Ülkemizde yeni kullanılmaya başlayan bir test, bu açıdan önemli. Zira, kullanılacak vitaminin yarar ya da zarar getireceğini ortaya koyuyor

Son zamanlarda bazı değişik testler hastaların ve hekimlerin hizmetine sunuldu. Bunların ortak yönü, kişilerin kendi yapmaları üzerine kurulmuş tıbbi testler
 olmaları. Nasıl dünyayı kişilerin kendi kendine yapabildiği bir besin intoleransı testi dalgası sardıysa, bu testler de aynı mantıkla, insanların kendi
kendilerine istemeleri veya yapmaları üzerine kurgulandı.

Hasta-doktor işbirliği önemli

Biz doktorlar “Tıp artık çok ilerledi, insanlar bu konuda bilgilenmeli ve sağlıklarından artık doktorlar kadar sorumlu olmalı. Birçok önemli hastalığın
 oluşması veya ilerlemesi bu hastalıklarla ilgili risk faktörlerine bağlı” diyoruz. Her gün, her fırsatta kişilerin kendi uygulamaları gereken risk
faktörlerinden korunma yöntemlerini anlatıyoruz. “Bu risk faktörlerini en iyi kişilerin kendileri kontrol edebilir” diye de ekliyoruz. “Prediyabete
dikkat et, kilona dikkat et, beslenmene dikkat et, egzersiz yapmaya dikkat et, basit karbonhidratlara dikkat et, kötü yağlara dikkat et” uyarısını yapıyoruz.
 “Bunlara dikkat edersen diyabet olmazsın, kalp damar hastası olmazsın” diyoruz. “Düzenli egzersiz yap, yoksa kalp hastası olursun, kilo alırsın,
 yediğin yağlara dikkat et, beyaz ekmek yeme, tahıllı kepekli ekmek ye” vurgusunu yapıyoruz. Zeytinyağının yararlarını, hayvansal yağların zararını bilmeyen
 kalmadı. Böylece insanlar bilinçlendi ve kendilerini hastalıklara sebep olacak risklerden koruma konusunda doktorlarıyla el ele çalışmaya başladı.

Nereden nereye geldik?

Kişiler, sağlık hakkında bilinç-lendikçe, yararına inandıkları bazı testleri de kendi seçimleriyle yaptırma yolunu seçiyor.  Bütün dünyada kolesterol ve
homosistein kitleri gibi malzemeler marketlerde satılıyor artık. Ben hatırlarım, 30 sene kadar önce evde şeker ölçen aletler çıktığında, pek çoğumuz,
 “Bu saçmalık, yalan yanlış ölçümlerle iş mi yapılır?” dedik, hatta “Bana o sonuçları gösterme, inanmıyorum” diyenler bile vardı. Şimdi artık çoğu doktor
“Sabah kahvaltıdan sonra şekerinizi ölçüp bana bildirin” diyor. İşte bu tip testlerde, önemli olan kısım, “Bana bildirin” oluyor. Ne testi olursa olsun
sonuçları aldıktan sonra doktorunuzla bunları değerlendirmek ve önerilerini almak işin püf noktası.

Yarardan çok zarar verebilir

Hep sorarlar bize; “Doktor, ben ne vitamini alayım?”, “Şu takviyeden alayım mı?”, “Yeğenim kullanıyor çok faydasını görmüş” diye. Böyle bir soruya doğru
 cevap verebilmek zor. Öncelikle acaba bir vitamin veya besin takviyesi hakikaten gerekli mi bu kişiye? Eğer gerekliyse, ne kadar? İnsanlar vitaminleri ve
 besin takviyelerini, “Bitkisel, nasıl olsa zarar vermez” diye, gerekli gereksiz kullanıyor. Tabii gerçek hiç de öyle değil. Bunların özellikle bazı başka
takviyeler veya ilaçlarla kullanıldıklarında, tam tersine zarar da verebileceklerini kabullenemiyor kişiler. Çok basit bir kaide vardır: Bir şey fayda
 veriyorsa, zarar da verebilir. Yeni çıkan ve ülkemizde de uygulanmaya başlayan, kişilerin kendi yaptırabileceği vitamin testi işte bu ikileme cevap veriyor.
 Vücudun   çeşitli vitamin ve takviyelere ihtiyacını tespit ediyor, ayrıca yıpranmaya karşı o kişinin hangi anti-oksidanlara, ne kadar ihtiyacı olduğunu
 belirliyor. Bu tip testler ilk çıktığında kendilerine nasıl yer bulacaklarını kestirmek zordur, bazısı hakikaten yıllarca kullanım bulur, bazısı da kısa
 sürede yerlerini daha değişik metotlara bırakır. Bu vitamin testinin hangi gruptan olduğunu zaman gösterecek.