Deniz seviyesinden 1200 metre yüksekliğinde bir tepede inşa edilmiş olan kale üç tarafı uçurumlarla çevrili olduğu için Şehir Çayı olarak adlandırılan dereden Uluborlu ovasına kadar uzanan bir set şeklinde oluşturulmuştur. Bu kale duvarın kalınlığı yaklaşık olarak 3 metre civarında yüksekliği isi 6 metredir. Şu anda harap olduğu için görünmeyen ancak daha önceki kaynaklardan edinebildiğimiz bilgilere göre surlar üzerinde toplam üç adet burç bulunmakta ve halen yaşayan halk tarafından bu kısımlara Buruç adı verilir.
Uluborlu kalesinin halen 200 metrelik bir kısmı ayaktadır. Sağlam kalan bu kısımlar kalenin en önemli bölümlerini teşkil etmekte ve burada iki kale kapısı halen dahi mevcuttur. Bu kapılardan büyük olanı kalenin inşası esnasında yapılmıştır. Diğer kapı ise Tanzimat fermanından sonra, kale içinde yaşayan gayrimüslim Türklerin giriş çıkışlarını sağlamak amacıyla yapılmıştır. Surların en kuzeyinde kalan burcun yüksekliği 11 metre kalınlığı ise 7,5 metredir. Bu burcun üzerine çıkmak amacıyla kullanılan kapısının yüksekliği 4 metre eni ise 2,5 metredir. Geometrik olarak 10 metre yüksekliğinde yamuk şeklindeki ikinci burcun bir yüzeyinin genişliği 4,5, kuzeyinde kalan yüzeyin eni 10, güneyindeki yüzeyin eni ise 5 metreden ibarettir. Diğer burç 11 metre yüksekliğinde bir yapı olup birisi 6 diğeri ise 8 metre genişliğinde yüzeyleri bulunmaktadır.

Kalenin inşası ve tamiri esnasında kullanılan taşların bir kısmı daha önceki tarihi kalıntılardan elde edilmiştir. Bunlar incelendiği zaman Helenistik dönem ve geç Roma dönemine ait kalıntılarla birlikte Karamanlidika olarak kaleme alınmış kitabelere rastlanmaktadır. Bu yapının daha sonradan tamir gördüğü bu kalıntılardan anlaşılmaktadır. Osmanlı Devleti zamanında Ankara Savaşından sonra Timur Han tarafından tahrip edilen Uluborlu Kalesi daha sonra tekrar surların kalıntılarından tamir edilmişti