31 Mart yerel seçimlerine ilişkin hazırlıkların da Kasım-Aralık döneminde başladığını belirten Özel, “Tabii YSK'daki işleyişi, seçim mevzuatını bilmeyen bazı siyasi parti temsilcilerinin genel başkanlarının sırf seçimin sonucuna gölge düşürebilmek için peşin önyargılı olarak birtakım seçim güvenliğiyle ilgili söylemlerine hep birlikte şahit oluyoruz” ifadesini kullandı.

Özel, YSK’da, ilçe seçim kurullarında, sandık kurullarında siyasi partilerin temsilcilerinin yer aldığına dikkati çekerek, “Aslında seçimleri partiler yapıyor. Buradaki kurul üyelerimiz, ilçe seçim kurulu başkanı, vekil memuru bunların sadece hakemliğini üstleniyor diyebiliriz” dedi.

Şu ana kadar sürecin gayet düzenli şekilde işlediğini ve her şeyin hazır olduğunu vurgulayan Özel, “hayali seçmen” iddiaları konusunda da, “İddia ediyoruz ki bir tane hayali seçmeni kimse bulamaz. Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası artık her vatandaşımızda bulunduğu için böyle sahte seçmen, bir seçmenin mükerrer yazılması gibi bir şey olması mümkün değil bizim sistemimize göre” diye konuştu.

Fazla oy pusulalarının basıldığı iddialarına ilişkin de bu konuda geçmiş seçimlerdeki uygulamadan farklı bir durumun söz konusu olmadığını kaydeden Özel, şöyle devam etti:

“Her sandık kuruluna teslim edilen oy pusulası sayısı belli ve tutanak altında. Daha sonra kullanılan oy pusulası da belli ve tutanak altında olduğu için ne kadar fazla gönderilirse gönderilsin hiç problem değil. Bunlar tamamen seçimin sonucunu başka gerekçelere sığdırmak isteyenlerin bir mazereti olarak değerlendiriyoruz biz. Bu konuda YSK, ilçe seçim kurulları, il seçim kurulları üzerlerine düşen vazifeleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmiştir. Kimse bunun altında başka şeyler aramaya kalkmasın. Türkiye'nin en iyi yaptığı işlerden bir tanesi seçim işi. YSK hepimize lazım, yardımcı olalım katkıda bulunalım.”

Özel, 31 Mart’ta özellikle dikkat edilmesi gereken hususların neler olduğuna yönelik bir soru üzerine de şunları söyledi:

“Öncelikle bütün partilerin sandık kurullarında eksiksiz temsil edilmesi lazım, sonunda hiç kimsenin bir laf söylememesi için. Bizim partimiz AK Parti olarak bütün sandık kurulu üyelerimizin o gün görev başında olmalarını sağlayacağız. Diğer partiler de bunu sağlarlarsa bakın seçim sonucunda şöyleydi böyleydi hiçbirimizin deme hakkımız olmaz. Öncelikle seçime katılan tüm siyasi partilerin oralarda sandık kurulu üyelerinin tam şekilde göreve gitmelerini sağlamaları, yeterince müşahit bulundurmaları, yeterince ilçe seçim kurullarında müşahit bulundurmaları, seçim iş ve işlemlerini bütün partiler adaylar ve müşahitlerin tam ve eksiksiz şekilde izlemelerini istiyoruz. İzlerlerse daha sonra birtakım gerekçelere sığınmak zorunda kalmazlar. Hepimizin gözü önünde şeffaf bir şekilde bu seçimi götürmek istiyoruz.

Seçmenlerin de olabildiğince seçime katılma oranı yüksek olması lazım ülkemizde. Ellerine ulaşan seçmen bilgi kağıtlarıyla o gün oy verecek yerlere gitmelerini ve hür iradelerini sandığa doğru şekilde yansıtmalarını istiyoruz. Seçmenlerimizden bu aşamadan sonra isteyeceğimiz tek husus seçime katılmalarını sağlamaktır, kolaylık sağlamaktır ve onları oy kullanmaya teşvik etmektir.”

Özel, seçim günü herhangi bir güvenlik sorunu yaşanmaması ilgili birimlerce gerekli tüm tedbirlerin alındığını ve bir sorun yaşanmasını beklemediğini vurguladı.

Özel, partilerin medyada eşit temsil edilmediği eleştirileri hakkında da, Türkiye’de yayın kuruluşlarının çok çeşitlendiğini, internet ve sosyal medya kullanımının çok yaygınlaştığını belirterek, 30-40 yıl önceki bir mevzuatın artık geçerliliğini yitirdiği görüşünü dile getirdi.

Özel, “Şimdi ben Halk TV'de ne kadar yer alabilirim AK Parti olarak? Yani bu açıdan bakarsak, herkes kendi mecrasında kendi partisinin istikametinde yayın yapan kuruluşlar nezdinde eşitliği sağlamıştır. Bu konuda ‘o bana eşit mesafede dursun’ günümüzde medyanın geldiği noktada zaten pek mümkün görünmüyor. Ondan dolayı bu tür eleştirilerden ziyade seçmene nasıl ulaşabilirim partiler… Artık sosyal medya var, sosyal medyada herkesin ulaşmasını engelleyici bir durum var mı? Bütün partiler, bütün adaylar, bütün Türkiye’deki 83 milyon vatandaşımızın rahatça ulaşabildiği bir sosyal medya. Artık propaganda da sosyal medyaya doğru kaydı. Ondan dolayı bu tür ‘eşit, adil, bize süre veriliyor verilmiyor’ noktalarının ben geçerli olmadığını düşünüyorum” diye konuştu.