Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, ülkedeki ekonomik büyümeyi hissedilmiyor sözlerini eleştirerek, “Bazen diyorlar ya, ‘Türkiye büyüyor olabilir de biz hissetmiyoruz’. 8.7 milyon kişi hissetmiş. Nasıl hissetmişler iş bulmuşlar, gelir elde etmişler, harcama imkanı, tasarruf imkanı bulmuşlar” dedi.

Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK) İş Zirvesi, Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Kadriye Turizm Merkezi’ndeki bir otelde Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in katılımıyla başladı. Zirvede konuşan Şimşek, dünya ekonomisinin bir toparlanma içinde olduğunu belirterek, 1990- 2007 otalamasına göre hızlı bir büyüme dönemine girdiklerini söyledi. Dünya ekonomisinin düşük büyümeden nispeten büyük bir büyüme patikasına oturmuş durumda olduğunu kaydeden Şimşek, “Küresel arka planın olumlu olması önemlidir. Dünya ekonomisi toparlıyor. Küresel kriz öncesi döneme erişemedik. Küresel dünya ekonomik büyümenin 1.5, 2 katı hızla gidiyordu. Şimdi bir miktar yavaşlamış durumda. Korumacılık önemli sorun. Ama küresel ticarette bir toparlanma söz konusudur. Gelişmekte olan ülkelere sermaye akımlarına bakıldığı zaman net bazda, 2012, 2015, 2016’da eksideydik, 2017’den itibaren olumluya döndük. Bunun bu şekilde devam edeceğini öngörülüyor” diye konuştu.

"Dünya ekonomisi güçlü seyrediyor”

Dünyada enflasyonun kontrol altında olduğunu işaret eden Şimşek, “Ortalama enflasyon yüzde 3.3 gibi. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde yüzde 4.1. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran yüzde 2’nin altında. Kısa vadede dünya ekonomisi güçlü seyrediyor. Küresel ticarette bir artış var buda olumlu. Enflasyon kontrol altında ve sermaye akımlarında önemli bir sorun yok. Her zaman riskler var ama önemli olan risklerin olasılığıdır. Beklenenden hızlı para politikasında sıkılaşma sorun olur. Piyasa beklentileri çerçevesinde gidilirse kısa vadede bir yıllık perspektifinde bir sorun görünmese de eğilim yukarı doğru. Para politikasında küresel kriz sonrası genişleme dönemi sonuna doğru geliyoruz. Parasal genişleme eski boyutlarda devam etmeyecek” dedi.

"30’dan fazla ülke potansiyelin üzerinde büyüyor"

“Dünyada reformlarda bir miktar yavaşlama var” diyen Şimşek, “Oldukça düşük bir faiz dönemi yaşadık. Parasal genişleme nedeniyle OECD ülkelerinde faizler tarihin en düşük seviyelerinde olmasına rağmen yatırımlarda güçlü bir artış yaşanmadı. Reform olmadan verimlilik artmıyor. Dünyada ciddi bir borç sorunu var. Bu son dönemde borç yükünün arttığını gözlemliyoruz. Faizler düşükken bunu yönetmek daha kolay ama dünya açısından faizler yükselirse, bu borcu yönetmek bir miktar daha zorlaşabilir. Dünyada 30’dan fazla ülke potansiyelinin üzerinde büyüyor. Avrupa Birliğinde işsizlik yüksek, Japonya, ABD gibi ülkelerde işsizlik tarihi rekor düşük seviyelerinde. Son 40 yılın düşük düzeylerinde. Genelde fazla kapasite var mı? Potansiyelin altında büyüyorsa enflasyonist baskılar oluşmaz. Ama potansiyelin üzerinde büyüyorsa bu durumda enflasyonist baskılar oluyor. Buna biz çıktı açığı diyoruz. Potansiyelin altındaysa çıktı açığı var.Çıktı açığının kapandığı ABD için kapandı. AB için kapanma noktasında Japonya için erken. Gelişmiş bölgelerinde çıktı açığının kapandığı noktaya doğru gidiyoruz. Bu bir miktar küresel enflasyonist baskıyı arttırabilir.Potansiyele yakın veya onun üzerinde büyüyen ülke sayısı çok oluğu için, petrol fiyatlarında yukarı doğru trendeyiz. ABD’deki faiz oranlarının nasıl bundan sonraki dönemde nasıl seyir izleyeceği hususu her vadede önümüzdeki dönemde faizlerin yükselmesi ihtimali söz konusu” diye konuştu.

Dünyada yaşlı nüfus sorunu

Dünya nüfusunun hızla yaşlandığına dikkat çeken Şimşek, “70 yılda 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfustaki payı 3 puan artı. Önümüzdeki 30 yılda 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfus içindeki payı o 70 yıldaki artışın 3 katı civarında olacak. 8 puan artması öngörülüyor. Dünyada ciddi bir nüfus yaşlanma problemini getirecek. İlerde , yapay zeka, otomasyon robotlar iş görecekse de sorunun bir boyutunu çözecekse de ülkelerin sosyal güvenlik, sağlık sistemleri önemli bir sorunla karşı karşıya kalmış olacaklar” ifadelerine yer verdi.

“AB ile arayı 14 yılda kapatırız"

Şimşek, Türkiye ekonomisin son 15 yılda bütün olumsuzluklara rağmen büyük bit başarı hikayesi yazdığını kaydetti. Türkiye’nin son 15 yılda ortalama yüzde 5.7 büyüdüğünün altını çizen Şimşek, “2002’ye göre güçlü bir büyümedir. Çin, Hindistan’dan sonra en güçlü 15 yıllık büyümeyi ülkemiz ve Endonezya başarmıştır. Ülkemiz yüzde 5‘in üzerinde yüzde 6’ya yakın büyümeyi sürdürmesi ülkemizin dünya ile arayı çok hızlı kapatmasına izin verecektir. Bunu da yapmak için ikinci nesil, üçüncü nesil reform ve sağlıklı ve doğru politikalar önem arz ediyor. Türkiye’nin dünya ortalamasına göre önemli avantajları var. Türkiye son 15 yılda reel olarak 100’den 231’in üzerine çıkmış, dünya 100’den 178’e, Çin, Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeler 100’den 188’e çıkmış. Türkiye Dünyaya göre oldukça güçlü bir performans ortaya koymuştur. Dünyanın en gelişmiş ülkesi ABD ile arayı tam 20 puan kapatmışız, AB ile arayı 28 puan kapatmışız. Bu hızla gidersek AB ile arayı 14 yılda kapatırız. 2000’li yılların başından itibaren Türkiye, dünyayla, ABD ile arayı hızla kapattığı dönemdir” diye konuştu.

"Büyüme devam edecek"

Büyümenin 2018’de de devam edeceğini kaydeden Şimşek, “Yılın ilk çeyreğine baktığımız zaman güçlü bir seyir var. Bu sene AB toparlanıyor. Turizm toparlanıyor. Dış talep güçlü olacak. Yatırımlarda artış var. Özel tüketimde de artış var, istihdamda artış var. Bütün bu aktörler 2018’ de Türkiye’nin orta vadeli programa paralel şekilde büyüme olasılığının yüksek olduğunu gösteriyor” dedi.

Şimşek, Kredi Garanti Fonundan geçen yıl 206 bin firmanın yararlandığını belirterek, yatırım ve ihracata yönelik fonda yeni düzenlemeler yaptıklarını kaydetti.

"Büyümeyi herkes hissetmeli"

Geçen yıl Türkiye’nin 1 milyon 635 bin kişiye iş bulduğunu anımsatan Şimşek, “Bu çok ciddi bir rakam. Çünkü 2006-2016 döneminde yıllık istihdam artışı ortalama 7 yüz bin kişi. Biz 2.4 kat daha fazla vatandaşımıza iş bulduk. Geçen yıl bu vatandaşlarımızın işi yoktu geliri yoktu. Bunlar bağımlı nüfustu. Şimdi işleri gelirleri var, bu talebi destekliyor. İlave bir tedbire gerek kalmadan iç talebin zaten güçlü seyredeceği ortada. Yine istihdam artışında ülkemiz çok başarılı. Nüfusumuz 81 milyon kişi. Son 10 yılda, 8.7 milyon vatandaşımıza iş bulmuşuz. AB, 28 ülke 512 milyon nüfus topu topuna net olarak 5.2 milyon kişiye iş bulmuş. Bu Türkiye’nin reel ekonomide, istihdam oluşturmada ve büyümede ortaya koyduğu performansı gösteriyor. Türkiye’de büyüme kapsayıcı. Bazen diyorlar ya, ‘Türkiye büyüyor olabilir de biz hissetmiyoruz’. 8.7 milyon kişi hissetmiş. Nasıl hissetmişler iş bulmuşlar, gelir elde ediyorlar, harcama imkanı, tasarruf imkanı buldular. Bu rakamın çok çok üstünde otomotivde satış, beyaz eşya satışı var. 8.5 milyon insanımız yurt dışına seyahat etmiş. Nereden bakarsanız bakın Türkiye ekonomisi hem büyümüş, bu büyüme tabana yaygın, kapsayıcıdır. Herkesin hissetmesi gereken, hissettiğini düşündüğümüz bu dönemde yoksulluk azaldı” dedi.

"Türkiye’de istihdam oranı yükseltilmeli"

Şimşek, Türkiye ekonomisi aşırı ısınma dönemini geride bıraktı ve cari açığın önümüzdeki dönemde yüzde 4’ün altın inmesini beklediklerini bildirdi. İstihdamın arttırıldığı zaman bağımlılığın azaldığını dile getiren Mehmet Şimşek, “Türkiye’de istihdam oranı yüzde 51. Bu oranı yüzde 60 -70’lere çıkarmamız gerekir. Kısmi zamanlı istihdam yüzde 9, bizim gibi genç ülkelerde bu oranın yüzde 20, 30 olması gerekir. OECD ülkeleri içinde istihdam piyasasındaki katılıkların en fazla olduğu ülke biziz, bunu biraz daha esnetmeliyiz” dedi.

"Avrupa pazarının önemi"

Türkiye’de ortalama iş davasının 580 gün sürdüğünü dile getiren Şimşek, “Singapur’da bu 200 gün bile sürmüyor. Önümüzdeki dönemde vatandaşların idare ile uyuşmazlıkların azaltılması, ihtisas mahkemelerini yaygınlaştıracağız” diye konuştu.

Türkiye’nin en büyük pazarının Avrupa olduğunun altını çizen Şimşek, Türkiye’ye en fazla finansman Avrupa’dan geldiğini, coğrafi yakınlık sebebiyle de Avrupa’dan kopmayacaklarını belirtti. Türkiye’nin uzun yıllar Asya’yı ihmal ettiğinden yakınan Şimşek, “Asya yükseliyor. Türkiye uzun yıllar Asya’yı ihmal etti. Asya ile rekabetten korkmayalım. Korkmamak için ARGE ve inovasyon yapmamız gerekir” dedi.

"Bu rakamdan rehavete kapılmayalım"

TÜGİK Başkanı Erkan Güral, 10 bin üye ile 500 farklı meslek ve sektörden oluşan bir konfederasyon olduklarını söyledi. Salonda Türkiye’nin mozaiğinin bulunduğunu dile getiren Güral, “Dünyaya baktığımızda ekonomi savaşı büyüdü ve güç savaşlarına dönüştü. Ekonomik savaşla birlikte siyasi savaşlarında baş gösterdiğini görüyoruz. İş dünyasının en önemli görevi daha fazla üretmek ve daha fazla katma değer ortaya çıkarmaktır. Yerli otomobili hayal ediyorduk, yakın zamanda Türkiye’nin de bir otomobil markası olacak. Ülkemiz büyüyor ve çok önemli işler yapılıyor. İki gün önce büyüme rakamı açıklandı 7.4. Bu rakamın rehavetine kapılmamalıyız. Hedefimizi bu rakamı 7.5 ve daha üzerine çıkarmalıyız” ifadelerine yer verdi.

İş dünyasının en önemli sorunlardan birinin kurlardaki dalgalanma ve finansmana ulaşım olduğunun altını çizen Güral, “Bankalara karşı iş dünyasının korunması yönünde destek istiyoruz. Finansmana erişim sürecinde çalışmaların hızlandırılmasını istiyoruz. Biz borcu seviyoruz ama finansmana ulaşım kolaylığı istiyoruz. Birde bizi yüksek faizlerden koruyun, kollayın. Morali bulduğumuz an yapamayacağımız hiç bir iş yok” diye konuştu.