Galatasaray Kulübü Başkan Yardımcısı Adnan Öztürk, futboldaki şike ve teşvik iddialarına yönelik soruşturmayla başlayan süreçte Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF), kırmadan, dökmeden bu işten nasıl çıkarız diye çalıştığını söyledi.

İstanbul Aydın Üniversitesi Florya Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen panele katılan ve kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Adnan Öztürk, şike soruşturması, Türk futbolunun durumu ve Galatasaray ile ilgili bir çok konuya değindi.

Şike soruşturması sürecinde TFF'nin çok eleştirildiğini belirten Öztürk, ''Şike soruşturmasıyla ilgili kırmadan, dökmeden bu işten nasıl nasıl çıkarız diye çalışılıyor ama tüm çabalar duvara tosluyor. Bugün öğleden sonra TFF kulüpleri yine toplantıya çağırdı ve dün UEFA yetkilileri ile yapılan görüşme hakkında bilgi verecekler. Bana göre duvara vurmaya da devam edecekler'' dedi.



-''Suçlu varsa cezasını çekmeli ama abartılmamalı''-



Kamu vicdanındaki rahatsızlığı, şike olduğunun tescili olarak gördüğünü dile getiren Adnan Öztürk, ''Birileri bu konuda harekete geçtiyse, kamu vicdanını rahatsız edici boyutlara ulaştığı içindir. UEFA Başkanı Platini bir demecinde (Şike cinayettir) diyor ve elinde çantayla ülke ülke gezerek yöneticilerin bu konuda ciddi hamleler yapmasını istiyor. Zamanlaması enteresan oldu. Tam da UEFA'nın mücadelesiyle aynı zamana denk geldi. Cezaların uluslararası standartlara getirilmesi ve insanların çok uzun süre hapiste kalmaması lazım. Biraz kantarın topuzu kaçmıştı. O konuda belli bir noktaya gelindi. Hapiste insanların gereğinden fazla kalması kimseyi mutlu etmemeli. Suçlular cezasını görmeli ama abartılmamalı. Bir an önce sonuca gidilmeli. Ancak biz Futbol Disiplin Talimatnamesi'nin 58. maddesine dokunulmasına müsaade etmeyiz'' diye konuştu.

Tüm kulüplerin aynı gemide olduğu ancak Galatasaray'ın tutunduğu tavrı anlayamadığı şeklinde bir öğrencinin yönelttiği soru üzerine ise Öztürk, ''Biz aynı gemide değiliz. Aynı kurallara saygı göstermiyorsak, aynı ahlaki değerleri paylaşmıyorsak, biz aynı gemide kimseyle olmayız. Mecbur da değiliz. 107 yaşında bir camiayız. Saygı duymayanlarla, manevra yapmaya çalışanlarla aynı gemide olmayız. Galatasaray da bu konuda tek değil'' yanıtını verdi.



-''Türk futbolu, ekonomik olarak iflas etmiştir''-



Futbolun tüm dünyada geldiği ekonomik durumunun, bu spora amatör zihniyetle bakma şansı bırakmadığının altını çizen ve Türkiye'deki ekonomik büyüklüğünü aktaran Öztürk, oldukça karamsar bir tablo çizdi.

Türkiye'den futbol ekonomisinin yan gelirlerle beraber yıllık 1,5 milyar avro büyüklüğe ulaştığını dile getiren Adnan Öztürk, şunları söyledi:

''Galatasaray'ın borç hesabında 330 milyon dolar yazıyor. Bütün sene hiç harcamazsanız, 3 senede borçlarını ödeyebilecek büyüklükte. Gayrimenkullerimizi ve marka değerimizi buna dahil etmiyorum. Üç büyük kulübün toplam 1 milyar dolara yakın borcu var. Diğer Süper Lig kulüplerini de eklersek bu rakam 1,5 milyar dolara çıkar. Bunun ekonomik tarifi iflastır. Türk futbolu ekonomik anlamda iflas etmiştir. Yeni bir sistem ortaya konulmazsa, bunun devam ettirilmesi mümkün değildir. Üzerine şike, teşvik gibi yüz kızartıcı suçlar da eklenince, Türk halkının futbola bakışında çok ciddi bir imaj kaybı var. Türk futbolu çok derin bir krizde. Gelinen noktada durum, A takımı küme düşsün, B takımının puanı silinsin değil. Bu krizin yönetilmesi lazım. Asıl kriz, şike krizi değil. Sistemin tıkanmış olması krizidir. Bizim baktığımız resimde sadece şike sorunu yok, Türk futbolunun bitmişliği sorunu var.''



-TFF'ye ihtarname gönderilmesi-



Adnan Öztürk, TFF'ye kulüp olarak gönderdikleri ihtarnameye ve yönetim içinde gerçekleşen gerginliğe konuşmasında açıklık getirirken, ''UEFA ile toplantılar yapılmadan önce Galatasaray'ın kırmızı çizgilerinin bir kez daha not edilmesi için, hukuki yolla bir mektup gönderdik. Yönetimde bazı isimlere haber verilmedi tartışması oldu, ayrıca yönetim içinde tartışıldı ancak bunlar olabilir. Yapılması gereken oydu, o gün yapıldı. Başkanımız Ünal Aysal'ın haberi vardı. Kendisine söyledim ve (Derhal yapalım) dedi. Medyaya yansıtılması veya yansıma şekli, o kısım yansıtanların problemi'' dedi.



-''İçerden servis ediliyor''-



Adnan Öztürk, kendisinin Ali Dürüst ve Fatih Terim'le aralarının iyi olmadığı şeklinde yer alan haberlere açıklık getirirken, yönetim içinde kriz olduğu iddiaları için ise kendi yönetimindeki bazı isimlere yönelik ağır ifadeler kullandı.

''Fatih Terim'in kulüpte bir görevi var, benim de bir görevim var. Masanın etrafında başkan Aysal dışında 15 kişi daha yer alıyor. Herkes görevini yapmakla sorumlu. Fatih hoca da başarıyla görevini yapıyor. Benim başarıyla yapıp yapmadığım ise Ünal Aysal'a sorulur'' şeklinde konuşan Öztürk, şöyle devam etti:

''Haberlerde yönetim krizi okumaktan bıktım. Öyle bir psikolojiye sokuyorlar ki insanı, sanki ben kavgacı bir insanmışım gibi lanse ediliyorum. Tam tersi, gayet uzlaşmacı biriyimdir. Bir gün Ali Dürüst'ün, bir gün Fatih Terim'in koluna girip gezmem gerekiyor sanırım. Yönetim içinde kriz falan yok. Ama bunları medya uydurmuyor. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Bunlar, yönetim kurulunun içinden servis ediliyor. İçimizde böyle olmasını dileyen insanlar var ki, medyaya servis ediyorlar. Ali Dürüst benim çok sevdiğim bir ağabeyimdir.''



-''Gündemimizde genel kurul yok''-



Adnan Öztürk, kulübün haziran ayında genel kurula gideceği ve yönetimde bazı isimlerin değişeceği iddialarına yönelik olarak, gündemlerinde böyle bir şey olmadığını belirtti.