Ölüm; KAÇINILMAZ bir gerçeklik.

Ölüm; hesabı unutanlara HESABI hatırlatmanın en güzel yoludur.

Ölüm; bir BAŞKA HAYATIN başlaması için ilk atılan adım.

Ölüm; başka canlara SAYGI duymanın en güzel hatırlatıcısıdır.

Ölüm, cana kıyanların bir gün canlarını vereceklerini unutmamaları için rabbimizin yarattığı kaçılmaz bir GERÇEKLİK.

Ölüm; yaratarak can verdiği varlığını, istediği zaman canını alarak öteki hayata gönderme hakkını elinde tutan Allah’ın kudretini bilme yolu.

Allah (c.c) hayatı yaratan ve sonlandırma hakkına sahip olan tek yetki sahibidir. İslam Allah’ın gücünü kabul etmenin ardından her şeyiyle ona teslim olmanın gerekliliğini kulluk olarak bizlere öğretir.

Yaptığı her işi; yaratan yani can veren Allah’a muhtaç olduğunu bilerek değerlendiren insanın bir gün ölüm geldiğinde hesabı da Allah’a vereceğini bilerek hayat devam etmelidir.

Yaratılan her varlığın ölümü tatması mutlak bir gerçeklik iken, yapılanların hesabının sorulması mutlak iken, hesap soranın Allah olması nedeniyle kandırılması ve atlatılması mümkün değilken; sadece dünyalık heveslerle birbirinin kandırmanın veya başkasının canına kıymanın anlamını anlamak mümkün mü sizce de.

Hiçbir zorunluluk yok iken; kendi yanlışlarından dolayı henüz anne karnındaki bebeğin canına kıyma hakkını kendinde görmeye çalışan mantığın hangi akıl ve izanla yaptığını açıklaması mümkün müdür?

Başkasının hakkına saygı duymayı dillerine dolayanların, anne karnındaki bebeği kürtajla katletmeleri hangi mantığın eseridir acaba?

Gayrı meşru ilişkilerin ortaya çıkardığı ve bundan vazgeçmek istemeyenlerin kürtaja tarafta olması toplumsal hassasiyetlerin değiştirilmeye kalkışılmasını göstermesi bakımından dikkatlice üzerinde durulması gereken bir mesele olduğunu mutlak düşünmeliyiz.

Dünyalık kısa süreli zevklerinde ölçü bilmeyenlerin başkasının canına kıymaktan kendilerini alamamaları, hangi özgürlük savunucusu düşüncenin mantığı olabilir.

Kendinin yaratılış yasasını koyan rabbini tanımazdan gelenlerin; işleyen sistemi inkar edercesine vücudunu Allah’ın istemediği tarzda kullanmayı özgürlük olarak tarif etmesi vicdansızlıktan başka bir şey olabilir mi?

Başkasını katledenlerin; bir gün öleceklerini akıllarından çıkarmamaları gerekir.

Canı veren Allah(c.c) alma hakkına sahiptir sözünü söyleyip; pratiğinde bunu uygulamayarak hala Allah inancından bahsetmelerinin ne anlamı olabilir ki?

Dünyalık kısa süreli zevklerinden vazgeçmeyi göze alamayanların yaptıklarından dolayı kendilerini yine kendi akıllarıyla aldatmaya çalıştıklarını neden kimse fark etmez ki?

Dünyanın aldatıcılığı Allah tarafından açıkça hatırlatıldığı halde insanın bunu görmezden gelmesi sadece kendi kendine zarar vermesinin yolunu açacaktır.

Rabbimiz şöylece bize asıl sorumluluğumuz hatırlatmıştır;

Her can ölümü tadacaktır: Böylece Kıyamet Günü (yapıp-ettiklerinizin) karşılığı size tam olarak ödenecektir; orada ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulacak olanlar, gerçek bir zafer kazanmış olacaklardır: Zira bu dünya hayatı(na düşkünlük), kendi kendini aldatma zevkinden başka bir şey değildir.”(Ali İmran3/185)

Kendi karnındaki bebeğin canını, kendi kararıyla almaya çalışanların; ilk başta neden kendi kararlarıyla onu anne karnında oluşmadan, oluşmasına engel olacak tedbirleri alarak ve meşru yollarla  hareket etmeye çalışmazlar?

Anne karnında oluşumuna müdahale etmekten kaçmayanların; kendini tek otorite yerine koyarak canını alma kararı vermeyi kendilerinde nasıl hak olarak görebilmektedirler?

İsrailoğullarının bir adeti olabilecek insan canına kıyma hakkını kendinde görenlerin; kıyamette israiloğullarının sapkınlarıyla birlikte hesap vereceklerini unutmamaları gerekir.Rabbimiz şöylece hatırlatır bu gerçeği;

“ Bu yüzden Biz İsrailoğullarına bildirdik ki, -cinayetin ve yeryüzünde fesadı yayma(nın cezası) olarak işlenmesi dışında- eğer bir kimse bir insanı öldürürse bütün insanlığı öldürmüş gibidir ve bir kimse bir hayat kurtarırsa bütün insanlığı kurtarmış gibi olur. Gerçekten elçilerimiz, onlara hakikatin bütün delilleri ile geldiler: ama buna rağmen, onların çoğu yeryüzünde her çeşitli aşırılığa meyletmeye devam etti.”(Maide 5/32)

İlk yaratılışı belirleyen Allah; anne karnında oluşan bebeğin de, dünyaya gelen bebeğin de hayatında tek söz sahibi olma hakkına sahiptir.

Hayatını Allah’ın isteğine göre yaşamayı bilmeyenlerin; kendi verdikleri kararlarlıyla sonuçlarına kendilerinin katlanacağı bir ahiret hayatını da akıllarından çıkarmamaları gerekir.

Rabbimiz can vermenin de, can almanın da;hayatın kurallarını belirleyen hayat tarzımızın da tek etkili olanıdır.Kim Allah’tan başka birilerini veya kendi nefsini bu işte etkili hale getirirse; şirke düşmüş ve sonrasında çekemeyeceği kadar zor bir ahiret hayatının muhatabı olmayı hak etmiş olacaktır.

Rabbimiz yapmamız gerekenleri şöylece bildirir bizlere ve der ki;

“De ki: "Gelin, Allahın (gerçekten) neyi yasakladığını size anlatayım: Odan başka şeylere asla ilahlık yakıştırmayın; anne-babanıza iyilik yapın (ve onlara karşı saygısızlıkta bulunmayın); ve çocuklarınızı yoksulluk korkusuyla öldürmeyin; (çünkü) sizin de onların da rızıklarını sağlayacak olan Biziz; açık veya gizli hiçbir utanç verici fiil işlemeyin; ve adalet(i ifa etmek) dışında Allahın kutsal saydığı insan hayatına kıymayın: Allah bunu size emretti ki aklınızı kullanabilesiniz”;(Enam 6/151)