Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez CNN Türk kanalında Hakan Çelik'in sunduğu Hafta Sonu programında gündeme ilişkin açıklamalarda bululunuyor. Dönmez, "Valiliklere bir talimat gönderip okul saatleri ve mesai saatleri ile ilgili düzenleme yapılmasını istedik. Edirne ile Kars'ın eğitim ve mesai saatleri aynı olacak diye bir şart yok. Benim bildiğim kadarıyla da İstanbul'da eğitim saatler 8.30, 9.00 civarına kadar çekildi" dedi.

Enerji fiyatlarının ucuzlaması hangi kriterlere bağlı? Nükleer enerji atılımıyla Türkiye'de neler değişecek? İklim değişikliği, enerji verimliliği ve Türkiye'nin stratejik enerji planı gibi birçok konuda konuşan Bakan Dönmez'in konuşmalarından satırbaşları:

VALİLİKLERE MESAİ SAATLERİ İLE İLGİLİ TALİMAT GÖNDERDİK

Bugün gün içerisinde Antalya ve Isparta'da yaşanan doğal felaketler nedeniyle enerji verilemeyen yer kalmayacak. Yaz saati uygulamasında 2 yıl önce böyle bir karar almıştık. Bu kararın neden verildiğine dair gerekçe bulamadık. Bizim yapmış olduğumuz çalışmalar, kalıcı yaz saati uygulamasının daha verimli olacağını biliyordurk. Ancak biz bu konuyu İstanbul Teknik Üniversitesine çalışma yaptırdık. Sonuçlar kalıcı yaz saati uygulamasının enerji verimliliği bakımından daha iyi olacağını gördük. İTÜ ile öngörülen tasarruf miktarları oldu mu diye bir çalışma daha yaptırdık ve öngördüğümüz gibi tasarrufların gerçekleştiğini gördük. Valiliklere bir talimat gönderip, okul saatleri ve mesai saatleri ile ilgili düzenleme yapılmasını istedik. Edirne ile Kars'ın eğitim ve mesai saatleri aynı olacak diye bir şart yok. Benim bildiğim kadarıyla da İstanbul'da eğitim saatler 8.30, 9.00 civarına kadar çekildi.

BORU DAHA ETKİN KULLANACAĞIZ

Kimyacıların tanımı ile boz bir bakıma kimyasal tuz olarak tanımlanıyor. Onu öğüterek boraks adı verilen bir ürün haline getiriyoruz, sonrasında biraz daha katma değerler bor karbür haline getirdik. Nükleer çalışmalar için uygun hale getirilmesi için çalışmalara devam ediyoruz. Örneğin, bor karbür savunma sanayisinde kullanılıyor. Tonu 30 ila 40 bin dolar arasında değişiyor. Daha uç ürün bor izotoplarından elde ediliyor. Nükleer santrallerde bu çubuklardan faydalanıyor. Burada tonu 1 milyon doları aşıyor. Bor karbürü Eti Maden üretecek. Bir teknoloji ortağıyla fabrikalar kurulacak.Boru daha katma değerli ürünlere getireceğiz. Bu katma değerli ürünleri protfoyümüze koydukça satış rakamlarımız artacak.

BOR MADENİNİ DİĞER TEMİZLİK FİRMALARI DA KULLANABİLİR

Hidrojenli arabalarda bor yakıt olarak kullanılacak. Ama orada yakıt bor değil, hidrojen.Sadece kullanılan yakıt içerisinde bor bulunuyor. Ama borun bulunma amacı hidrojeni tutması. Doğru bir hareket olarak doğal yaşama bir dönüş var. Doğal bir ürün kullanayım, kimyasal ürünler bulunmasın diye isteyenler için geliştirildi. Temizlik ürünlerinde boru sadece Eti maden kullansın diye bir talebimiz yok. Diğer temizlik firmaları da bor içerikli temizlik ürünleri kullanabilirler, ürün geliştirmelerinden mutluluk duyarız. Boron temizlik ürünü, ülke genelinde satılması için birkaç büyük marketlerle anlaşma yapıldı.

TÜRKİYE GENELİNDE İŞLETME GİDERLERİ 17,5 MİLYAR LİRA

(Elektrik ve doğalgaz faturaları hususu) Öncelikle şunu söylemek gerekiyor. Kamu, son mevcut elektrik talebinin yüzde 20'sini karşılayabilecek durumda. Son yıllarda serbest girişimciler bu alanda çok önemli yatırımlar yaptı ve bu oran giderek arttı. Fatura kaleminde üretim bedeli ve dağıtım bedeli olmak üzere iki tür kalemin dışında vergi ve fonlardan oluşuyor. Dağıtım bedeli yüzde 30, geri kalan kısmı üretim maliyeti ve vergiler olarak geçiyor. Bu oranlar tüm dünyada buna yakın. Avrupa'da dağıtım bedeli yüzde 50, Türkiye'de bu rakam yüzde 35. Dağıtım bedeli santralde üretildiği yerden alarak, yüksek gerilim hatlarıyla şehirlere kadar getiriyoruz. Şehirlerde orta ve düşük gerililim haline getiriyoruz. 1 milyon 420 milometrelik bir şebeke işletiliyor. Bizim elektrik üretim kısmında, lisanslı santralle 1300 santralde 60 bin kişi çalışıyor. Dağıtım kısmında ise 120 bin personel çalışıtırılıyor. Üstelik üretimde çalışanların işi sabit ama dağıtımda çalışanlar için çok daha zor.Ve doğaldır ki işin zor olan kısmı personel bakımından daha maliyetli demektir. Ayrıca dağıtım şirketlerinin işletme giderleri de mevcut. Türkiye genelinde işletme giderleri 17,5 milyar lira.

TASARRUFLU CİHAZLARA YÖNELMEK GEREKİYOR

Konut bazlı bakıldığında tasarruflar yapıldığında en fazla elektrik tüketen ürünler, çamaşır makinesi ve buzdolabı gibi ürünler.Bu cihazlar için enerji verimliliği teknolojisi ile çalışanlara yönelmek gerekiyor. Gereksizse lambayı söndürmek, klima açıkken bir taraftan da camı açınca daha fazla enerji harcıyorsunuz. Yalıtım konusunda da bazı binalarımız yeterli değil. Yalıtım ile yüzde 40 oranında ısı tasarrufu sağlama imkanımız var. Ülke genelinde yalıtımı için yapılan çalışmada şöyle bir rapor önümüzde geldi. Verimlilikle ilgili 10 milyar dolarlık yatırım yapabilirsek, 2033'e kadar 30 milyar dolarlık bir dönüşü olacak. Araçlarımız için de öyle daha yakıt tasarruflu araçlara yönelmek gerekiyor.

ELEKTRİKTE ÇOK İYİ DURUMDAYIZ

Türkiye'nin doğalgaz üretimi artıyor. Tüketim bakımından 2018'de 50 milyar metreküp, bir önceki yıl 55 milyar metreküptü. Hava şartlarının ve sanayi tüketimlerinin de bu rakamlarda büyük etkisi var. Elektrikte ise çok iyi durumdayız. Hatta bir miktar arz fazlamız var ve bu bize gelecek yıllar için biraz rahatlık veriyor.

1999 DEPREMİNDEN SONRA HERKES DERS ALDI

(Türkiye'de depremde enerji dağıtımı konusunda alınan önlemler) 1999 depreminden sonra herkes dersler aldı. Belli kritik yerlerde yeterli sayıda otomatik kapanan şebekeler yerleştirildi. Binalara da yerleştirilen vanalarla da şebekenin içerisinde kalan gazın binalara sızması önlenebiliyor. İstanbul'da büyük bir deprem yaşanırsa, otomatik gazı kesen vanalar var. Hatta ani basınç düşmelerinde de otomatik kapanma özelliğine sahip vanalar var. Bu riskler özel vanalarla korunmuş durumda.

TÜRKİYE İÇİN BİR HAYALDİ ARTIK GERÇEKLEŞİYOR

(Rusya ile enerji ortaklığı) Rusya ile yaşanan hadiselere rağmen, Rusya - Türkiye ile yapmış olduğu gaz kontratlarının tamamına uydu. Nükleer güç santrallerine gelince, Türkiye çok uzun yıllar boyunca bu teknoloji için hamlelerde bulunmuş. Ama ihale iptalleri olmuştu. 2010 yıllarda Rusya ile nükleer santrali kurulması için anlaşma yapılmıştır. Mersin'deki Akkuyu Santrali'nde 2023 yılında ilk reaktör devreye girmiş olacak, şu anda bir gecikme söz konusu değil. Nükleer santraller Türkiye için bir hayaldi artık gerçekleşiyor. Trakya'da enerjiye olan talep diğer bölgelere göre çok daha fazla.Enerjide prensip, tükettiğiniz yerde üretin. Biz de bu prensip doğrultusunda yeni nükleer santral için öncelikli olarak Trakya bölgesinde araştırmalarımızı yapıyoruz. Ancak nükleer santral için 25 farklı kriterin sağlanması gerekiyor.