Sevgili dostlar, öncelikle İzmir’de meydana gelen üzüntü verici depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum…
Devlet ve millet olarak bu sıkıntılı günleri kısa zamanda atlatacağımıza, deprem yaralarının sarılacağına inanıyorum…
1 Ekim 1995 Dinar depremini birebir yaşamış birisi olarak biraz sabır ve zaman diyorum…  
Efendim, bütün Dünya olarak zor bir süreçten geçiyoruz…
Malum, virüs illeti başımıza musallat oldu…
Önceleri haberlerden dinliyorduk yaşanılanları,
Şimdi haberleri eşimizden, dostumuzdan, komşumuzdan duyar olduk…
Falanca virüse yakalandı çok zor kurtuldu, 
Filanca öldü… 
Sevgili dostlar zamanlar vardır her şeyin yolunda gittiği, 
Ancak yine öyle zamanlar vardır ki adımlarımızı çekinerek attığımız ve ne yapacağımızı bilmediğimiz zamanlar vardır... 
İşte öyle zamanları hep birlikte yaşıyoruz…
Uzmanlar virüsten korunmanın yollarını, yöntemlerini hep anlatıyorlar, hatırlatıyorlar…
Maske+Mesafe+Temizlik…
Buna mecburuz!
Ancak bu mecburiyetimizi fırsat bilen oburlar var,
Doyumsuzlar var…
Nefsinin esiri olmuşlar ve zam üstüne zam yapıyorlar,
Üstelik zamansız zam yapıyorlar… 
Temizlik ve anti bakteriyel ürünler başta olmak üzere maskelere hiç durmadan zam yapıyorlar…
Kolonya, ıslak mendil, eldiven, havlu kâğıt ve sabun…
Hepsine zam!
Zam yapmadım diyen firmalar ise, gramaj ve adet sayılarını düşürerek vatandaşı farklı bir şekilde kazıklıyorlar…
Vatandaş olarak neyle mücadele edeceğimizi şaşırdık doğrusu,
Virüsle mi mücadele edeceğiz, yoksa zamlarla mı?
Hiç zam olmasın demiyoruz,
Makul ölçüde olsun diyoruz…
Vatandaşın ekonomik krizde olduğu göz önüne alındığında, zamlar biraz daha adaletli olabilirdi diyoruz…
Sevgili dostlar adalet demişken şu hatırlatmayla yazımı bitiriyorum,
Efendim, her zaman adaletsizliği ve haksızlığı engelleyecek gücümüz olmayabilir,
Ancak itiraz etme gücümüzü asla kaybetmemeliyiz…
Önce sağlık, sonra kolaylıklar diliyorum…