PROJE VURGUSU

SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, gelecekte üniversitelerin öğrenci bulmakta zorlanacaklarını bunun  sebebinin doğum oranın azalmasıyla birlikte genç nüfusun  azalması olduğunu iletti.  İbicioğlu, öğrenci çekmek için  SDÜ'nün proje üretmekten başka çaresi olmadığını iletti.

KAN TAZELİYORUZ

Üniversitedeki görevden almalara da açıklık getiren İbicioğlu, " İnsan kaynakları politikası için yapılması gereken atamalardı. İlerleyen zamanlarda yine yapılabilir. Rektör yardımcılarında da dahi bunu yapabiliriz. Kan tazelemek açısından bu önemli" dedi.

SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, Kanal 32'de yayımlanan Basın Kulübü programında önemli açıklamalarda bulundu.  Türkiye’de üniversite sayısının giderek artmasına karşın öğrenci sayısının düşmesiyle birlikte gelecekte SDÜ de dahil üniversitlerin öğrenci bulmakta zorluk çekeceklerini  kaydeden  İbicioğlu,  bu durumun Isparta'yı olumsuz etkileyeceğini açıkladı.

4 ÖĞRENCİ BİR AİLE BESLİYOR

Isparta’nın  bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için özel önlemler almak istediklerini ileten İbicioğlu, “Isparta’da her 4 öğrenci bir aileyi besliyor. Biz hem öğrenci sayısın artırmalıyız hem de kaliteyi. Isparta, üniversite merkezli bir il. İlçelerimiz de üniversiteye bel bağlamış durumdalar. MYO’ların açılış amacı öğrencileri belli bir meslek alanlarında yetiştirmek. Dolayısıyla biz MYO’ları önemsiyoruz. Örneğin Aksu’daki Ormancılık MYO’da geçen yıl Türkiye’de 100 orman işçisinden 50’si SDÜ mezunundan alındı. Öğrencinin artması ilin ekonomisine de yansıyor” şeklinde konuştu.

“SEKTÖRE GÖRE BÖLÜM AÇALIM”

Bu sorunun üstesinden  sektörün açığına göre bölüm açarak gelmeye çalışacaklarını da  söyleyen İbicioğlu,   şu ifadelerde bulundu:

“MYO’lardaki yönetici arkadaşlara yeni programları kazandıralım diyorum. Geçenlerde bir süpermarkete gittim. Et reyonunda çalışanlara baktım uzman değiller. Biz MYO’lara kasaplık bölümleri açalım. Bu bölüm mezunları AVM ve mezbahanelerde iş bulabilirler. AB açısından da belgeli insanlar yetiştirmemiz gerekiyor. Ayrıca protez konusunda da eksikliği gözlemledim. Hemen bu bölümü açalım dedim. Son zamanlarda sosyal hizmetlerle ilgili bakım konusunda bir bölüm düşündüm. Eğirdir’e bu bölümü açtım. Öğrencilerimiz hem özel hem de kamuda kabul edilir oluyorlar. MYO’da mermercilik bölümü açıyoruz. Bunun müfredatını mermer ocaklarının sahipleriyle belirleyeceğiz. Ayrıca buradaki öğrencilere Çin’ce öğreteceğiz. Öte yandan Çin’den öğretim görevlisi getirteceğiz ve Çin bölümü açacağız.

ÖĞRENCİ SAYI DÜŞÜYOR

Türkiye’de ilerleyen zamanda birçok ünviersite ve bölümde öğrenci bulunamayacak. Aşırı derecede üniversite sayısı arttı. İkincisi artık dışarıdan da üniversiteler ülkemizde üniversiteler açıyor. Artık özel şirketlerde üniversite kuracak. Türkiye’de doğum oranı azalıyor yani genç nüfusumuz da azalıyor. Ülkemizde birikmiş bir talep vardı. İnsanlar üniversiteye gitmek istiyordu. Bu talep yavaş yavaş erimeye başladı. Çünkü üniversite sayısı 39’dan 176’ya çıkınca insanlar istedikleri üniversiteye gidiyorlar. Eskiden bizim üniversitemizi talep etmek zorunda kalanlar şimdi bu zorundalıkta kalmıyorlar. Eşdeğerlik ortaya çıktı. Örneğin Su Ürünleri Fakültesi. İnsanlar tercih ederken su ürünlerini 5 bin kişi tercih edeceklerse kendileri açısından daha uygun yerleri seçiyorlar. Biyoloji ve fizik bölümlerine öğrenci gelmez hale geldi. Çünkü bir çok üniversite var. Bunlar olmasaydı bizim üniversitemiz bu öğrencileri alacaktı. Yüksek öğrenim bence yeni yeni rekabete açıldı. Pasta azalıyor. Pastadan pay almak isteyen üniversite sayısı artıyor. Üniversite fiziksel imkanlarıyla, sanat anlayışlarıyla, yönetimdeki istikrarıyla, yaşam yerlerindeki insanların öğrencileriyle ilintileri açısından söz sahibi olacak. Biz iyi olan kazansın diyoruz. Ben buna varım. Biz eğer kendimizi mevcut şartlara göre adapte etmez isek öğrenci sayımız azalır. Diyelim ki bir bölümü tercih edecek 200 aday var. Ben bu bölümü istiyorum bu bölümü de SDÜ’de okumak istiyorum dedirtmeliyiz. Üniversiteler kendilerini adaylara beğendirmek için sürekli kendilerini yenileyecekler. Biz 2 şekilde diploma vermeliyiz. Örneğin gazeteci sınava girsin geçerse iletişim fakültesi mezunu olsun. Post modern davranıp, daha esnek bir eğitim tarzı belirleyip, bunu yapmalıyız. Mevcut sistemde kim iyiyse kazansın.”

KAN TAZELEMEK AÇISINDAN ÖNEMLİ

Öte yandan  üniversitde bazı üst birimlerdeki görevden almalara değinen Rektör İbicoğlu, görevden almaların devam edebileceğini ve buna Rektör Yardımcılarının da dahil olabileceğini  kaydetti. İbicioğlu bu konudada  şunları söyledi:

“Bir hukuk devleti içinde yaşıyoruz. Ben dedikodularla hareket etmem. Herkes birileri hakkında bir şeyler söyleyebilir. Ama bu arkadaşlara saygısızlık olur. Türkiye’de her kesimin özgürce yaşayabileceği bir ortam istiyoruz. Üniversitenin devletin genel işleyişini aksatabilecek bir yapı olursa kim olursa olsun bunu oraya yansıtamaz. Herkes herkese bir söz söyleyebilir. Ama biz bununla ilgili yasal verileri ele geçirdikten sonra gereğini yaparız. Üniversite bir devlet kurumu. Bu kurumda yaptığınız yanlışlar insanların sizden değil devletten de soğumalarına neden olabilir. Ünviersitede de bizim yapmış olduğumuz icraat, üniversitede bir insan kaynakları planlaması var. Makamlarda bulunanlar zaman içinde yıpranmışlığa uğrayabilir. Bazen frekans uymayabilir. Kendisi çalışmaktan yorulabilir. Bu nedenlerle insan kaynakları planlamasında bir kan tazelemesine gidiyoruz. Bu kararları yine alabiliriz. O arkadaşımız bir nöbet değişimi yapacaktı, bununla ilgili gerekli değişimleri yapabiliriz. Görevden aldığımız bir arkadaşımı tukaka yapacak bir nankörlükte değilim. Kurumsal amaçların değişimi açısından bu görevden almalar bir gereklilik. Başarılı insanlar arasında da rotasyon yapabilirsiniz. Zaman içerisinde o kişi orayı öyle bir sahiplenebilir ki, kendisinden başkasının orada başarılı olamayacağını düşünür. Devlette süreklilik esastır. Kimseyi vazgeçilmez eleman pozisyonunda tutmamız gerekiyor. İnsan kaynakları politikası için yapılması gereken atamalardı. İlerleyen zamanlarda yine yapılabilir. Rektör yardımcılarında da dahi bunu yapabiliriz. Kan tazelemek açısından bu önemli”