İşadamı Mustafa Özaydın: "1986'da okulu bitirdim. Askere gitmeyi bekliyorum. Çalışmaya iş bulamadım. Askere gittim-geldim.

İş yok. Bir proje bürosu açtım. 1 yıl kadar bekledim kimse bana iş vermedi. Onur duyduğum, gurur duyduğum bir anımı sizinle paylaşıyorum. Antalya'da inşaatın birinde kalıpçı ustası olarak işe başladım. Gittim oraya iş istedim. Dediler ki 'projeden anlar mısın' 'anlarım' dedim. Mühendis olduğumu gizledim. Alnımın teri ile çalıştım."

Müteahhitlik-mühendislik sektöründe Isparta sınırlarını aşıp Türkiye'nin en önemli projelerinin yapımına imzasını atan İnşaat Mühendisi Mustafa Özaydın, sosyal sorumluluk alanında da görevden kaçmıyor. Geçen sezon Isparta Davraspor'da ikinci başkanlık yapan Özaydın, bu sezon için Vali Şehmus Günaydın, Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ile Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın'ın güveni ile başkanlık koltuğuna oturtuldu. 

Doğum yeri Erzurum İspir olmasına rağmen Isparta milliyetçiliği konusunda rakip tanımayan İşadamı Özaydın'ın hayatı gençlere örnek olacak türden. Basın Kulübü'nün Şehrin Yüzleri Programı'na konuk olan Özaydın, hiç bilinmeyen yönlerini kamuoyu ile paylaştı. Askerden geldikten sonra iş bulamayan Özaydın, mühendislik ofisi açtı ancak kapısından 1 yıl boyunca müşteri girmedi. İnşaat mühendisi olduğunu gizleyen Özaydın, inşaatlarda kalıpçı ustası olarak görev yaptı. Devlet memurluğunu kazandı, bir aile dostunun uyarısı ile kapısından döndü. Sabretti, işini yaptı şimdi Türkiye'nin en prestijli projelerine imza atan bir inşaat şirketine sahip oldu. Dahası Isparta'nın değişmeyen vergi rekortmenleri arasında ilk 3'te.

İşte kendi ağzından Mustafa Özaydın:

O İLKOKULDAN MEZUN OLDU BABA ÖZAYDIN MİMARLIKTAN 

"1964 yılında Erzurum'un İspir ilçesinin Aksu köyünde doğdum. Oradaki ilköğretimi bitirdim. Ben doğduğumda babam İbrahim Özaydın bizim köy okulunda öğretmenmiş.

ilkokula başladığımda babam İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümünü kazanıyor. ilkokulda okurken o da mimarlık bölümünü bitiriyor. Benim okulun bitmesiyle onun üniversitesinin bitmesi aynı tarihe denk geliyor. Sonra babamın askerliği Isparta'ya çıkıyor. Ben de ortaokul okumak için Isparta'ya geldim. O gün bugün Isparta'dayız. Buradan kız aldık, buraya kız verdik. Buralı olduk artık. Burada kalabalık bir çekirdek ailemiz var. 45 kişilik bir çekirdek aileyiz.

ORTAOKULU VE LİSEYİ ISPARTA'DA OKUDU    

O yıllar şimdiki gençler kadar bilinçli değildik. Babam hem mimar hem inşaat mühendisi. O yıllarda öyle mezun olunuyordu. Burada Merkez Ortaokulu'nu bitirdim, sonra ŞAİK Lisesi'ni bitirdim. Sonra da Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü kazandım. 1986'da mezun oldum. Kader diyelim, azim diyelim, 'yolda rota değiştirmemek' diyelim, 'istikrar' diyelim, 'doğru insanlarla çalışmak' diyelim. 'Doğru insanlarla doğru zamanda tanışmak' diyelim. İş hayatında çok net kurallarımız var.

Onlardan asla taviz vermeyiz. Olması gerekeni mutlaka yaparız. Çok uykudan fedakarlık yaptık. Kendi özel hayatımızdan fedakarlık yaptık. 31 sene olmuş. Hiç rota değiştirmedim. Sürekli çalıştım. İstihdam sağladıktan sonra onlara karşı da sorumluluğunuz artıyor. İstihdam ettiğiniz insanların düzenli iş hayatına ihtiyacı var. Araba taksidi var, ev kirası var. Belli bir süreden sonra şahsınızı bırakıyorsunuz sorumlu olduğunuz insanlar için çalışıyorsunuz. Biz öyle yaptık. 

ONUR DUYUYORUM... İNŞAATTA KALIP USTALIĞI YAPTIM

1986'da okulu bitirdim. Askere gitmeyi bekliyorum. Çalışmaya iş bulamadım. Neyse, geçti. Askere gittim-geldim. İş yok. Bir proje bürosu açtım. 1 yıl kadar bekledim kimse bana iş vermedi. Onur duyduğum, gurur duyduğum bir şeyi sizinle paylaşıyorum. Antalya'da inşaatın birinde kalıpçı ustası olarak işe başladım. Gittim oraya iş istedim. Dediler ki 'projeden anlar mısın' 'anlarım' dedim. Mühendis olduğumu gizledim. Alnımın teri ile çalıştım. 

DEVLETİN KAPISINDAN DÖNDÜ

Devletin açtığı imtahanlara girdim. Hem Karayolu'nun hem Tarım-Orman Bakanlığı'nın imtihanını kazandım. Atamam yapılacak, Ankara'dan bir yazı geldi. Tarım-Orman Bakanlığı'ndan tam teşekküllü rapor istendi. Allah gani gani rahmet eylesin. İbrahim İncekara o zamanın Bayındırlık Yapım Şube Müdürü idi. Hastanede benle karşılaştı, ne yaptığımı sordu. Ben işe gireceğim diye havalarda uçuyorum. Öncelikle geçimimi düşünüyorum. Beni devlet memuru olmaktan vazgeçirdi. 'Sana yazık olur oğlum, yapma. Allah bir kapı açar' dedi. Ve yılın sonunda 1990'nın başlarıydı. Üniversitede yurt binaları başlamış 'orada saha mühendisi olarak başla' dedi. Onun bana bulduğu işle 1 milyon TL maaşla işe başladım. Şimdi demek ki bin TL. Sonra istikrarlı çalıştım, işime sahiplendim, mesleğime saygı duydum ve şantiye şefi oldum. 1-2 sene şantiye şefi oldum.

Akabinde Metro Mühendislik şirketini kurdum. Gençlere diyeceğim o ki; Kendinize saygını yitirmeyin. Yolda rota değiştirmeyin. Bir oraya bir buraya değil. Önünüzdeki işinizi başarmak için çalışın. Sonra Allah nasip ediyor."

Tesadüfen dershane satın aldı üniversite kurmayı hedefliyor

Özaydın'a göre eğitim çok önemli. "Yeni bir nesil yetiştiriyorsunuz. Vatan, millet sevdalısı. Güvenli ve dürüst. Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı bir nesil yetiştirmenin gururu ve heyecanı başka bir şey."

2008'in sonuydu. Tesadüfen bana bir dershane sattılar. Hiç  aklımda olmadı halde alacak-verecek karşılığı 'burası senin oldu' dediler. Öğrenci sayısı 125, öğretmen sayısı 10 ya da 12. Ayda 25 bin TL zarar ediyor. Ama kucağımızda bulduk. Şirketi aktiflerle pasiflerle aldık. Piyasaya borcu var. Devlete SSK borcu var. 'Ben doğru adamları bulmam lazım' dedim. Öğretmenlikte doğru adamları aradım. Isparta'da parmakla gösterilen en iyi öğretmenleri transfer ettim. Fiziki koşulları uygun hale getirdim. Hem mevcut binayı hem de ikinci şubenin fiziki koşullarını uygun hale getirdim. Çok pişman olduğum zamanlar oldum. Ama şimdi gurur duyuyorum. Çok yoruldum. 125 öğrenciyi arkadaşlarımın sayesinde 1000'e kadar çıkardık. Dershanelerin okula dönüşme sürecinde Özaydın Temel Lisesi'ni açtık. Büyük gurur kaynağımdır. Öğretmen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. İlk kurulduğu sene 26 çocuğumuzu sadece Tıp Fakültesine gönderdik. Onların diplomalarında benim imzam var. Bu büyük bir gurur. Sadece lise olmaz dedik.

Allah nasip etti. Binasını yaptık, Bahçeşehir Okulları'nı Isparta'ya getirdik. 1000'e yakın öğrenci, 160-170 çalışanımız var. Yeni bir nesil yetiştiriyorsunuz. Vatan, millet sevdalısı.

Güvenli ve dürüst. Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı bir nesil yetiştirmenin gururu ve heyecanı başka bir şey. Allah'ım nasip ederse, inşallah gelecekte hayalim Bahçeşehir'in üniversitesini Isparta'ya getirmek."

Kendi açımdan Isparta'da olmak doğru değil ama Isparta'ya çok seviyorum

"Isparta'da işadamı olmak çok zor. Isparta'da sanayi yok, kalifiyeli eleman yok. Doğru ve düzgün malzemeyi hep uzaktan alıyorsunuz. Isparta'da iş yapmak çok zor.

Rakiplerinizin daha iyi imkanları ve ortamları var. Kendi açımızdan Isparta'da olmak doğru değil. Ama biz Isparta'yı çok seviyoruz. Ben Türkiye'nin dört bir yakasından iş yaptım. Gümüşhane, Ordu, Yozgat, İzmir, Denizli, Muğla bir çok il sayabilirim. Hep oralarda iş yaptım ama geldim Isparta'da yatırım yaptım. Isparta firması olma gururunu yaşadım. Bundan sonra da böyle olacak. Belki büyükşehirlerin birinde şube açmayı planlıyoruz. Arkamızdan gelen genç ve yeni jenerasyon var. Onların teknolojiye ve kalifiyeli elemanlara daha kolay ulaşma adına büyükşehirde şubeleşeceğiz."

Isparta'da da çalışınca olur Şevket Demirel örnektir

"Bizim Ispartamızın insanında üretici bir ruh yok. 3 kişi bir araya gelemiyor. Kooperatifçilik ya da kollektif düşünme, birarada çalışma başarılabilmelidir. Isparta inanılmaz güzel bir yer. Konya'nın sanayisi çok ileride. Bucak çok iyi durumda. Bizim Isparta'da insanların biraraya gelme kültürünü geliştirmeliyiz. 

Sayın Şevket Demirel'i rahmetle anıyoruz. Onun yaptığı fabrikalar var, haya ayakta. Isparta'da oluyor. Neden olmasın. Çalışınca oluyor. Allah veriyor. Çalışma ve çok insanın biraraya gelmesi gerekiyor. Biz hem resmi taahhüt işleri hem de Isparta'ya has konut üretiyoruz. Şimdilik diyorum. Çünkü İstanbul, Ankara, gibi büyükşehirlerde konut ve AVM'ler üretme hedefimiz var. Resmi taahhüt işlerimiz var. Devlet hastaneleri, üniversita hastaneleri, üniversite fakülte binaları, cezaevleri, polis okulları, üst geçitler, köprülü kavşak gibi işlerimiz var. Gurur verici eserlere imzalar attık. Sadece yol müteahhitliği yapmıyoruz." 

Kaynak: Basın Kulübü - Şehir Kapında