2009 yılında önce uyuşturucu enjekte edilip tecavüz edilen; daha sonra öldürülen ve çıplak şekilde cesedi Gönen’e atılan 16 yaşındaki Sezgi Kırıt’ın Davası’na Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da müdahil oldu. Sanıkların yargılama süreci Antalya’da devam ediyor Antalya'da 31 Ağustos 2009 günü ekmek almak için evden ayrılan Sezgi Kırıt, Facebook'tan tanıştığı Osman Küçük ile buluştu. Küçük, Sezgi Kırıt'ı iş arkadaşı Ali Karpi'nin evine götürdü. İddiaya göre burada vücuduna uyuşturucu enjekte edilen Kırıt, evde birden fazla kişinin şiddet ve tecavüzüne uğradı.

Sezgi Kırıt'ın burada ölmesi üzerine yakalanmaktan endişe eden evdekiler, cesedi yıkadıktan sonra bir battaniyeye sarıp Isparta'nın Gönen İlçesi yakınlarındaki arı kovanlarının bulunduğu araziye attı. Sezgi Kırıt'ın cesedi 2 Eylül 2009 günü bulundu. Üzerinden kimlik çıkmayan ceset, kimsesizler mezarlığına gömüldü. Ailesi Isparta'da sahipsiz bir ceset bulunup gömüldüğünü 40 gün sonra öğrenince mezar açıldı. Cesedin Sezgi Kırıt'a ait olduğu anlaşılınca soruşturma başlatıldı. Olayla ilgili şüpheliler Osman Küçük, Ali Karpi, kız kardeşi Emine Karpi ile oğlu Mehmet Mutlu Kurtlar gözaltına alındı.

İfadelerinde birlikte alkol alıp uyuşturucu kullandıklarını anlatan şüpheliler, kızın ölmesi üzerine cesetten kurtulmak istediklerini ve araziye attıklarını söyledi. Soruşturma safhasında Ali Karpi hayatını kaybetti. Olayın üzerinden 7 yıl geçtikten sonra Antalya 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşmasında, olay tarihinde evde cesedi yıkadığı iddia edilen Emine Karpi ile uyuşturucu madde bağımlısı olduğu öne sürülen oğlu Mehmet Mutlu Kurtlar ve genç kızı eve götüren Osman Küçük, tutuklandı. Suçlamaları kabul etmeyen sanıklar, davanın beşinci duruşmasında yine tahliye talebinde bulundu. Sanıklardan Emine Karpi, "Sezgi benim kardeşimin evine misafir olarak gelmişti.

O gece kardeşimin odasında kaldıklarını ertesi sabah öğrendim. Baktığımda ölmüştü. Ben uzun yıllar eşinden şiddet görmüş bir kadınım. Yıllarca şiddet gördükten sonra boşandım. Bana şiddet uygulayan eski eşime dahi herhangi bir kötü eylemim olmamıştır. Hayatımda öldürdüğüm tek canlı hamamböceğidir" dedi. Mehmet Mutlu Kurtlar ise "Sezgi'nin öldüğünü annemden öğrendim. Sabah annem uyandırdı. 'Kız yaşamıyor' dedi.

Odaya gidip baktığımda yaşamıyordu" dedi. Sanıklardan Osman Küçük de cesedin zarar görmemesi için çok gayret ettiğini söyledi, "Sezgi Kırıt'ın neden öldüğünü bilmiyorum" dedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi ile İzmir Barosu'nun da müdahil olarak yer aldığı duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi. Ailenin avukatı Sibel Önder, dava sürecinden ailenin memnun olduğunu belirterek, "Eskiden Sezgi'nin annesi kızının mezarına ağlayarak gidiyordu" dedi.