Mimarlar OdasıBaşkanı Yüksek Mimar Merve Kuyu, Isparta'nın tescilli tarihi evlerine ilişkin bu zamana kadar kimsenin gündeme getirmediği bir çözüm projesini kamuoyu ile paylaştı. Mimarlar Odası ve Basın Kulübü tarafından gerçekleştirilen 'YeniIsparta Dosyası' canlı yayın programında konuşan Kuyu, tescilli tarihi yapıların takas yöntemiyle kamu eline geçirilmesi gerektiğinisöyledi. Merve Kuyu, şöyle konuştu:

HAK SAHİPLERİ MAĞDUR

"Şu anki tarihi evlerin görüntüleriIsparta'ya yakışıyor mu? Burayı koruyoruz da ne yapıyoruz. Isparta için içler acısı bir durum. İstanbul'un arkas sokakları görüntüsü. Halk da çok mağdur. Mülkiyet sahipleri de 'biz ne yapacağımızı bilmiyoruz. Nereye başvuracağız' diyorlar. YeniIsparta Hareketinin
amacı daha iyi kentte ve yapılarda yaşamak. İnsanların yaşam kalitesini artıran binalar oluşturmamız gerekiyor.
 
İŞTE ÇÖZÜM
 
İnsanlar 'benim SİT alanında evim var bir çivi dahi çakamıyorum' diye yakınıyor. Bu Isparta'ya özel bir durum değil. Ama bence çözüm için önemli bir nokta var. Mülkiyetlerişahıslardan kamuya ya da kamu öncülüğünde bir kuruma geçirmek lazım. Buralara yenifonksiyonlar yüklenmeli. Ama bu artık
tencit pilavı haline geldi. Bu işin kilit noktası çok mülkiyetli yapıyı az mülkiyetli kamuya ait mülkiyet haline getirmemiz gerekiyor. Bunun için de güzel örnekler var. Isparta ilsınırları içerisinda Yalvaç'ta bu uygulamayı Mimarlar Odası ve Belediye işbirliğinde yaptırdık. Buradaki mülkiyet sahipleriyle başka bir alanda, onlarında rızasını alarak takasa girmek gerekiyor. Takastan sonra bölgesel olarak kullanıma açık hale getirmek gerekir. Satın almak finansal anlamda sorun yaratır. Takas yolu önerisine mülkiyet sahipleri de sıcak bakacaktır. Takasa girmeyen vatandaşı da gereklirestorasyona zorlamak gerekiyor. Yapamayana daha iyişartlarda yapılar verilmeli. Bu şehrin en değerli merkezini izbe, terkedilmiş, insanların korkarak yürüdüğü yerler olmaktan çıkarmalıyız. Bir türlü sonuca ulaştırılmayan bir öneride bulunmuyorum. Ben çok reel bir öneride bulunuyorum. Çok somut, herkesin kafasında şekillenebilecek bir öneri. 'SİT sorunu'diye konuşmaya başladığımızda idarecilerimizden gelen direk tepkişudur 'mülkiyeti çözemiyoruz' Bu değil. Önemli olan iş bilmek. İşi bildiğiniz de illa finansal kaynak ayırmak gerekmiyor. Çeşitli kamu kuruluşları ile paylaşımda bulunabilir. Buraların restorasyonundan çok başarılısonuçlar çıkacaktır. Bir sonraki belediye başkanımıza, milletvekillerimize bu öneriyisunuyoruz. Mimarlar Odası olarak bu işin tam göbeğinde
olacağımızı belirtiriz. Yıllardan beriIsparta'nın önemli bir sorunu. Isparta'nın en değerli, en güzel bölgesinde sıkıntı yaşanıyor. Halk bu kadar hazırken yeni Isparta kurgulanmalı. YeniIsparta hareketi yaratılamazsa yöneticilerin hepsine vebaldir. Burada başı çekmek yöneticilere düşer. Halk 'ben daha iyi yaşamak istiyorum' diyor. Gereği yapılmalı. Yöntemler üretilmeli. Reel yöntemler üretilmeli. İdeallerden bahsetmek bir tarafa. Çözüme gitmeliyiz.
 
EN BÜYÜK GÖREV BELEDİYELERİN
 
6 ayda 1 yılda Koruma Kurulu'ndan cevap alamayan vatandaşlar var. Bizim de serbest mimarlıkta karşımıza çıkan konular. Biz kenti dönüştürmek istiyoruz ama yapamıyorsunuz. Kurula gitmesi gerekiyor, görüşünün alınması gerekiyor. Karşınızda bir sürü prosüdür. Gerçekten uzman olmadıktan sonra bu arsayı atayıp, kurtalayım tavrına bürünüyorsunuz. Herkesin danışma alanları çok fazla olmuyor. Burada görev belediyelere düşüyor. belediyelerin bu konuda uzman, yetkin ve çözüm üreten insanlarla hareket etmeli. Kurulla istişare edilmeli. Kurulların hiçbiri kötü bir şey için kural koymuyor. Burada halk düşünülerek kurallar konuluyor. Sizin çözüm isteyip, istemediğiniz önemli. Siz bu tavrı koyduktan sonra Koruma Kurulları öcü değildir. İstemeyi bilmek gerekiyor. Sağlam gerekçeler oluşturmak gerekiyor. Kurula gittiğinizde siz neyi neden istediğinizi ortaya koymalısınız.
 
KANUN KALKAN OLMAMALI ÇÖZÜM İÇİN KULLANILMALI
 
Vatandaş Belediyeye gidip birşey sormaya kalkıyor. Sadece Belediye değil, Valilik, Mimarlar Odası veya başka yerler. Aradaki duvarları kaldıralım. Halkın sorunlarını çözmek için buralardayız. Sorun varsa, çözüm bulunmalı. İlgili kurumlardan insanları çağırarak bu sorunlara çözüm bulunabilir. Burada halkın cidden bir sıkıntısı var. Bu halkın mutlu edilmesi, mağduriyetinin giderilmesi gerekiyor. Ve hepimiz bu sorunu çözmek için kurumların başındayız.
 
Çözüm noktaları var. Diyorsunuz ki 'kanun bunu yazıyor, kusura bakmayın' Kanun çıkar ama kanunun nasıl uyguladığınız, yorumladığınız önemli. Kanuna çözüm odaklı bakmak gerekir. Kanun kalkan olarak kullanılmamalı. Kanunlar kurumlar için kalkandır. Ama çözüm üretmek istiyorsanız çözüm alanıdır.
 
BİNA BOŞ OLURSA ÖLÜR
 
Bir bina boş kalırsa ölür. O binanın bakımlı olabilmesi için orada insan yaşamalı. O sokakta insanlar yürümeli, orayı canlı tutmak gerekir. Siz biryeri koruyacağız diye insandan soyutlarsanız, insanları kaçırırsanız, önüne bir sürü setler koyarsanız orası ölmeye mahkumdur. Orası yanmaya, bakımsızlığa, yok olmaya mahkumdur. Odunpazarı, Safranbolu, Beypazarı güzel örneklerdir. Herkes bunu yapıyorda, yaşayan şehirler oluşturuluyorda biz neden yapamıyoruz. Beypazarı'na gidip hayran olmayan, oradaki işlemi örnek göstermeyen kaç kişi var. Safronbolu'yu bugün beğenmeyen kaç kişi var. Şehir içindeki böyle yerleri yaşatmamız gerekiyor. Yaşatmazsanız yok olmaya mahkum. Bu yokedilmenin hesabını halk birgün sorar. 'Neden çözüm bulmadınız' diye hesap sorulur."