Litvanya'da yapılan 2011 Avrupa Basketbol Şampiyonası Finalleri'nde ilk tur A Grubu'nda Polonya'ya 84-83 yenilen A Milli Takım'ın başantrenörü Orhun Ene, oynadıkları basketbolun düş kırıklığı yarattığını söyledi.

Ene, maçtan sonra düzenlenen basın toplantısında, karşılaşmanın Polonya için de ''ölüm-kalım'' maçı olduğuna dikkati çekerek, ''Bu maçı böyle oynamak büyük düş kırıklığı oldu. Onlardan çok daha iyi takımız, çok daha iyi oyuncularımız var, ancak hiçbir periyotta savunmada ve hücumda iyi oynayarak, maça ağırlığımızı koyamadık. Böyle bir maçı kaybettiğimiz için çok üzgünüz'' dedi.

Polonya'dan 84 sayı yediklerini belirten Orhun Ene, ''Bizim ne olursa olsun, 65 sayı civarında tutmamız gereken bir rakipti. Maçın sonu kafa kafaya gelince maç topunu iyi kullanarak, kazandılar'' diye konuştu.



-''Yarın elimizde bir şans var''-



Orhun Ene, Polonya yenilgisini unutup, yarınki İspanya maçına konsantre olmaları gerektiğini vurguladı.

''Yarın bu yenilgiyi telafi etmek için İspanya maçı var'' diyen Ene, şöyle devam etti:

''Yarınki maç, ne olursa olsun kazanmamız gereken bir maç. Bugün bizler için çok önemli olan bir maçta böyle oynayarak yenilmek, prestij kaybına neden oldu. Şimdi elimizde bir şans var, ama bugünü çok düşünürsek, yarın elimizde o şansı da kaybedebiliriz.''

Oyuncularıyla toplantı yapıp, konuşacağını belirten Ene, ''Sporda her türlü sonuç var. Yarın İspanya'yı yenebiliriz. Önemli olan buradan ne kadar temiz kafalarla, bu maçın olumsuz etkilerini üzerimizden atarak, İspanya maçına çıkmamız'' ifadesini kullandı.



-''Neyi çaldığı belli olmayan iki hakem vardı''-



Orhun Ene, karşılaşmanın Rus hakemi Sergey Mikhaylov ve Bulgar hakemi Miroslav Tomov'un yönetimine de tepki gösterdi.

Ene, şunları söyledi:

''Bu mağlubiyette hakemler ne kadar etki etse de hakemin arkasına sığınmam, ancak hayatımda böyle bir şey görmedim. Maçı yöneten iki hakemin düdükleri Avrupa ve bizim ligimizdeki düdüklere benzer değil. Böyle sportmenlik dışı faullerden 8 sayı üst üste görmedim. Her şey bizim adımıza kötüydü, ama sahada neyi çaldığı neyi çalmadığı belli olmayan iki hakem vardı.''