KILIÇDAROĞLU LAİK DEĞİL!

CHP tarihi geleneklerine yakışmayacak bir kongre süreci yaşadığı malumunuz. Baykal ile ilgili bir CD kongre sürecinden yaklaşık 15 gün önce kamuoyu ile paylaşıldı. Baykal olayın patlak vermesinden hemen sonra istifa ederek KILIÇDAROĞLU-SAV ekibine yol verdi, ya da vermek zorunda kaldı. KILIÇDAROĞLU ise önce aday olmadığını ifade etmesine rağmen İstanbul Basın Dükalığının bastırmasından sonra aday oldu ve genel başkan seçildi. Şimdi sorabilirsiniz; “ ne var bunda zaten bu hadiseler basın yayın kuruluşlarının gözü önünde cereyan etti. Peki sen ne söylüyorsun”

Anlatmaya çalıştığım konu, Kongreden sonraki süreçte meydana gelen Deniz Baykal, Kılıçdaroğlu arasındaki söylem farklılığıdır. Baykal 28 Şubat’tan itibaren politik söylemlerini “Cumhuriyet, Laiklik, irtica ile ilgili mücadele, AB karşıtlığı gibi konularla oluştururken, CHP tabanının bir bakıma kaygılarını taşıyordu. Kılıçdaroğlu ise, Baykal’ın aksine laiklik, Atatürk, Cumhuriyetin temel değerlerine hiç dokunmamakta, yoksulluk üzerinde kötü bir Akparti taklitçiliği ile politika yaptığını zannetmektedir.

Şişirilen bir balon misali siyaset sahnesine taşınan Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle memurluktan başka bir şey yapmıyor, yapamıyor. CHP seçmeni özgürlükler üzerine kurulmuş Anayasa değişikliğini bile Genel Başkanlarının yaptığı saçma sapan yorumlarla anlamaya çalışırken, annesi ermeni olan Kılıçdaroğlu’nun neden laiklik söylemlerini kullanmadığını, inandıkları değerlerden neden bahsetmediğini çözmeye çalışmaktadırlar.

Ne acıdır ki, CHP seçmeni Cumhuriyet mitinglerinden tutunda, irtica ile ilgili çalışmalara gönülden destek vermiş bir seçmendir. Şu an ise Genel Başkanlarının ne yapmak istediklerini anlayamamaktadırlar.

Acaba şu soruyu sorabilir miyiz? CHP politik makas mı değiştiriyor. Baykal politikaları kendilerine iktidar  yolu açmadı, bundan dolayı Kılıçdaroğlu ile değişimi başlatabiliriz diye mi düşünüyorlar. Eğer öyle düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Kamuoyu Kılıçdaroğlu balonunun erken patlamasından memnun durumda. Hatta ve hatta CHP seçmeni de Kılıçdaroğlu’nun kötü performansında ziyadesi ile memnun. Hiç olmazsa referandum sonrası, genel seçim öncesi partiden kovulacağını düşünüyorlar.  

Ayrıca grup başkanvekili iken dosya peşinde koşması kendisine puan kazandırıyorken, Genel Başkanken dosya muhabbeti yapması ancak ve ancak kendi ayağına sıkması anlamına geliyor. Cumartesi Başbakan SSK ile ilgili Kılıçdaroğlu hakkında açıklamalarda bulunacaklarını ama zamanının gelmediğini söyledi. Bunun anlamı şu; şişen balonu patlatacaklar.

Dürüst lider olarak piyasaya sürülen lider, ülke kaynaklarını nasıl har vurup, harman savurduğu, SSK hastanelerine TİKKO’LU militanları nasıl yerleştirdiği açıklanınca nasıl bir kıyamet kopacak bende merak ediyorum.