Cumartesi akşamı üç ayrı şehirde iftara davetliydik.

 İstanbul'da... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iftarı... "Medya ile buluşma." 
 Ankara'da... "Dostlar meclisi" iftarı... Davet sahibi Mahmut Yiğit'ti... Cemil Çiçek, Vecdi Gönül, Abdülkadir Aksu, Necati Çetinkaya... Ve diğer dostlar.

 Isparta'da "Demirel ailesinin" iftarı... Açık havada... Miting gibi... 5 bin kişilik.

Merhum Şevket Demirel'in eşi Sezen Hanım ile kızı Nihan Hanım "İftara kalın" dediler... Bırakmadılar.

Bugün... Isparta'dan... İftar masasından notlar.
İftarda Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın ile aynı masadaydık.
Oturur oturmaz, Başkan'a "Geçmiş olsun" dedik.
Masadakiler "Soran gözlerle" baktılar... "Başkan hasta mı? Bir şey mi var" diye.
Güldük:

- Eğer Fetö darbesi başarılı olsaydı... Başkan şimdi burada, protokol masasında değil de, yedi sülalesi ile birlikte hapiste yatıyor olacaktı.
Yusuf Ziya Günaydın, 30 Mart 2014 seçimlerini kazanıp, Başkanlık koltuğuna oturunca... "Eski ihale dosyalarını" çıkarmış.
 Şehrin temizliği... "625 milyona" ihale edilmiş... 5 yıl önce... Süre dolmak üzere. 
 Başkan "Yeni bir ihale" açmış... İhale "TV'de canlı yayınlanmış." 
 Sonuç... 5 yıl önce 625 milyona ihale edilen iş, bu defa "11.5 milyon lira" ile noktalanmış.

Vay sen misin "Birilerinin menfaat musluğunu kesen?"
İşte o andan itibaren kader ağlarını örmeye başlamış.
Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın "Diğer ihaleleri" mercek altına alınca... Yeni ihaleleri "Televizyonda" yapınca...
"Bazı belediye personelini" işten çıkarınca...
"Uyarılar" gelmeye başlamış:

- Başkan!.. Burnunun dikine gitme!.. Çoluk çocuğun var!.. Sonra pişman olursun.

Yusuf Ziya Günaydın "Uyarılara" kulak asmayınca... "Düğmeye" basılmış.
"Belediyeye... 200 polis ile... Büyük operasyon."
Emniyet... Savcılık... Mahkeme...
Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın hakkında "172 sayfalık iddianame" hazırlanmış.
İstenen hapis cezası... İddianame sayfası kadar... 172 yıl... "Her sayfa için bir yıl."

Zeynep Günaydın...
Başkanın kızı... Mimar.
Bir dava da ona... İstenen ceza "20 yıl."
"Suç nedir" derseniz:
- Babası başkan olunca imarsız araziyi imara açtırmak... Bu arazinin üzerine yapılacak binanın projesini çizmek.
 

Zeynep Günaydın kendisini savunmuş:
1. Bu arazi "Babam başkan olmadan" imara açılmış.
2. Söz konusu projeyi ben çizmedim.. "Falanca mimar" çizmiş... Projenin altında imzası var.
Fakat... Dinleyen kim?

Dilek Günaydın...
Belediye Başkanı'nın eşi... "Ev kadını."
"Onun hakkında da" dava açılmaz mı?
Dava "Memuriyet görevini kötüye kullanmaktan."
Evinde oturan, memuriyetle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir kadın "Görevi nasıl kötüye kullanabilir ki?"
Maksat... "Eziyet olsun."
Menfaat musluklarını kesen belediye başkanına "Unutamayacağı bir ders olsun."
Isparta Belediye Başkanı'na "Kumpas kuranlar... Belediyeye baskın yapanlar... Başkan ve ailesi hakkında davalar açanlar" şimdi neredeler?
Hepsi de hapisteler.
Eski Isparta valisi... İçeride.
Eski Isparta emniyet müdürü içeride.
Eski savcı içeride...
Eski hâkim içeride.
"Belediye operasyonunun" bütün aktörleri... 12 kişiler... 12'si de içerideler.

Isparta... Kişi başına 6 ağaç düşüyor... Şehir yemyeşil. İki yıl üst üste "Yaşanabilir şehir" listesine giren şehir... Yine Isparta. "Temizlikten dolayı" Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından "50 milyon lira ile ödüllendirilen" şehir... Bildiniz... Isparta. 

İftardan sonra... Vedalaşırken... Yusuf Ziya Günaydın'a takıldık:

- 15 Temmuz'dan sonra kurban kestirdiniz mi?... Ailece hapisten kurtuldunuz... Büyük tehlike atlattınız.
Başkan "İki kurban birden kestim" dedi:
- Ülkem büyük bir tehlike atlattı... Önce vatanım için kurban kestim... Sonra da ailem için.