Isparta Valisi Şehmus Günaydın, eşi ile birlikte 15 Temmuz terörist darbe girişimine karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde direniş yaparken yaralanan Ispartalı Gazi Burak Kocabaş’ı evinde ziyaret etti.
Vali Günaydın, kalkışmaya karşı canını ortaya koyan Gazi Kocabaş’a devlet adına teşekkür etti.
Subay olacaktı darbecilerin kurşunuyla gazi oldu
ISPARTA'LI GAZİNİN AĞZINDAN O GECE..
Heybeliada Askeri Deniz Lisesinden mezun olduktan sonra Deniz Harp Okuluna kayıt yaptıran ve 15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında gittiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi yakınında darbeci askerlerinin kurşunuyla ayağından yaralanan 18 yaşındaki Burak Kocabaş, o geceyi anlattı.
Kocabaş, yaptığı açıklamada, 15 Temmuz günü Heybeliada Deniz Lisesinde düzenlenen ve ailesinin de katıldığı mezuniyet törenin ardından Deniz Harp Okuluna giderek kaydını yaptırdığını anımsattı.
Kayıtlarının ardından ailesi ile birlikte İstanbul'daki akrabasının evlerine geçtiğini ifade eden Kocabaş, akşam saatlerinde babasının evlerinin üzerinde dolaşan uçak ve helikopterleri fark ettiğini ancak bunun terör operasyonu zannettiğini belirtti.
O gece Isparta'ya dönmeye düşündüklerini fakat Isparta'daki dedesinin babasını arayarak "çıkmayın köprüleri tutmuşlar" dediğini anlatan Kocabaş, o andan itibaren açtıkları televizyon görüntülerinde ülkede darbe girişiminin gerçekleştiğini anladıklarını dile getirdi.
- Aklıma ilk Suriye'de yaşananlar geldi
Bir süre sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının dinlendiğini ve "Vatandaşları meydanlara davet ediyorum" demesinin ardından ağabeyi ile birlikte sokağa çıkmaya karar verdiğini dile getiren Kocabaş, "İlk olarak aklıma Suriye geldi. Suriye'de olanlar geldi. Gidecek yerimiz yoktu. Aklıma 'Türk boyun eğmez, gerekirse şerefli şekilde ölür' gibi sözler geldi. Ağabeyimi de 'gel çıkalım, evde oturup bunları mı izleyeceğiz. En azından bir katkımız olur' dedim. Bunun üzerine ağabeyimle dışarı çıktık." diye konuştu.
İlk olarak Sultanahmet Meydanı'na gittiklerini, daha sonra babasının kendisini arayarak kendilerinin de çıktığını ve Vatan Caddesi'nde olduklarını söylediğini ifade eden Kocabaş, babası ve eniştesi ile Aksaray Köprüsü yakınında buluştuklarını ve Vatan Caddesi'ne gitme kararı aldıklarını kaydetti.
Oradan gelen bir grubun Vatan Caddesi'nde sıkıntının olmadığını ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önüne gidilmesi gerektiğini söylediğini anlatan Kocabaş, bunun üzerine ağabeyi, babası ve eniştesiyle birlikte belediye önüne gittiklerini anlattı.
- "Yerler kan, bağıran insanlar.. Çok kötü bir durum vardı"
Oraya gittiklerinde havaya ateş açan askerleri gördüğünü ve onlarla konuşmak için askerlerin yanlarına doğru yürümeye başladığını belirten Kocabaş, şöyle konuştu:
"O anda ateş ettiler ve herkes yere yattı. Ben yine devam ettim, çünkü kafama koydum onlarla konuşmayı. Yürümeye başladıktan sonra 1-2 saniye sonra ben de ayağıma gelen bir mermi nedeniyle yaralandım, yere düştüm. O anda ağabeyim ve babam farklı yerlerdeydi. Tanımadığım 4 kişi beni alarak bölgenin hemen yanındaki özel bir hastaneye getirdiler. İlk müdahale orada yapıldı. O an hastane ortamı çok farklıydı. Dakika başı hasta geliyor. Yerler kan, bağıran insanlar... Çok kötü bir durum vardı. Hastaneye geldikten 15 dakika sonra daha ağır yaralılar gelmeye başladı.
Ben gözümle kafası parçalanmış, suratı kan içerisinde olan insanlar gördüm. Daha sonra oradaki hemşireler 'Daha ağır yaralılar. Onlarla ilgilenmemiz lazım' diyerek beni başka bir hastaneye sevk edeceklerini söylediler. Sevk için hastanenin acil servisine indiğimde oradaki mermerlerin tamamının kandan adeta kırmızıya büründüğünü gördüm. Çıktık ambulansların camları kırık, tekerleri patlak, ambulanslar çalışmıyor, sivil vatandaşlar kendi araçlarıyla getir götür yapıyor. Beni de bir araç aldı ve Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürdü."
Hastanede ayağından bir kaç ameliyat olduğunu ve 52 gün hastanede tedavi edildiğini anlatan Kocabaş, 7 Eylül'de taburcu edildiğini ve ardından Isparta'ya geldiğini aktardı. Kocabaş, darbe gecesinde kendisinin olduğu alanda MOBESE'ye yansıyan görüntüleri daha yeni izlediğini ve kendisinin 4 kişi tarafından nasıl taşındığını görüntülerde gördüğünü kaydetti.
"O gece yaşananlar inşallah bir daha yaşanmaz. İnşallah o kalkışmayı yapanlar Allah'tan cezasını bulur." diyen Kocabaş, " O geceden sonra millet olarak güçlenmiş olduk. Orada Kürt kardeşlerimiz de vardı, inanmazsınız Suriyeli vatandaşlar da vardı. Hatta baba oğul şehit olanlar da var. Allah'a şükür böyle bir darbe girişiminden kurtulduk. Allah bu millete böyle bir şey yaşatmaz inşallah." şeklinde konuştu.
Vali Günaydın, kalkışmaya karşı canını ortaya koyan Gazi Kocabaş’a devlet adına teşekkür etti.
Subay olacaktı darbecilerin kurşunuyla gazi oldu
ISPARTA'LI GAZİNİN AĞZINDAN O GECE..
Heybeliada Askeri Deniz Lisesinden mezun olduktan sonra Deniz Harp Okuluna kayıt yaptıran ve 15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında gittiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi yakınında darbeci askerlerinin kurşunuyla ayağından yaralanan 18 yaşındaki Burak Kocabaş, o geceyi anlattı.
Kocabaş, yaptığı açıklamada, 15 Temmuz günü Heybeliada Deniz Lisesinde düzenlenen ve ailesinin de katıldığı mezuniyet törenin ardından Deniz Harp Okuluna giderek kaydını yaptırdığını anımsattı.
Kayıtlarının ardından ailesi ile birlikte İstanbul'daki akrabasının evlerine geçtiğini ifade eden Kocabaş, akşam saatlerinde babasının evlerinin üzerinde dolaşan uçak ve helikopterleri fark ettiğini ancak bunun terör operasyonu zannettiğini belirtti.
O gece Isparta'ya dönmeye düşündüklerini fakat Isparta'daki dedesinin babasını arayarak "çıkmayın köprüleri tutmuşlar" dediğini anlatan Kocabaş, o andan itibaren açtıkları televizyon görüntülerinde ülkede darbe girişiminin gerçekleştiğini anladıklarını dile getirdi.
- Aklıma ilk Suriye'de yaşananlar geldi
Bir süre sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının dinlendiğini ve "Vatandaşları meydanlara davet ediyorum" demesinin ardından ağabeyi ile birlikte sokağa çıkmaya karar verdiğini dile getiren Kocabaş, "İlk olarak aklıma Suriye geldi. Suriye'de olanlar geldi. Gidecek yerimiz yoktu. Aklıma 'Türk boyun eğmez, gerekirse şerefli şekilde ölür' gibi sözler geldi. Ağabeyimi de 'gel çıkalım, evde oturup bunları mı izleyeceğiz. En azından bir katkımız olur' dedim. Bunun üzerine ağabeyimle dışarı çıktık." diye konuştu.
İlk olarak Sultanahmet Meydanı'na gittiklerini, daha sonra babasının kendisini arayarak kendilerinin de çıktığını ve Vatan Caddesi'nde olduklarını söylediğini ifade eden Kocabaş, babası ve eniştesi ile Aksaray Köprüsü yakınında buluştuklarını ve Vatan Caddesi'ne gitme kararı aldıklarını kaydetti.
Oradan gelen bir grubun Vatan Caddesi'nde sıkıntının olmadığını ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önüne gidilmesi gerektiğini söylediğini anlatan Kocabaş, bunun üzerine ağabeyi, babası ve eniştesiyle birlikte belediye önüne gittiklerini anlattı.
- "Yerler kan, bağıran insanlar.. Çok kötü bir durum vardı"
Oraya gittiklerinde havaya ateş açan askerleri gördüğünü ve onlarla konuşmak için askerlerin yanlarına doğru yürümeye başladığını belirten Kocabaş, şöyle konuştu:
"O anda ateş ettiler ve herkes yere yattı. Ben yine devam ettim, çünkü kafama koydum onlarla konuşmayı. Yürümeye başladıktan sonra 1-2 saniye sonra ben de ayağıma gelen bir mermi nedeniyle yaralandım, yere düştüm. O anda ağabeyim ve babam farklı yerlerdeydi. Tanımadığım 4 kişi beni alarak bölgenin hemen yanındaki özel bir hastaneye getirdiler. İlk müdahale orada yapıldı. O an hastane ortamı çok farklıydı. Dakika başı hasta geliyor. Yerler kan, bağıran insanlar... Çok kötü bir durum vardı. Hastaneye geldikten 15 dakika sonra daha ağır yaralılar gelmeye başladı.
Ben gözümle kafası parçalanmış, suratı kan içerisinde olan insanlar gördüm. Daha sonra oradaki hemşireler 'Daha ağır yaralılar. Onlarla ilgilenmemiz lazım' diyerek beni başka bir hastaneye sevk edeceklerini söylediler. Sevk için hastanenin acil servisine indiğimde oradaki mermerlerin tamamının kandan adeta kırmızıya büründüğünü gördüm. Çıktık ambulansların camları kırık, tekerleri patlak, ambulanslar çalışmıyor, sivil vatandaşlar kendi araçlarıyla getir götür yapıyor. Beni de bir araç aldı ve Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürdü."
Hastanede ayağından bir kaç ameliyat olduğunu ve 52 gün hastanede tedavi edildiğini anlatan Kocabaş, 7 Eylül'de taburcu edildiğini ve ardından Isparta'ya geldiğini aktardı. Kocabaş, darbe gecesinde kendisinin olduğu alanda MOBESE'ye yansıyan görüntüleri daha yeni izlediğini ve kendisinin 4 kişi tarafından nasıl taşındığını görüntülerde gördüğünü kaydetti.
"O gece yaşananlar inşallah bir daha yaşanmaz. İnşallah o kalkışmayı yapanlar Allah'tan cezasını bulur." diyen Kocabaş, " O geceden sonra millet olarak güçlenmiş olduk. Orada Kürt kardeşlerimiz de vardı, inanmazsınız Suriyeli vatandaşlar da vardı. Hatta baba oğul şehit olanlar da var. Allah'a şükür böyle bir darbe girişiminden kurtulduk. Allah bu millete böyle bir şey yaşatmaz inşallah." şeklinde konuştu.
