelim. Biz içimizde bir olursak dışımızda ne tür bir komplo olursa olsun, kumpas ve tuzaklar ne kadar vahşi kurgulanırsa kurgulansın işlemeyecektir. Unutmayalım ki, ayrılıkta azap, birlikte hayır vardır. Fitne güçlü olsa da, fikren, fiilen ve fiziken bir arada olanlara zarar veremeyecektir. 

Olağanüstü isabetli karar ve görüşleriyle, son çeyrek yüzyılda Türk siyasetine ışıl ışıl damgasını vuran Türk dünyasının hürmetle bağrına bastığı Türkmen Beyi,muhterem genel başkanım, bizler mesajınızı aldık ve milliyetçi hareketin azimli ve kararlı neferleri olarak, kıyamete kadar sizinle birlikte yürüyeceğiz. Takdir ve emirleriniz gönül defterimize kaydettiğimiz inançlarımızdır."