Covid-19 öyle bir illet ki, eve kapanmamız yetmezmiş gibi hastalandığımızda hastaneye gitmememiz için de bizleri tehdit ediyor.

Devlet tarafından alınan tedbirler arasında “mecbur kalınmadıkça hastanelere yaklaşılmaması” ve “acil olmayanların dışındaki ameliyatların yapılmaması” isteniyor.

Bu uyarıları dikkate alarak, elimizden geldiği kadar bu kritik dönemde sağlıklı kalmaya çalıştık ama görünmez bir kaza nedeniyle hastaneye gitmek durumunda kaldık.

Gitmesine gidecektik, bari koronavirüslü hastaların olmadığı bir hastaneye başvuralım düşüncesiyle Isparta İl Sağlık Müdürümüz Dr. Mehmet Karakaya’yı aradık. Fakat ne yazık ki, Sağlık Bakanlığı’nın talimatı gereği kentteki bütün hastanelerin bazı bölümlerinin Covid-19 hastalarına ayrıldığını öğrendik…

Aramışken Sayın Karakaya’dan, Isparta’nın Covid-19 ile imtihanında ne durumda olduğunu öğrenmek istedik. Müdür Bey’e koronavirüslü hasta ve bu hastalıktan ölenlerin sayısını sorduk.

Sağlık Müdürümüz bu konu hakkında bilgi veremeyeceğini ancak Isparta’nın vaka sayısı bakımından bir süre önce açıklanan (Türkiye’nin altıncı şehri) verilerden hayli uzaklaştığını söyledi. Alınan ciddi önlemler ve Ispartalıların da devletin uyarılarına uyması nedeniyle birçok şehre göre çok daha iyi konuma gelindiğini belirten Dr. Karakaya, bu aşamada mevcut kadrolarının yüzde 25’inin Covid-19’a yettiğini anlattı.

COVID-19 HASTANEYE GİREMEZ

Sağolsun, Sağlık Müdürü Karakaya’nın bu moral verici açıklamasından sonra Şehir Hastanesi’ne gitmeye karar verdik ve bu vesileyle söz konusu hastanede alınan önlemlere bizzat şahit olduk.

Hastaneye normal zamanlardaki gibi elinizi kolunuzu sallayarak giremiyorsunuz. Isparta Belediyesi tarafından bahçede kurulan bir çadırın önünde sıraya giriliyor ve muayene olmak için gelenlerin önce ateşi ölçülüyor sonra da OLASI COVİD-19 TRİAJ VAKA SORGULAMA KARTI dolduruluyor. Covid-19 riski görüldüğü takdirde hasta, Covid-19 için ayrılan bölüme yönlendiriliyor.

Neyse, şükürler olsun öyle bir riskimiz olmadığı için hastanenin içine girebildik.

Tahmin ettiğiniz gibi hastane, kovboy filmlerindeki “terk edilmiş kasabalar” gibi neredeyse bomboş vaziyette.

Temizlik ise “kız istemeye gidilecek ev kadar” güzel şekilde yapılmış.

Hani “aman hastaneye gitmeyin, enfeksiyon kapılır” deniliyor ya, bence en azından bugünkü tabloya göre durum korkulduğu gibi değil.

Hasta sayısının azlığının yanı sıra doktor ve personelin de büyük bölümü idari izinli. Zaten içeri kontrollü alınıyor. Hijyen, normal günlerdeki standardın üzerinde…

Diyeceğimiz o ki, bugünkü koşullarda Covid-19’un hastanede bulaşma riski hemen hemen sıfırlanmış gibi…

Neyse; ortopedi polikliniğinde muayenemizi olduk, röntgenimizi çektirip, kolumuzu alçıya aldıktan sonra evimize döndük…

COVİD-19’A BİR TOKAT TA BELEDİYEDEN

Bir önceki yazımızın başlığı “ISPARTA KOVID-19’A NAKAVT OLDU” oldu şeklindeydi.

Ancak bugün ise Isparta’nın rövanşı aldığını görüyoruz.

Maç devam ediyor ama “disiplini kaybetmediğimiz, rehavete kapılmadığımız müddetçe” mücadele şimdilik bizden yana.

Covid-19 illeti, evlerinde kalıp kurallara uyan Ispartalılara karşı yakın zamanda (en fazla iki ay) yenilecek gibi görünüyor.

Tabii ki “virüs tamamen ortadan kalkacak” iddiasında bulunmuyoruz ancak “insanları evlerine hapsedecek kadar tehdit olamayacak” diye düşünüyoruz.

Bu arada, bir önceki yazımızda eleştirdiğimiz kentin sorumlularının da bu başarıda katkılarını unutmuyoruz.

Geçen yazımızda birçok belediyenin evlere, pazarlara hatta otobüslere kadar maske dağıtırken Isparta Belediyesi’nin bu konuda zayıf kalmasının bizi üzdüğünü vurgulamışıtık. Geç de olsa Isparta Belediyesi’nin maske üretimine başlamasına sevindik elbette...

Temizlik konusunu da unutmamak lazım.

İki yıldan beri Çünür’de oturuyoruz. Geçtiğimiz günlerde ilk defa ciddi şekilde temizlik yapıldığını gördük. Belediyemizin ilgili müdürlüğünden ricamız; koronavirüs bittikten sonra bizleri unutmayın, konteynerlerdeki çöpleri alıp gitmekle tam temizlik yapılmış olunmuyor, hiç olmazsa ayda bir mahallemizi temizleyin lütfen…

Sözün özü şöyle: Isparta, Covid-19 ile imtihanını lehine çevirmiş durumda. Bize düşen; devletimize güvenmekle birlikte kesinlikle rehavete kapılmamak.

Ve tabii ki, bu musibetten bir an önce kurtulabilmek için dua etmek…