Başbakan Erdoğan Hitaben, "Sayın Başbakan da 13'üncü maddeye kendi unvanını koydurmuş. Hiç heveslenmesin. Bu millet cephede eğilen kişiden Cumhurbaşkanı seçmez. Bu, milletvekili seçimlerine de benzemez. Şeyh Edebali'nin öğüdünü unutup öfkeyi sanat sayanlardan, milletin yarısını diğerine hasım edenlerden Cumhurbaşkanı olmaz" dedi.
 
Milletvekili Öner, konuşmasını şöyle sürdürdü;
 
"Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; otuz sekiz yıl mülki idare amirliği yaptım, böyle karmaşık bir yasa çalışması görmedim. Gerçekten de yirmi yılı kaymakamlık, on sekiz yıla yakın dilimi valilik olarak geçen, sayın başbakanları, bakanları, vali olarak da sayın cumhurbaşkanlarını temsil eden bir kimse olarak böyle bir belirsizlik ortamıyla karşılaşmadım.
 
Devletin başının görev süresi belli değil ama Anayasa saptamış, 101'inci madde yapılan değişiklikle
Cumhurbaşkanlığının görev süresinin" beş yıl olduğunu vurguluyor, tıpkı milletvekillerinin görev süresinin dört yıl olduğunu 77'nci maddede belirlediği gibi.
 
77'nci madde ne zaman düzenlenmiş? 21 Ekim 2007 tarihli referandumla belirlenmiş bir hüküm. 101'inci madde ne zaman belirlenmiş? O da 21 Ekim tarihli referandumla belirlenmiş bir hüküm. Milletvekilleri, 21 Ekim tarihli referandumla belirlendiği üzere, beş yıllık süre yerine dört yıllık süreyle 12 Haziran seçimlerinde görev üstlendiler. Aynı şekilde, 21 Ekim tarihli referandumla belirlenin 101'inci madde, Cumhurbaşkanının görev süresini de beş yıl olarak belirlemiş.
 
Değerli arkadaşlar, hiç kimseyi dinlemiyorsunuz. Yani bu anlayışla şoför ehliyeti bile alamazsınız çünkü şoförlükte temel kural: Bir yokuş kaçıncı vitesle çıkılırsa aynı vitesle inilir.
 
Sayın Grup Başkan Vekilimiz ifade etti, geliniz. Anayasa değişikliği yapalım ve 101'inci maddedeki görev süresini birlikte saptayalım. Yoksa yükünüz sadece bir şoförün taşıdığı yük kadar basit bir yük değil, Türkiye Cumhuriyeti yüküdür, Türk milletinin yüküdür, meşruiyet yüküdür. Bu kafayla giderseniz Anayasa'yı ihlal suçlamasıyla karşı karşıya kalırsınız.
 
Düne kadar yargılanmayacaklarını, yargılanmayacaklarını zannedenler bugün yargılanıyorlar, üstelik yüzde 92'yle kabul edilen 12 Eylül Yasası'na konan "12 Eylül yöneticileri yargılanamaz." hükmüne rağmen bugün karşı karşıya kaldıkları pozisyonu lütfen dikkate alınız.
 
Şimdi, hukukta " İçtihada mütehammil." denen durumlar vardır. Kanun hükmünde kararnameler Meclis açıkken çıkarıldı, çıkarılmadı, kanun yerine geçer, geçmez tartışılabilir ama Anayasa yerine geçerli kanun çıkarılamaz arkadaşlar. Anayasa yerine geçen kanun çıkarılamaz.
 
Şimdi, söylenecek pek çok şey var. süre az. Tarih, ibret almak için yazılır ancak ibret almasını bilmeyenler için tekrarlanır. O bakımdan bunu lütfen yeniden düşününü/. Sovyet rejiminde "Pravda" diye bir gazete vardı, Pravda ne yazarsa Sovyet toplumu öyle düşünmek zorundaydı. Şimdi de çoğunluk grubuna ne dikte edilirse öyle karar veriliyor. "Bu devedir." deniyor, deve olduğuna karar veriliyor, "Kuştur." deniyor kuş olduğuna karar veriliyor, "zürafa" dense zürafa olduğuna karar verilecek. Yani böyle inatlaşmayla yasama çalışması olmaz değerli arkadaşlarım"