Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Bünyesinde ilk olarak Yüksek Lisans programı olarak açılan Rejenetif Tıp Anabilim Dalı, ilgili alanda yakın gelecekte önemli teknolojilerin insanlığın hizmetine sunulması noktasında, dünya ile aynı dili konuşan, kendi teknolojilerini geliştirmeyi hedefleyen bilim insanlarını yetiştirmeyi hedefliyor. 
Programın amacı; Özellikle sert ve yumuşak doku rejenerasyonunda uzmanlaşmayı hedeflemektedir. Bu kapsamda kısa sürede kendi alanında bilim camiası içinde önemli bir yere gelmeyi amaçlamaktadır.
Konu hakkında açıklamalarda bulunan SDÜ Rejneratif Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Serdar Sezer, Anabilim dalı kurulmadan önce ilk olarak programda görev alacak öğretim üyelerinin uzmanlıklarına göre uygulamalı öğretimin yapılabileceği laboratuvar altyapısını oluşturduklarını ve akabinde öğretim modelleri belirlenerek planlamalar yaptıklarını söyledi.


YENİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ GELİŞİYOR
Artan yaşlı nüfusa bağlı olarak yeni tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyulduğunu belirten Doç. Dr. Sezer; “Yaşlılık oranı artan dünya nüfusu ve yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan görme ve duyma kayıpları, hafıza problemleri, kemik erimesi gibi yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen hastalıkların sayısındaki artış gözükmektedir.  Buna bağlı olarak kronik hastalıkların sayılarında meydana gelen yükseliş sebebiyle tüm dünyada yeni tedavi yöntemlerine ve yaklaşımlarına karşı artan bir ihtiyaç söz konusudur. Dünyada bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler, hastalıkların tedavi süreçlerinde artan başarılar, işlev kayıplarının engellenmesine, zarar gören doku ve organların onarılmasına yönelik etkili ve güvenli yaklaşımların geliştirilmesine ivme kazandırmaktadır. Bu çerçevede, rejeneratif (yenileyici) tıp büyük potansiyel taşımakta ve giderek daha çok uygulamada yerini almaya başlamaktadır” diye konuştu.
UMUT VERİCİ YENİ BİR DAL
Rejeneratif (yenileyici) Tıbbın oldukça yeni ve popüler bir bilim dalı olduğunun altını çizerek konuşmasına devam eden Doç. Dr. Sezer; “Kısaca hastalık veya travma gibi sebeplerden dolayı organ ve dokularda meydana gelen hasarların tamir edilmesi ve yapısal işlevlerinin geri kazanılması yönündeki çalışmaların oluşturduğu anabilim dalına Rejeneratif Tıp adı veriliyor. İlgili çalışmalar genellikle doku mühendisliği ve hücresel tedavi çalışmalarını kapsıyor. Kök hücre teknolojileri gen, protein ve enzimleri hedefleyen tedavileri ile birlikte biyomalzeme teknolojileri en önemli alt çalışma alanları olmaktadır.  Bu kapsamda Rejeneratif Tıbbı, umut verici yeni bir dal olarak kabul edebiliriz. Burada özellikle kalıcı olarak zarar gören hücre, doku ve organların fonksiyonlarını yeniden kazanması için yürütülen çalışmalar oldukça dikkat çekiyor” dedi.
ZORLU TIBBİ SORUNLAR ÇÖZÜME KAVUŞTURULACAK
Rejeneratif tıp alanında çalışan bilim insanlarının oldukça farklı disiplinlerden araştırmacılarla beraber çalıştığına vurgu yapan Doç. Dr. Sezer; “İnsanlığın karşılaştığı en zorlu tıbbi sorunların çözümlerini bulmak için uğraşan Anabilim dalı farmakololji, eczacılık, biyoloji, kimya ve biyokimya mühendislik, tıp ve diğer alanlarda uzmanları bir araya getiriyor. Öğretim süreçlerinde kendi üniversitemiz dışında ülkemizde Rejeneratif Tıp alanında öncü akademisyenlerle de işbirliği içinde çalışmalar yürüterek, öğrencilerin kısa süreli değişimlerle farklı üniversitelerdeki çalışmalara katılarak deneyimlerinin arttırılması da hedeflenmektedir” diye konuştu.
SDÜ SAHİP OLDUĞU POTANSİYEL İLE ÖNCÜ OLACAK
Süleyman Demirel Üniversitesinin sağlık alanında sahip olduğu önemli insan kaynağı ve laboratuvar altyapısına dikkat çekerek konuşmasına devam eden Doç. Dr. Sezer, son olarak şunları söyledi; “Anabilim dalımızda görevli öğretim üyelerimizin rejeneratif tıp alanında önemli deneyimlerinin olmasını bir avantaj olarak görüyoruz. Ayrıca, öğrencilerimizin eğitimini sadece teorik değil pratik uygulamalarla destekleyeceğiz. Üniversitemiz sağlık alanında laboratuvardan başlayıp klinikte son bulacak çalışmalar için çok ideal bir altyapıya sahip. Bu avantajlar öğrencilerimizin alanında oldukça donanımlı ve Dünya ile rekabet edebilen araştırmacılar olarak yetişmesinde önemli rol oynayacaktır. Mezuniyet sonrası öğrencilerimizi dünyadaki önemli merkezlerde araştırma yapmaları için öğretim dönemlerinden itibaren teşvik edip, öğretim üyelerimizin dahil olduğu bilimsel ağlarda aktif olarak katılmalarını amaçlıyoruz.
Ayrıca, Göller Bölgesi içinde Süleyman Demirel Üniversitesi olarak bu popüler alanda öncü olarak, bölgemizdeki akademisyenleri bir çatı altında toplamayı hedefliyoruz.
Hâlihazırda sert doku rejenerasyonu alanında anabilim dalımızda TÜBİTAK 1003 projesi bulunmakta ve bunun yanı sıra proje başvurularımızda bulunmaktadır. Avrupa birliği fonlarında maksimum fayda sağlayacak bir proje modeli oluşturulması hedeflenerek, programda kabul görecek tüm öğrencilere burs imkanı sunmayı hedeflemektedir” dedi./ İbrahim DEMİRAYAK