Son genel seçimlerden sonra yeni sivil bir anayasanın yapılabilmesi için Meclis uğraşı vermekte.  Fakat mecliste grubu bulunan muhalefet partilerinin kırmızı çizgileri sebebiyle uzlaşma sağlanamamakta ve süreç olumlu işlememektedir.

         1780’li yılarda başlayan modern anayasacılık geleneği her toplum için farklı anlamlar ifade etmiş. Bazı toplumlar yaptıkları ilk anayasaya sadık kalmış (Amarikan anayasası gibi), bazıları bu geleneği önemsemeyip resmi bir anayasa dahi yapmamış (İngiltere gibi), bazıları da (Türkiye gibi) bir çok defa anayasa kaleme almış.

         Anayasa niçin yapılır?

           Anayasanın toplumsal bir sözleşme olduğu  beyan edilmekte. Konusunun ve amacının; toplumun  kurduğu devletin (tüzel kişiliğin) toplum ve kişiye karşı; yetkisinin sınırlarını  ve yükümlülüklerini belirleme hususundaki uzlaşmadır;  denilmektedir.

          Birçok toplumda ise anayasalar;  tüzel gücün (devletin) ejderhaya dönüşmesiyle, bu gücü ele geçirenlerce  topluma ve kişiye yönelik yaşam şekli , ideoloji kalıpları dayatma, yeryüzü otorite kutsallığı oluşturma metinleri haline gelmiştir.            

         Ülkemiz 1920’den sonra 4 farklı anayasaya sahip olmuş.

        Kurtuluş Savaşı sonrası 1921’ ve  1924’de  ‘teşkilatı esasiye’ adıyla iki anayasa yapılmıştır.

        1961 ve 1982 anayasaları ise askeri darbelerden sonra darbe zihniyetine uygun düzenlemelerle hazırlanarak, hayır diyebilmenin mümkün olmayacağı şartlarda toplumun onayına sunulmuştur.

          2013 Türkiye’sinde anayasayı militarist ideolojik darbe ruhundan kurtarıp;   özgürlükçü-sivil  karaktere sahip yeni bir uzlaşma  akti olarak hazırlayamayacakmıyız?

          Kırmızı çizgiler buna engel mi olmalıdır?  Sağduyulu bir ses olarak Anayasa mahkemesi başkanı Haşim Kılıç’ın “anayasa yapım sürecinde rol alan kurumların değişmemesi gereken tek kırmızı çizgisi İNSANLIK ONURU olmalıdır” ifadesini kilitlenen sürecin anahtarı olarak görmemiz gerekmez mi?

          Muhalif siyasi görüşlerin kırmızı çizgileri genel hattıyla; darbe ürünü 1982 anayasanın ilk üç maddesinin aynen korunması hususundadır.

          Kanaatimce illaki ilk üç maddelik bir kırmızı çizgi çizilecekse referans alınacak anayasalar darbe ürünü olanlar değildir.

          Kuruluş yıllarına denk düşen 1921 anayasa metni ve ilk orijinal, değiştirilmemiş haliyle 1924 anayasa metninin ilk maddeleri olmalıdır.

          Bu maddeler incelendiğinde karşılaşacağımız genel sonuç şudur; Türkiye devleti bir cumhuriyettir, Türkiye devleti TBMM tarafından idare edilir,  devletin dini İslam’dır.