1903’ün baharında Velespit Cahit sürgün yeri Isparta sancağına 10-12 sayıda deve yüklüyle gelir.. Bu yıllarda Isparta sokakları baharın yağmurlarıyla çamur doludur.. Yanında velespiti (bisiklet) Tekirdağ bezine özenle kat kat sarılmış deve üzerinde, valilik konutu bitişiğindeki misafirhaneye (Mutasarrıflık haremliği) indirilir.

Isparta tarihinde Ispartalılar saray Sürgünü Velespit Cahit sayesinde bisikletle tanışır. Ispartalılar çağın bu güzel icadına “şeytan atı”, getirene de “Velespit Cahit” derler.

Bazı Ispartalı çevrelerin deyimiyle; “Şeytan Atı”nı ya da sürücüsü Velespit Cahit’ i görmek için vatandaşlar akın akın çarşı istikametine gelirler. Velespit Cahit 1903’ de Isparta da 14 ay sürgün kalır. Velespit Cahit Abdülhamit Han' ın uzun süre yaverliğini yapmıştır.. Padişah ’ın hafiyecisi (İstihbarat) olarak tanınınca bir süre İstanbul’ dan uzak tutulması uygun görülür. Isparta sancağına gelir.

Kaldığı aylar içinde Osmanlı’nın Isparta sancağında hem Isparta halkı hem Velespit Cahit renkli günler geçirirler.

Esas adı; Fehim’dir. Isparta da keçecilik yapan Cahit adında birisine benzemesinden dolayı bu adı alır. Isparta sürgün günü bitince İstanbul’ a Saray’a döner. Kısa zamanda Paşa’lığa 25 yaşında iken yükselir. Kendisini Ispartalılar çok severler ve evlendirmek isteseler Ama bu gerçekleşmez.

Velespit Cahit Paris de Saray adına batılı eğitim almış, Osmanlı medresesi eğitimi almamış. Bundan dolayı da hoppa bir görüntüsü vardır. Bir kendine beğenmişlik vardır.

Yine de Ispartalılar misafirin hatalarını görmemezlikten gelirler, bağırlarına basarlar. İstanbul Beşiktaş’ ta Serence bey Mahallesi'nde Beşiktaşlılarla topik (top)yani futbol oynar.

Pora çok meraklıdır. 1902 de İstanbul’da 'Osmanlı Bereket Jimnastik Kulübü' nün yani bugünkü Beşiktaş takımının kuruluşu için Saray’ın desteğini aldırmayı başarır.

Çok sayıda Ispartalı farklı giyimlidir. Fransızlar gibi giyinen Velespit Cahit aylarca Ispartalıların sofralarında konuk olur.

Yediden yetmişe Isparta sancağı ahalisi hep onu konuşur.. Giyim kuşamı tamamen Ispartalılar için çok ilginçtir. Altta şalvar, üstte yakasız gömlek altında iç entarisi, üzerine Fransız usulü ceket giyim tarzı Ispartalıların ilk gördükleri bir giyim tarzıdır. Vali Mutasarrıf Vali Hüsnü Bey’in konağının bitişiğindeki misafirhane de kalır. Osmanlı Sarayı’nın emanetidir. Bundan dolayı tüm sancak (vilayet) kadrosu üzerine titrer. Valilikçe bir bisiklet yolu hazırlanır. Elli kadar jandarma elde kürek, kazma dar bir keçi yolu şeklinde bisiklet yolu yapına geçilir. Şimdiki Isparta 15 Temmuz (Cumhuriyet Meydanı) şehitler meydanından Kumyol’ a kadar (eski Isparta Devlet hastanesi üstü) olan uzaklıkta olup kayıtlarda bin arşın olarak geçmekte. (Isparta Rum torun Minas Küfüncüoğlu, Hıristo Delibaş ve Metropolitlik Vakayiname defterlerinden.)

Velespit Cahit sabah ve akşam saatlerinde bisikletine binme den önce yol güzergâh üzerindeki tüm kağnı, at arabaları falan varsa jandarma tarafından uyarılır. Kumyol’a kadar (Devlet Hastanesi bölgesi) yol güzergâhı at, eşek, kağnı ve at arabası, uluorta konmuş kesilmiş ağaçlardan temizlenir.

Ispartalı meraklılar hiç bisiklet görmemiş olanlar kumyol- şimdiki valilik arasındaki yol üzerine dikilerek Velespit Cahit’in bisiklet binişini izlerler. Kıyafetleri konuşulur. Gün içinde insan ve hayvanlardan, eşyalardan temizlenen yol üzerinde bir kaç defa gidip gelen Saray’lı Velespit Cahit’in frenk gömlekli, boyun bağlı değişken giysisi Ispartalıların uzun süre merak konusu olur.

Medrese Hocası Kadı Şakir Efendi, bisiklete binmenin şeytanlaşmak olduğunu söylese de diğer ileri gelenler öyle düşünmezler: Medreseleri Baş Hocası Müderris Hakkı (Profesör) Efendi, iş çevrelerinden Hamamcı zade Kadir Ethem Efendi, Abdullah Paşazade Mehmet, Salih ve Süleyman Beyler,Tahir Paşazade Hüsnü Beyler ikindi namazına takiben bisiklet biniş seyrine ayak üstü katılırlar.. Velespit Cahit 1903’ün Isparta askeri birlik Liva kumandanı (tugay) İbrahim Paşa’nın bile ilgisini çeker ve Velespit Cahit’i haftalarca bisiklet binişini izler. Bazen de tuhaflığı tutan Velespit Cahit bıyıklarının, saçlarının bisiklet binerken fiyakasının rüzgârdan bozulduğunu, limona ihtiyacı olduğunu Isparta Mutasarrıfı Hüsnü beye acınır. Kendisine emanet edilen hanedan eşrafından Velespit Cahit’in isteklerini hemen yerine getirir. Limon getirmeleri için dört günde gidip gelmeleri için valilik görevlilerinden üç kişiyi Antalya’ya gönderir.

Bazen de Isparta mutasarrıfı ( Vali) Hüsnü Paşa’ya da bisiklet binme merakı salar. Dener, ama bir türlü bisikleti süremez.

 Araştrm: Bayram AYGÜN Emekli Öğretm/Köşe yazarı