Sevgili dostlar pek anlamam,

Matematikten diyorum…

Onun için “enflasyon tek haneli” rakama düşmüş,

“Zamlar çift haneli” rakama çıkmış,

Hiç anlamam…

Ama anladığım iyi bir şey var,

Verirken kaşıkla,

Alırken kepçeyle,

İşte bunu çok iyi anlıyorum…

“Sarımsak”  zam şampiyonu olmuş,

“Limon” ucuzluk şampiyonu…

Sanki sabah akşam sarımsak alıp,

Limon satıyoruz…

Üç yıl sonra enflasyon tek haneli rakama düşmüş,

Çok şükür,

Bu günleri de gördük…

Demek ki “Enflasyonla Topyekûn Mücadele” iyi yapılmış,

Şimdi sıra geldi “Zamlarla Topyekûn Mücadele” etmeye…

Ama nasıl?

O mücadeleyi kim ortaya koyacak,

Nasıl olacak?

Zamlar “gece yarısı” tebliğ ediliyor,

İndirimler “gündüzün tam” ortasında…

Acaba onun için mi diyorum,

Zamlara yarı uykulu olduğumuz için mi tepki koyamıyoruz,

Biraz düşünmek lazım…

Efendim “her unutulan zulüm tekrarlanır” derler,

Bu kapsamda zamlar tekrarlanmış durmuş…

Şöyle bir yıl geriye gidecek olursak,

Doğalgaz ve elektriğe son bir yılda “on kez zam”,

“İki kez de indirim” yapılmış…

Danstaki gibi iki ileri, üç geri olmamış,

Hep ileri, hep ileri olmuş…

Son bir yılda elektriğe ve doğalgaza %65’er zam yapılırken, %10 indirim olmuş,

Bunlar sadece halkın kullandığı zorunlu iki kalem,

Diğer zamlar hariç…

Doğalgaz ve elektrik “sarımsak” ve “limon” gibi değil ki…

Eve girdiğin andan itibaren hem elektrik hem de doğalgaz kullanmaya başlıyoruz…

Enflasyonu hesaplayanlara Allah kolaylık versin,

Uzun uğraşılar sonrasında “enflasyonu tek haneli rakama” düşürmeyi başardılar…

Ayakkabı bağcığı, lamba fitili, ceviz kıracağı, mum,

Falan, filan…

Gerçekten çok uğraşmışlar…

Ya benim gibi matematiği çok iyi bilmiyorlar,

Ya da “değirmenci dayı” gibi çok iyi biliyorlar…

Değirmenci dayı demişken,

O hikayeyi atlamayalım…

Efendim köyün birinde ortak iki değirmenci varmış,

Bu iki ortak bir yıl boyunca arpa-buğday öğütmüşler,

Elde ettikleri hakları da değirmenin bir köşesinde saklamışlar…

Bir yıl sonra hakları eşit şekilde paylaşmak için,

Defter, kalem alıp buğday çuvallarının başına oturmuşlar…

Biri biraz safça,

Diğeri uyanık…

Başlamışlar hesap etmeye;

On, beş daha on beş,

Sekiz daha yirmi üç,

Yirmi üçün üçü,

Elde var iki,

Elde var ikiyi unut gitsin…

Geçiyormuş öbür satıra,

Otuz, on beş daha, kırk beş,

Kırk beşin beşi,

Elde var dört,

Elde var dördü unut gitsin…  

Tabi eldeler unutulunca hesapta şaşmış,

Bir yıl boyunca biriken 480 teneke buğdayın,

360’nı kendisine,

120’sini ortağına çıkarmış…

Ortağı da demiş ki,

Madem sen bu kadar açgözlüsün,

Eldeleri hep unutuyorsun,

120 teneke buğdayı da unut gitsin,

Hepsi senin olsun demiş…

Acaba diyorum,

Enflasyon hesaplanırken eldeler mi unutuluyor…

Başka türlü nasıl “tek haneli” rakama düşebilir?

Bir türlü aklım almıyor…

Nasıl olurda zamlar çift haneli olurken,

Enflasyon tek haneli oluyor…

Anlayabilen varsa, çözebilen varsa,

Beri gelsin…

Bize de anlatsın…

Sevgili dostlar, zam ve ucuzluk arasındaki mücadele her zaman devam etmiş,

Ancak her seferinde “zam galip” gelmiş…

Her daim ucuzluğun galip geldiği bir dünya dileklerimle,

Hayatın size armağanı hep gülmek” olsun…