MHP’nin Stratejisi Ne?

Anayasa değişikliği teklifi ile ilgili sürecin parlamento ayağı başladı. Haliyle tartışmalar yoğunlaştı. Fakat bu netameli konuda iki farklı kulvarda cerayan eden tartışmaların olduğunu ve bu segmentlerde birbirinden farklı kaygıların bulunduğu tespitini yapmak mümkün. Kategorize etmeye çalıştığımız gibi anayasa tartışmalarında taraflardan birisinin siyasi partiler, diğerini ise halk olarak ifade etmek  fazla iddialı olmasa gerek.

Siyasi partiler kendi aralarında, anayasa değişikliklerine almış olduğu pozisyona göre halka kendilerini anlatma gayretindeler.

Halk ise şaşkınlık içerisinde siyasi partilerin neyi savunduklarını anlamaya çalışıyor.

Halk aynı zamanda gündeme gelen değişiklik teklifinin içeriğini ve sonuçlarını konumlandırmaya çalışırken, siyasi partilerin bugünkü parti meclis grubunda yapılan açıklamaları daha dikkatli bir şekilde takip etti. Malum CHP’nin tavrı “istemezük”den başka bir şey içermediğinden dolayı Sn. Baykal’ın açıklamaları tatmin edici bir düzeyde değildi. Yalnız Sn. Baykal, bugün pozisyonlarını  farklı bir noktaya taşıma ihtimali ile ilgili bir ipucu verdi.  

Anayasa mahkemesine gidecekleri konusunda tehditvari bir uslüp kullanan CHP lideri, anayasa değişikliği konusundaki stratejilerini açık etti. CHP lideri öncelikler şu konuyu açığa kavuşturmalıdır. “Diyelim ki değişiklik teklifi referanduma gitti ve kabul edildi. Bu sürede CHP’nin başvurusu  ile Anayasa değişikliği  Anayasa Mahkemesinde   iptali edilirse, değişikliğe evet oyu verenleri hangi konuma düşüreceğinin farkında mıdır?”

Gelelim MHP’ye. MHP Lideri Bahçeli’nin teklife esastan ve usulden karşıyız açıklamasına karşın sorunun çözümüne dair ortaya koyduğu teklif tam bir garabet içeriyor. Sn Bahçeli mealen  aslında şunu söylüyor. “ Aslında biz 82 Anayasasının değişikliği teklifine karşı değiliz ama, bu işi gelecek dönem yapalım”.  Niye şimdi değil? Sorusuna herhalde teklif AKP’nin geldiği için cevabını verecektir.

 O zaman biz şu soruyu soralım. Siz gerçekten Anayasa değişikliğine var mısınız, yok musunuz? Varsanız AKP’nin teklifini beğenmiyorsanız koyarsınız bir taslak, komisyonda ve genel kurulda bu taslağı savunursunuz. Yalpa yapmanın ve topu taca atmanın MHP’de nelere mal olduğunu biz 2002 seçimlerinden önce görmüştük.

 Hatta Bahçeli’nin argümanlarına tarihten bir not düşelim. Derviş yasaları olarak adlandırılan yasaların çıkmasında ve AB müktesebatı ile ilgili anayasal düzenlemeler yapıldığı dönemde MHP 57. Hükümetin ortaklarındandı. 3 Ekim 2001 tarihli Anayasa değişikliğine imza atan parlamentoda 120 civarında bir Milletvekili ile temsil ediliyordu. Parçalı bir koalisyonun varlığına ve seçimin yaklaşmasına rağmen Anayasa değişikliği teklifine, seçim sonrası mazereti getirmemiş “Anayasa Hukukçularının” ifadesi ile  “abesle iştigal bir” değişikliğin ortakları arasında yer almıştır. 

MHP ne AKP’ye ne CHP’ye yakın durmamaya gayret ederken, aslında kendi kendini yanlışlıyor. MHP Cumhurbaşkanlığı seçiminde gösterdiği dik duruşu yeniden sergilemelidir. Halkın beklediği duruşu sergileyemeyecek bir  MHP bu süreçte en ağır yarayı alacak siyasi partidir.