Kamu_Sen e bağlı Sendikaların Şube Başkanları, Yönetim Kurulu Üyeleri, Türk Sağlık Sen Isparta Şube Yönetimimiz, değerli işyeri temsilcilerimiz, kıymetli üyelerimiz ve siz sağlık teşkilatımızın güzide neferleri, Ankara’ya olan sitemimizi dile getirmek için, üzerimizden kurban kesenlere olan kırgınlığımızı ifade etmek için bu meydana toplandık. Katılımlarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkıp kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 Coronavirus Türkiye’de il kez 10 Mart 2020 de görüldü. Bu açıklamayı yapan T.C.Sağlık Bakanlığı 15 Mart’ta da Covid-19 sebebi ile ölen ilk kişiyi açıkladı. Bu açıklamaları Sağlık Bakanı Dr.Fahrettin Koca yaptı. Mart Nisan Mayıs ayları boyunca günlük açıklamaları ama fiilen ama sosyal medya hesapları üzerinden kendisi yaptı. 13 Martta Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’nın ilk yazısı ile Türkiye’de hayat birden başka bir moda girdi. Herkes gözlerini sağlık tesislerinde çalışanlara çevirdi. Acaba nasıl hizmet sunulabilecek bu zor şartlarda, sağlık sistemi felç olur mu gibi birçok negatif düşünce insanların beynini zorlarken, bir yandan hayat devam ediyordu. Milleti evinde kalmaya mecbur bırakan virüs, sağlık personelince umursanmadı, alınabilecek en üst tedbirler alınarak sağlık hizmeti ihtiyacı olanlara bu hizmet sunulmaya devam edildi.  
Kurumlar, hiç alışık olmadıkları tarzda yazılar yazdılar, uygulamalar ürettiler, talimatlar verdiler. Bu süreçte biz de Türkiye Kamu-Sen olarak, Türk Sağlık-Sen olarak sahadan, sizlerden aldığımız bilgilerle mevcut eksiklikleri, tıkanıklıkları il bazında çözmeye çalıştık. Çözülemeyenlerle ilgili Sendika Genel Merkezimizle istişare edip Türkiye genelini kapsayan konular başta olmak üzere ilgili bakanlıklarla telefon görüşmesi veya yazışa yoluyla taleplerimizi ilettik. Bu taleplerin bir kısmına çözümler getirildi, bir kısmına getirilmedi. Bu olumsuz süreçte yoğun bakım ve Covid servisleri hariç 1., 2. Ve 3. basamak çalışma alanlarınızda sizleri ziyaret ettik, görüş ve önerilerinizi aldık. Bir çok çalışanla telefon marifeti ile görüşmeler sağladık. Hastalık münasebeti ile hastanede yatan ve karantinada olan arkadaşlarla irtibat halinde olduk.
Bizim ilkemiz önce ülkemiz düsturu ile hareket eden Sendikamız tüm imkanlarını kullandı. 20 Mart’ta sürecin yönetilebilmesi ve eşgüdümlü çalışılabilmesi ile alakalı 11 maddeden oluşan bir yazıyı Cumhurbaşkanlığı’na yazdık. 
25 Mart’ta Aile, çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile bir yazışma yaparak sürecin başarılı bir şekilde yürütülmesine katkı sağladık. 
30 Mart’ta Türk Sağlık Teşkilatında vazife yapan eşlerden birinin izinli sayılmalarını Cumhurbaşkanlığı’ndan talep ettik. 
6 Nisan’da sağlık hizmeti sunarken ama şiddetten, ama salgın hastalıktan hayatını kaybeden çalışanların şehit, sakat kalanların gazi ünvanı ile taltif edilmesini talep ettik. En ön safta yer alan, kahramanca mücadele eden sağlık çalışanlarının Yüce Türk Milleti’ne hizmet etmekten başka bir gayesi olmaması sebebi ile toplum içindeki yerini koruyabilmeleri adına bu ünvanların verilmesinin  zaruri olduğunu ifade ettik. 
Yine 6 Nisan’da insanların psikososyal durumlarının salgın sebebi ile bozulabileceği, bununda şiddete sebep olabileceğini, bu itibarla geçmişte çok acı hatıraları olan sağlıkta şiddetin yasa ile engellenmesini önerdik. Sağlıkta şiddet yasası bu zamanda güncellendi. Daha iyi hale getirildi. Buna benzeyen personelin hak ve özgürlükleri ile alakalı pek çok diplomatik görüşme tesis ettik.  
Aradan neredeyse 3 ay geçti. Ülkemiz yüz akı ile bu günlere geldi. Kendi kendine yettiği gibi, dünyanın  60 ı geçkin ülkesine yardım elini uzattı. Grafik yükselse de hasta sayıları ve ölümler belli bir dönem için artsa da sağlık tesislerimiz ve sağlık çalışanlarımız canını dişine takarak hizmet sundu, kifayetsiz kalmadılar, çok şükür. Başarı ile hizmetlerini yürüttüler. 
Bu bağlamda Ispartamız’da bu 3 aylık süreci yöneten Sayın Valimiz Ömer Seymenoğlu ve Sağlık İl Müdürümüz Dr.Mehmet Karakaya şahsında daire başkanlarına, başkan yardımcılarına  ve 1 ve 2. Basamakta hizmet veren tüm sağlık ve idari personele şükranlarımı iletiyorum. 
Şehir Hastanesi Başhekimi Uzm.Dr. Ferudun Ruşen Keskin şahsında tüm sağlık ve idari personeline, ilk günden beri her türlü riski göğüsleyen Şehit Yunus Emre Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm. Ergün Ceylan şahsında tüm sağlık ve idari çalışanlarına en kalbi duygularımı gönderiyorum.  
İlçelerimizde bulunan sağlık tesislerinde vazifelerine devam eden tüm arkadaşlara da selamlarımı, muhabbetlerimi gönderiyorum.
Yine buradan 3. Basamak hizmet sağlık hizmeti sunan Tıp Fakültesi Hastanemiz nezdinde Başhekim Prof.Dr.Rasih Yazkan ve Baş Müdür Kazım Kahraman şahsında tüm idari kadro ile hassaten siz cefakar sağlık personeline, idari ve teknik personeline, 4 d daimi işçilerine teşekkürlerimi sunuyorum. Tekrar ifade ediyorum, sağlık bir ekip işidir. Biz bu ekiple bu bataklığın içinden çıktık hamdolsun.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları İş Koluna giren Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın da özellikle yaşlı ve bakıma muhtaç insanlara verdiği hizmetler de her türlü takdirin üzerindedir. Buradan hepsine selam ediyorum. 
Coronavirüs Covid-19 mücadelesinin herhangi bir yerinde rol alan resmi kurumlarımızın tüm çalışanlarımıza, sivil toplum kuruluşlarına, derneklere, vakıflara; hatta, evlerinde sabırla bekleyerek, bizlere dualar ederek destek olan herkese teşekkürü bir borç bilirim.
Tarihler 19 Martı gösterdiğinde Sayın bakan Koca’nın Meclis konuşmasındaki talebi üzerine Yüce Türk Milleti sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarına üç gün boyunca alkış tuttu. 24 Mart’ta Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Sağlık Bakanlığına 4.5 milyar tl ve Üniversite Hastanelerine 1,2 milyar lira ek kaynak aktaracaklarını sosyal medya hesaplarından ve basın yoluyla ifade ettiler. 24 Martı gösterdiğinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 32 bin sağlık personelini işe alıyoruz dedi. Sağlık çalışanlarının para talebi olmadı. Onlar, aldıkları eğitim gereği, iş ahlakı gereği ekip olarak işlerini yapmaya, bir an önce bu salgın hengamesinden etkilenmiş insanları kurtarmaya, iyileştirmeye odaklandılar. Parayı pulu düşünecek ne zamanları ne de psikolojileri vardı. Bu para konusu “ tavandan %100 ödeme yapılacak” denmesi halk nezdinde sağlık çalışanlarının maaşlarına %100 zam geldiği olarak algılandı. Bundan sonra kendi üzerlerinden birilerinin kurban kesmeye kalktıklarını fark edince üzüldüler. Verilen vaatler sebebi ile bir beklenti oluşturuldu. Öte yandan sağlık çalışanına sahip çıkan bir hükümet ve bakanlar profili halk nezdinde oluşturulmuş oldu. Halbuki durum böyle değildi. Durduk yere “ bu parayı almadığımızı” ifade etmek zorunda kaldık. Yanya’na omuz omuza senelerdir beraber çalıştığımız 696 sayılı KHK ile taşerondan geçen arkadaşlar diye ifade edilen 4 d li çalışanlar, genel idari hizmetler, teknik hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfından maaş alan çalışanlar başta olmak üzere bu katkıdan faydalanamadılar. Sağlık personeli de kendi içerisinde bir çok dengesizlik ve adaletsizlik yaşadı. 
Diğer taraftan Üniversite hastanelerine Hazine Bakanının taahhüdü olan 1.2 milyar tl aktarılmadığı gibi, covid-19 sebebi ile fazla ödeme yapılması gereken personel için kendi global bütçelerini kullanmaları yolu tarif edildi. Ülke genelinde faaliyet gösteren 43 Üniversite hastanesinde çalışanlarına sabit üstü ek ödeme dağıtan hastane sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır. Zaten mali olumsuzluk içerisinde olan Üniversite Hastaneleri sınırlı sayıda kişiye normal sabit üstü performans dağıtma yöntemi ile baş başa bırakıldı. Mevzuat konusunda da 24 Mart’ta yayınlanan Resmi Gazete ile covid ile ilişik çalışanlara ilave ödeme yapılması talimatlandırıldı. Üniversiteler olmayan paraları ile global bütçeden cüz i miktarlar dağıtmaya çalıştılar. Sağlık Bakanlığında oluşan adaletsizliğin, daha büyük ölçeklisi Üniversite Hastanelerinde yaşandı. Üniversite Hastanesi idarecileri, çalışanlar nezdinde parayı ödemeyen idareciler konumuna sokuldular. Sağlık Bakanlığı yönetim sistemi ile Üniversite Hastanelerinin yönetim sistemi farklıdır. Bu farklılık çalışanların mağduriyetine sebep olamaz. Vakit geçmemiştir. Gerekli tedbirler alınarak, gerekli düzenlemeler yapılarak bu sıkıntıların ortadan kaldırılması, çalışanların huzurlu ve mutlu edilmesi mümkünüdür. Hazine ve Maliye Bakanı  sayın Berat Albayrak sözünün arkasında durmalı, ifade ettiği 1,2 milyar tl yi Üniversite hastanelerine transfer ettirmelidir. Hem kendisinin hem Cumhurbaşkanımızın sözü yerde kalmamalıdır. 
Buradan bir çift sözde Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı’na edelim. Sayın Prof.Dr.Yekta Saraç; Bu Pandemi süreci devam ederken, para mevzusu üzerimize yapıştırılmışken bu konuya niçin müdahil olmadınız, ağırlığınızı koymadınız. Neden bu kadar idarecinin ve çalışanın töhmet altında kalmasına rıza gösterdiniz. Genel Başkanımız Önder Kahveci Kamu Sen adına defaten sizinle görüştü, kaygılarını ifade etti. Bu konuyla alakalı sizden çalışma talep etti. Siz de söz verdiniz. Sözünüzde durunuz. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile görüşme yapsaydınız, bu tıkanıklığı açsaydınız ne kadar iyi olurdu. Vakit geç değildir. Bunu yapabilirsiniz. Sizden bunu istiyoruz.
Sayın Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca da vebaldedir. Sağlık çalışanları madem bir bütündür, dağıtılan para hizmetlisine, hastabakıcısına idari personeline de sağlık personeline de maaşlarına oranla dağıtılmalıdır. Biz Sendika olarak bunu söyledik, bunu önerdik, dikkate almadınız. Sayın Bakan Berat Albayrak’a söyleyebilirdiniz, Üniversite Hastanelerinin paralarını da gönderin diye. Sağlık çalışanları üzerinde oluşmasına vesile olduğunuz bu kötü durumu ,kötü imajı çözecek, düzeltecek yine sizsiniz. Madem halka sağlık çalışanlarına tavandan %100 ek ödeme yaptık dediniz, halkın bu hesap yöntemini bilmeyeceğini bile bile bizlerin üzerinden kurban kestiniz. Bu vebal sizlerindir. Biz sendika olarak bu haklı mücadeleden vaz geçmeyeceğiz. Sizlerden sözünüzün eri olmanızı, bizlere sahip çıkmanızı bekliyoruz. Halkın nezdinde sağlığı ve salgını iyi yönetmiş şeffaf yönetmiş gözükebilirsiniz. Bundan dolayı müteşekkiriz. Fakat sağlık çalışanları sizinle alakalı olumsuz duygulara sahipler. Olağanüstü performans sergilediler, sanatlarını icra ettiler evlerine gitmediler günlerce haftalarca. Bizim talebimiz olmayan sizlerin dillerinize pelesenk ettiğiniz bu tavandan ek ödeme konusu vebal olarak üzerinizdedir Sayın Dr.Fahrettin Koca, Sayın Berat Albayrak, Sayın Prof.Dr.Yekta Saraç.
Sonuç olarak biz sizlerden para pul istemedik. Bizlere hak etmediğimizi verin demedik. Alınterimizi, hakettiğimiz, mücadelesini verdiğimiz konuları icraata geçirin dedik. Bizleri oyalamayın dedik. Seçimden seçime ağzınızda olmak istemedik, gönlünüzde olmak istedik. 3600 ek gösterge düzenlemesini yapın, maaş dışı gelirler emekliliğimize yansısın, taban maaşa 2000 lira seyyanen zam verin, tüm sözleşmeli kadroları iptal edip, çalışanları kadrolu tek çeşit devlet memuru yapın, gerçek yıpranma payını verin 9 seneye 1 sene olarak sadece geleceği ilgilendiren değil, 4 seneye 1 sene geçmiş hizmetleri de kapsayan bir fiili hizmet zammı olsun dedik. Vergi diliminin %15 te sabitlenmesin, yöneticiler bir referansla değil, liyakatle ve sadece Türkiye Cumhuriyeti Devletine sadakatle gelsin dedik. Çok şey mi istedik?
Bu pandemi  süreci gösterdi ki bir olmak, iri olmak, diri olmak lazımdır. Biz sağlık çalışanlarının sesine kulak vermek lazımdır, bizleri üzmemek lazımdır.
Türk Sağlık-Sen Isparta Şubesi’nin bu faaliyetine katılarak verdiğiniz destekten dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu faaliyetimizi basın yayın yoluyla kitlelere duyuracak olan basın mensuplarımıza ve bu faaliyetimizi güven içinde yapmamızı sağlayan emniyet güçlerimize de teşekkür ediyorum. Sağ olun var olun.