Sevgili dostlar, Isparta sentetik gülsuyuna karşı savaş açtı,
Siyasiler, sivil toplum örgütleri, üreticiler, tüketiciler, sanayiciler velhasıl topyekun sentetik gülsuyuna karşın adeta savaş açılmış durumda…
Daha önceki yıllarda da sentetik gülsuyu meselesi hep gündemdeydi,
Ancak, dünya gülyağı piyasasının getirmiş olduğu rehavet nedeniyle üzerinde fazla durmaya gerek görülmüyordu,
Çünkü işler tıkırında gidiyordu,
Pazar sorunu yok,
Satan memnun, alan memnun geçinilip gidiliyordu…
Ne zamanki gül sektörü son iki yıldır sıkıntıya girdi,
Ancak o zaman sentetik gülsuyu konusu üzerinde ciddiyetle durulmaya başlandı…
Saygıdeğer vekillerimiz TBMM’de gündem oluşturdular,
ITSO ilgili bakanlıklara doğal gülsuyu ve sentetik gülsuyu hakkında dosyalar sundu,
Isparta yerel basını konuyu sürekli gündemde tutarak ulusal gündeme taşıdı,
Bütün bunlar çok güzel,
İnşallah iyi sonuç verir düşüncesindeyim…
Saygıdeğer vekillerimizin söylediği gibi Isparta gülü sahipsiz değildir…
Burada üzerinde önemle durulması gereken bir konuda bu işin hukuksal mücadelesidir…
İçinde doğal gülsuyu olmayan bir ürüne nasıl gülsuyu denir? 
Bu konuda çalışma yapılması gerekir düşüncesindeyim…
Diğer bir husus, bu meselenin sürekli gündemde tutularak tüketicinin bilinçlendirilmesidir…
Virüs salgını nedeniyle zor bir süreçten geçiyoruz,
Sağımız hastalık, solumuz kötülük…
Aslında bütün hastalıkların ve kötülüklerin anası doğal olmayan ürünler değil midir? 
Yediğimiz, giydiğimiz ve hatta oturduğumuz evlerin bile doğal ürünlerden olmamasına ne demeli?  
Bilim insanları sürekli doğal olmayan ürünlere karşı uyarılar yapıyor, 
Yapay olan, çeşitli kimyasal bireşimlerle elde edilmiş ürünler kanser başta olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır… 
Sentetik gülsuyu da aynı kategoridedir…
100 gram çeşme suyuna 2 gram sentetikli gül kokusu ilave et,
Alsana gülsuyu…
Maalesef Türkiye’de tüketilen gülsuyunun %80’ni sentetikli…
Ve işin en acıklı tarafı da %100 doğal gülsuyu diyerek insanların kandırılmasıdır…
Bugünün menfaati uğruna uğuruna yarınını feda edenler vardır,
Kötülüğün ve karamsarlığın vücut bulmuş halleridir onlar, 
Oburdurlar, doymak bilmezler,
Yumurtasını pişirebilmek için komşusunun evini yakarlar,
 Bu tipleri durduracak en güzel yol hukuktur…
“Gülsuyumu” yoksa “Güllü Sumu”
Hem hukuk savaşını vereceğiz hem de tüketiciyi bilinçlendireceğiz…