Isparta'da 30 Kasım 2007'de meydana gelen, 57 kişinin ölümüyle sonuçlanan uçak kazasıyla ilgili davanın görülmesine devam edildi.

Isparta'nın Keçiborlu Türbetepe mevkisine uçak düşmesi sonucu 7'si mürettebat 57 kişinin öldüğü kazasıyla ilgili davanın duruşmasına Isparta Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.

Duruşmaya, sanıklardan Dünyaya Bakış Havacılık AŞ'nin kazanın olduğu dönemdeki yönetim kurulu başkanı Zeynel Gündoğ, Atlasjet Yönetim Kurulu Başkanı Ali Murat Ersoy, Dünyaya Bakış Havacılık AŞ (World Focus) Genel Müdürü Aydın Kızıltan ile Zafer Dinçer, Tuncay Doğaner, Mehmet Şerif Erbilgin, Hilmi Tülemen, ölenlerin yakınları ve avukatlar katıldı.

Sanıklardan Zeynel Gündoğ, duruşmaya ilk defa katıldı.
Ağır ceza hakimi Suat Yürekli tarafından iddianamenin okunmasının ardından Gündoğ'un savunması istendi.

Gündoğ, savunmasında, 2006 yılında şirketin yönetim kurulu başkanı olarak görevlendirildiğini belirtti.
Kendisinin sadece resmi kayıtlarda yönetim kurulu başkanı olduğunu ve şirketteki çalışmalarla ilgili bilgisi olmadığını söyleyen Gündoğ, avukatların şirket hakkında yönelttiği soruları da yanıtsız bıraktı.
Soruların muhatabının kendisi olmadığını ifade eden Gündoğ, ''Kağıt üzerinde yönetim kurulu başkanıydım, konunun muhatabı ben değilim, şirkette yüzde 50 hissesi bulunan Yavuz Çizmeci'' dedi.
Kazadan sonra yönetim kurulu başkanlığı görevini bıraktığını ifade eden Gündoğ, Çizmeci'nin mahkemeye sanık veya tanık olarak çağrılıp sorulara yanıt vermesi gerektiğini belirtti.
Avukat Şehnaz Doğan Yüzer'in ''Şirketin içinde bulunduğu ekonomik krize göre Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün sizin uçuş izninizi iptal etmesi gerekiyordu ama uçuşlar iptal edilmemiş, uçmaya devam etmişsiniz. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile ne gibi bir dayanışmanız var da bu kadar korunuyorsunuz?'' sorusu üzerine Gündoğ, şirketin maddi durumunun kötü olduğunu, iflas ettiğini, uçak sayısının ikiye düşmesinden dolayı uçuş izinlerinin kaldırıldığını kaydetti.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüyle ilgili bağlantıların ne olduğunu bilmediğini söyleyen Gündoğ, ''Konuyu detaylı bilmiyorum ama Yavuz Çizmeci'nin bağlantısı olduğuna inanıyorum'' dedi.
Sanıklardan Dünyaya Bakış Havacılık AŞ'nin genel müdürü Aydın Kızıltan da şirkette yapılan çalışmalar hakkında Zeynel Gündoğ'la değil Yavuz Çizmeci'yle görüştüklerini bildirdi.
Yolcu yakını avukatlarından Hasan Kaşıkara da belirlenecek bilirkişi heyetinden yolcu yakınlarının vicdanını rahatlatacak bir rapor beklediklerini söyledi.

-BİLİRKİŞİ HEYETİ YEMİN ETTİ-

Uçak kazasının incelenmesi amacıyla bir önceki duruşmada belirlenen bilirkişi heyetine yolcu yakını avukatlarının yaptığı itirazın reddedildiği belirtildi.
Bilirkişi heyeti olarak belirlenen Türk Hava Yolları Teknik AŞ Mühendislik Başkanlığından kıdemli mühendis Ahmet Ufuk Güneş, Türk Hava Yolları AŞ Uçak Bakım Müdürlüğünden mühendis Umut Berkay, Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serdar Dalkılıç, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakan Karakehya, Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulundan öğretmen pilot Mehmet Önder Özler, duruşmada yemin etti.
Mahkeme heyeti, bilirkişi heyetinin gerek görürse olay yerinde keşif yapabileceğini belirterek duruşmayı 21 Eylül 2011'e erteledi.
Bu arada, duruşmanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gündoğ, gazetecilerin, ''Hiçbir bilgi sahibi olmadığınız bir şirkette yönetim kurulu başkanı olarak yer almanız risk değil mi?'' sorusuna, ''Bunu sonradan anladım, tecrübe oldu, Yavuz Çizmeci'nin geçmişte de böyle olayları yaptığını sonradan fark ettim'' yanıtını verdi.
Gündoğ, şirketin iflas ettiğini, kendisinin de zararda olduğunu belirtti.
Gazetecilerin ''Yurt dışına gidiyorsunuz, hangi uçakları tercih ediyorsunuz?'' sorusu üzerine, ''Hangisi denk gelirse, Türk Hava Yolları. Atlasjet uçaklarına da bindiğim oldu'' diye konuştu.

-''İTİRAZIMIZ TEKNİK BİLGİ DONANIMLARINA''-

Yolcu yakını avukatı Şehnaz Doğan Yüzer, bilirkişi heyetindeki kişilerin şahsi özelliklerine değil teknik bilgi donanımlarına itirazda bulunduklarını belirtti.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Orta Doğu Teknik Üniversitesinde (ODTÜ) Uzay ve Uçak Bilimleri Fakültesi varken Anadolu Üniversitesindeki yüksekokuldan bilirkişi heyeti seçilmesine itiraz ettiklerini kaydeden Yüzer, ''Tamamen teknik olarak itiraz ettik. Hatta seçilen pilotlardan biri iktisat fakültesi mezunu. Bilmediğimiz konular olduğu için itiraz ettik'' diye konuştu.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün hazırladığı kaza kırım raporunda, düşen uçaktaki eksiklerin, hataların, yanlışların somut olarak belirtildiğini, kaza kırım raporunu hazırlayan kişilerin uçak düştüğünde olay yerinde incelemelerde bulunduğunu hatırlatan Yüzer, Keçiborlu Savcılığının da İTÜ'den istediği mütalaada kaza kırım raporundaki ihmal ve hataların belirtildiğini kaydetti.
Bilirkişi heyetinin de bu iki rapordan görüş alarak rapor hazırlayacağını düşündüklerini ifade eden Yüzer, raporda yer alan somut bulguların değiştirilmesinin veya düzeltilmesinin mümkün olmayacağını söyledi.
Kazanın üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen hala Dünyaya Bakış Havacılık AŞ yetkililerinden tamamının sanık olarak yargılanmamasını yadırgadıklarını belirten Yüzer, ''Üstelik bu uçağın kayıt aleti 8 gündür kayıt yapmıyor. Bu halde uçağın sefere çıkmaması gerekiyor ama hiçbir pilot bunu bildirmemiş. Arızalı haliyle uçak uçmaya devam etmiş ve en sonunda da Isparta'da düşmüş'' dedi.
Kusuru olan herkesin kazada sorumluluğu bulunduğunu ifade eden Yüzer, uçak doğal afette düşmüş olsaydı yolcu yakınlarının bu kadar üzülmüş olmayacağını kaydetti.
Yolcu yakınlarını üzen noktanın, her şeyi bildiğini belirten, donanımlı olduklarını söyleyen kişilerin düşen uçağın bakım ve onarımının yapılması noktasında hiçbir şey yapmadığını ifade eden Yüzer, ''Bu kadar insan bir araya gelip el birliğiyle bu uçağın düşmesine neden göz yumdu?'' diye sordu.