Antik çağda ''Baris'' ismini taşıyan ve bir çok uygarlıktan izler barındıran Isparta, son yıllarda kış turizminin yapıldığı Davraz Kayak Merkezi ile dikkati çekiyor.

''Güller ve göller diyarı'' olarak da adlandırılan Isparta'ya otomobille 25 dakika mesafedeki Davraz Kayak Merkezi, 2 bin 637 metrelik doruk yüksekliği, doğal dokunun yumuşaklığı ve kar kalitesiyle yeni başlayan kayakçılara tehlikesiz rotalar, profesyonellere ise gönüllerince kayabilecekleri 4 kilometreye ulaşan benzersiz parkurlar sunuyor.

Saatte bin kişi taşıyabilen, bin 670 metreden başlayarak bin 958 metreye çıkaran telesiyej ile çıkılan zirveden, doyumsuz Eğirdir Gölü manzarası da izlenebiliyor. Kışın Davraz'da kayak yapmak isteyenler, kayak merkezindeki konaklama tesislerinin yanı sıra il merkezinde ve 30 kilometre mesafedeki Eğirdir ilçesindeki otellerden yararlanabiliyor.

Isparta, bir gül kenti. Kentte gülden elde edilen ürünler, iç pazarda ilgi gördüğü gibi, yurt dışına da ihraç ediliyor. Isparta, el emeği ürünü halılarıyla da haklı bir üne sahip. 

Sınırları içinde çok sayıda göl, milli park ve tabiat koruma alanı bulunan Isparta'da Eğirdir, Kovada ve Gölcük gölleri ''Altın Üçgen'' olarak adlandırılıyor. Isparta, dünyada sınırlarında en fazla göl ve gölet bulunan şehir olarak da biliniyor. 

Şehrin işlek caddelerinde gezerken burnunuza gelen gül kokusu ve içinde gülden elde edilen krem, parfüm, sabun, tespih ve kolonyaların bulunduğu dükkanlara aldanmamak gerekiyor. Çünkü Isparta, gülden ibaret değil...

GÖRMEDEN DÖNÜLMEMESİ GEREKEN ESERLER

Selçuklu ve Osmanlılar'a ait birçok eserin yer aldığı kentte, 1312'de Hızır Bey tarafından yaptırılan Hızır Bey Camii, 1415 yılında Hamidoğulları'nın Isparta Subaşısı Kutlu Bey tarafından inşa ettirilen Kutlu Bey Camii görülmeye değer eserler arasında.

1550'de Hacı Abdi Ağa tarafından yaptırılan İplik Camii ve hemen yanındaki, içinde nadide yazma eserlerin bulunduğu medrese dikkati çekecektir. 1561 yapımı Firdevs Bey Camii, Mimar Sinan'ın eserleri arasında yer alır ve kentin görülmesi gereken eserleri arasındadır. Caminin hemen yanındaki aynı adlı bedesten ise 1561'de Firdevs Bey Camii'ne gelir sağlamak için inşa edilmiş, 1967'de ise kapalı çarşı olarak kullanıma açılmış.

Isparta'ya gelip de tandır kebabının tadına bakmamak olmaz. Şehir merkezindeki Kebapçı Kadir ile Ferah Lokantası, özellikle ilkbahar ve sonbaharda, tandırda pişirilen kuzu etini müşterilerine sunuyor. Isparta'da tandır ile birlikte üzüm hoşafı ve ''Kabune'' denilen etli pilav da sunuluyor.

Doğa fotoğrafları çekmeyi seviyorsanız, önerilen yerlerinin başında Kovada Gölü Parkı gelir. Milli park ilan edilen gölün etrafı çınar, meşe ve kızılçam ağaçlarıyla çevrili. Gölde ise irili ufaklı adacıklar yer alıyor.

Gölcük Tabiat Parkı, Isparta'nın 1380 metre rakımlı ve çevresi yeni yetiştirilmiş ağaçlarla kaplı bir krater gölü olan Gölcük gölünün etrafında bulunuyor. Göl kıyısında piknik için tüm altyapı mevcut.

Kovada Gölü Milli Parkı, benzersiz flora ve yaban hayatı çeşitliliğinin yanı sıra, açık havada dinlenme ve eğlenme imkanlarına sahip. Kovada Gölü'nün suyunda bulunan ve göle yeşil renk veren tortular, 1,5 metre derinlikten sonrasının görülmesine engel olur. Göl, 153 çeşit su kuşuyla kuş gözlemine de imkan sağlar.
 

Eğirdir Gölü

İLÇELER KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR

Isparta'nın Eğirdir ilçesinin tarihi MÖ 2000 yılına dayanıyor. Fener-Rum Partiği Bartholemos'nun katıldığı ayinle 2000 yılında tekrar ibadete açılan, Nis Adası'ndaki tarihi Doğu Roma Kilisesi, ilçenin görülmeye değer mirasları arasında. Göl manzaralı çok sayıda lokanta ve pansiyonun yer aldığı Eğirdir'de yöreye özgü yaprak dolmasının mutlaka tadına bakılmalı.

Doğa sporlarıyla da ön plana çıkan Eğirdir'in doğal yapısı, özellikle Eğirdir Gölü, trekking, yamaç paraşütü, dağcılık, ip inişi, mağaracılık, avcılık, binicilik, bisiklet, sörf, foto safari, kayak gibi çok geniş bir yelpazede outdoor etkinliğine imkan sağlıyor.

Atabey ilçesinde Harmanören köyü sınırları içinde kalan küp mezarlar ve Ertokuş Medresesi görülebilecek alanlar arasında. Tarihi MÖ 1000 sonlarına uzanan 41 küp mezarın ağzı genelde doğuya açılmakta olup, düzenli sıralar halinde yerleştirilmişler. Harmanören, Semahöyük ve Demirci Höyük'ten sonra Anadolu'nun üçüncü mezarlık kazısı olarak biliniyor.

Mübarizüddin Ertokuş tarafından 1224 yılında yaptırılan Ertokuş Medresesi ise, civarında Roma yerleşim merkezi olan Seleukeia Sidera'dan getirilmiş taşlar ve Doğu Roma Kilisesi kalıntılarından yararlanarak tümüyle devşirme malzemeyle inşa edilmiş olmasıyla dikkati çekiyor.

Kızıldağ Milli Parkı'nın yer aldığı Şarkikaraağaç ilçesi ise Kızıldağ Milli Parkı ile dikkati çekiyor. Kızıldağ ile Beyşehir Gölü arasında erozyonla aşınarak meydana gelen arazi şekilleri, fotoğraf tutkunlarına ilginç görüntüler sunuyor.

Isparta'nın keşfedilmeyi bekleyen ilçelerinden Uluborlu, MÖ 3. yüzyılda kurulmuş, Apollonia Mordion Antik Kenti'yle ön plana çıkıyor. Şüphesiz ilçenin tek zenginliği antik kent değil. Yine milattan önce inşa edilen kalesi de gezilmeye değer eserler arasında. 135 metre uzunluğundaki kalede üç burç bulunuyor. Ayrıca ilçenin dünyaca ünlü kirazlarının da tadına bakmak gerek. Tabii ki mevsiminde orada bulunulabilinirse...

Tamamı İngiltere, Almanya, Hollanda ve Belçika gibi Avrupa ülkelerine ihraç edilen Uluborlu kirazları, ilçe için o kadar önemli ki, her yıl Temmuz ayının ilk haftasında Kiraz Festivali düzenleniyor.

İlçe merkezine sadece 1 kilometre mesafedeki, 765 metre uzunluğa sahip Zindan Mağarası'nı gezmek, ürkütücü olduğu kadar, maceraperestler için eşsiz bir deneyim olacaktır. Yaz, kış yarasa kolonilerinin barındığı mağaranın içinde yer altı deresi akıyor. Mağaranın Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1998 yılında ''Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı'' olarak tescil edildiğini hatırlatmakta fayda var.


AZİZ PAULOS'UN İZİNDE

Isparta'nın görülmesi gereken bir diğer ilçesi ise Yalvaç. Rivayete göre, İsa'nın havarilerinden Aziz Paulos'un Hristiyanlığı yaymak için yaptığı dört Anadolu yolculuğunda Psidia Antiokheia'sının adı geçer. Aziz Paulos ilk yolculuğunu 46 yılında yapıyor. Barnabas ile Antakya'dan yola çıkıyor, Kıbrıs üzerinden Perge'ye, oradan da Yalvaç'a geliyor. Hristiyanlığın dünyaya açıldığı yer olarak kabul edilen Yalvaç'ta Aziz Paulos'un anısına, konuşma yaptığı havranın temelleri üzerinde kilise inşa edilmiş. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca da, Yalvaç'ın Hristiyan alemi açısından önemli bir hac merkezi olabileceği kabul edilmekte.
 

Psidia Antik Kentine içme suyu taşıyan tüneller

Rivayette adı geçen Antiokheia Antik Kenti Ören Yeri ise Yalvaç kent merkezine 1 kilometre mesafede. Kentin Seleukoslar tarafından kurulduğu biliniyor. En parlak döneminde 100 bin kişinin yaşadığı kentte yürütülen kazılarda elde edilen eserler Yalvaç'taki müzede sergileniyor. 

Yılın on bir ayı kar bulunan Yenişarbademli ilçesindeki 2998 metre yüksekliğindeki Dedegül Dağı, dağ yürüyüşü, kamp, tırmanış için imkan sunuyor. Bölgede dağ evleri ve kamp sahaları da bulunuyor.

Isparta'nın Sütçüler ilçesi, ilçe merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Yazılı Kanyon Tabiat Parkı ile görülmeye değer alanlar arasında yer alıyor. Zengin bitki örtüsü, yaban hayatı ve seyrine doyum olmayan doğal güzellikleriyle dikkati çeken alan, aynı zamanda tarihi Kral Yolu'nun da geçtiği, tapınak ve kaya yazıtları ile tarihi bir öneme de sahip. İncil'e göre, Aziz Paulos, Perge'den Pisidia Antiocheia'ya giderken bu kanyondan geçmiş.

Trafiğe açık olan Antalya-Isparta Dereboğazı Karayolu ile Antalya yöresinde yer alan turistik tesislerden bu alanlara ulaşılması 1,5 saatlik bir süreye indirildi. Bölge, rafting meraklıları için de biçilmiş kaftan.