BU KİN ve NEFRET İLE NEREYE KADAR!???

 

Yerel seçimlerin üzerinden tam 2 ay geçti. Isparta halkı yeni bir umut, yeni bir vizyon ve daha değişik hizmetler alabilme umudu ile her yerel seçimde yaptığı gibi bu seçimde de aynı belediye başkanını 2. kez seçmedi.

 

 Bu seçimde farklı bir durum vardı ve kazanma şansı olan 3 siyasi parti de adaylarını daha önce başkanlık yapmış insanlardan seçti. Seçime az bir zaman kala Hasan Balaman"ın esnafa, kendi düşüncelerine ters olanlara zulmettiği konusunda yayılan dedikodular MHP adayı Günaydın"ın şansını artırdı ve sonuçta sandıktan Günaydın çıktı.

 

MHP adayı Sayın Yusuf Ziya Günaydın"ın seçim çalışmaları sırasında sessiz kalması, arada bir yaptığı konuşmalarda Isparta"da yaşanan zulümlere son vereceğini açıklaması özellikle belediye çalışanları arasında büyük bir rahatlama yaşanmasına neden oldu.

 

1 Nisan tarihinde 5 yıl önce devrettiği koltuğa yeniden kavuşan Sayın Günaydın"ın tebrik ziyaretlerini savuşturduktan sonra eski deneyimlerine de dayanarak kollarını hemen sıvayacağını, kendi deyimiyle enkaz halindeki belediyeyi ayağa kaldıracağını umut eden Isparta halkı, son bir aydan bu yana belediyeden bir ses bekliyordu.

 

Tek bir ses geldi. Günaydın fabrikalar kurmak için İller Bankası"ndan 100 trilyon kredi talebinde bulunduğunu açıkladı. Olur mu derseniz, olmayacağını başta Günaydın olmak üzere tüm kamuoyu biliyor. Peki neden olmayacak duaya amin deniliyor? Zaman kazanmak, hayırlı bir haber bekleyen ve iş vaadi ile oyu alınan seçmene verecek bir cevap bulmak için. Bunu tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok.

Şimdi üç, dört ay kredi alacağız, fabrika yapacağız diye oyalanacak olan bu seçmen kitlesine bu süre zarfı dolunca da şu sözler söylenecek: “AKP iktidarı bizi başarısız göstermek için İller Bankası"ndan kredi almamıza engel oldu.” Bu şekilde bir yıl geçtikten sonra da insanlar umudunu yitirmiş ve AKP"ye olan kinleri bir kat daha fazla artmış vaziyette iş umutlarını başka mecralara kaydıracak.

 

Peki bir de kandırılması mümkün olmayan, MHP yönetimini sıkı markaja almış bir kitle var. Onların durumu ne olacak? Oldukça basit. Zaten bunun emareleri açıkça görülmeye başladı. Balaman döneminde işe alınmış olan elemanların şirket vasıtası ile çalıştırılan kısmının iş akitleri sona erdirilecek. Kadrolu olanlarında sabırları test edilip dayanamayan kaçanların boşaltacağı kadrolara yenileri yerleştirilecek.

 

Çalışmak isteyenler kim? Isparta halkı. Çıkarılmak istenenler kim? Isparta halkı. Zulmeden kim? Şehr-ül Emin (Şehrin En Emini) Zulmü gören kim? Isparta"nın öz evladı. Şu son 2 aydır belediyede personel yer değiştirmelerinden başka hiçbir iş yapılmadığını sanırım herkes görüyor.

 

Bazen bu sitede konuya ilişkin haberlerin altında okuyoruz yorumları. Haksızlığa uğradım diyenler ve iyi olmuş beter olun diyenlerin yorumları ile dolu. Peki nereye kadar? Belediye Başkanı olan insanlar şehre hizmet için mi seçilir yoksa çalışanlar arasında tasnif yapmak için mi? Bu satırları okuyup da altına yine yorumlarda “Balaman bunları yaparken neredeydin?” diye yazanlar olacak. O zamanda burada Isparta"da idim ve o zamanlarda da susmadık yazdık, konuştuk, anlattık.

 

Zalim insanların hasmı Hazreti Allah"tır. Zulme uğrayan ve mukabelede bulunmayan kendisine yapılanları Allah"a havale edenler mutlaka vardır. Allah, hükmetme yetkisi olan kullarını uyararak, “Mağrurlanıp çalışanını yanına çağırdığında ayakta bile bekletme” diye uyarıda bulunurken yetkilerini kötü yönde kullanan ve insanlara eziyet eden yöneticilerin hallerini düşünmek bile insanı ürkütüyor. Biri yaptı halini gördük.

 

 Dua etsin bununla kalsın. Allah kuluna bir garez ederse maazallah dünyası da ahreti de karanlıklar içinde kalır.

 

Sonuç olarak Sayın Günaydın, bu halk sizi belediye çalışanlarını satranç tahtasına dizip hamleler yapın diye seçmedi. Halk sizden hizmet ve yeni projeler bekliyor.

 

Enkaz olduğunu bile bile aldığın bir belediyenin başkanı olarak enkaz edebiyatını bir kenara bırak ve artık silkelen kendine gel. Hizmetlere başla. Houston ne oldu? Yoksa sonunuz diğerleri gibi hüsran olur.