Takke Düştü, Kel Görünüyor…
 
1982 Anayasası ile ilgili düzeltmeleri içeren 24 maddelik anayasa değişikliği  teklifi nihayet tartışmaya açıldı.

2007 seçimlerinden itibaren “Parlamento anayasa değişikliği yapamaz, yapmamalı” korosu elindeki en önemli hamle gücünü kaybetti. İktidar partisi ise, şimdi değilse ne zaman sorularına muhatap olmaktan kurtularak psikolojik üstünlüğü ele geçirdi.


İlginçtir, Türk Milletine anayasa yapmak nasip olmadı. Askeri ihtilaller sonrası dayatılan anayasalarla Türk Milleti deli gömleği ile yaşamaya mecbur bırakıldı.
 
Özellikle 1982 Anayasası bütün kesimlerden eleştiri alıyor olması, bizi  bir bakıma milli irade kanalıyla anayasa değişikliği yapılabileceği düşüncesine sevketse de, manzaranın hiç de öyle olmadığını görmek gerçekten şaşkınlık verici bir durum. 

 
Meclisi sevkedilmeyi bekleyen Anayasa teklifi sonrasında Türkiye’nin artık eskisi gibi Türkiye olmayacağını söylemek herhalde abartılı olmasa gerek ( bu cümle ile kastımız, milli iradenin tecellisi ile anayasal değişikliğin millet tarafından yapılabileceğini, yada yapılamayacağını ifade etmektir). Çünkü olası meclis aritmetiği parlamento kanalıyla değişikliğin yapılabileceğini pek mümkün kılmıyor. Doğal olarak bu durumu çözmek Türk Milletinin hakemliği ile mümkün olacak. 


Referandum sonuçları siyasi dengelerin yeniden oluşması için oldukça belirleyici olacak. Başlangıç aşamasında bile parlamentoda temsil edilen partiler iki kutbu temsil etmeye başladılar. CHP’nin başını çektiği “hayır”cı grup taslak metni bile okumadan tavrını ortaya koydu. Anlaşılan o ki, 1980 darbesini gerçekleştirenler CHP’yi kapatarak  ve yöneticilerini yasaklı hale getirirken bu günlerde kendilerini  savunan bir CHP’yi rüyalarında bile görseler herhalde küçük dillerini yutarlardı.

 CHP Genel Başkanının yıllarca Anayasa değişikliğinden dem vururken, bugün neden bu kadar keskin bir muhalefet ortaya koyuyor anlamak gerçekten zor. Hadi anladık, teklif AKP’nin de, benim anlamadığım CHP anayasa değişikliğine mi karşı, AKP’nin anayasa değişikliği teklifine mi? 


Gelelim MHP’nin durumuna. MHP’nin yeni anayasa taslağında ortaya koyacağı tavır, partinin gelecek tasavvurlarına da etki edecektir. MHP 1980 darbesiyle  ciddi proplem yaşamış partilerden birisidir. Darbeciler, MHP’nin yeniden ayağa kalkmaması için 1982 Anayasası dahil, her türlü alternatifi ortaya koymaktan çekinmemiştir. Diğer bir ifadeyle 82 Anayasası ile sorunlu olan ciddi bir kesimi  temsil etmesi bağlamında MHP’nin tarihe not düşme fırsatını değerlendireceği düşüncesindeyim. 


Fakat Parti Yönetiminin taslakla ilgili ilk açıklamaları tarihi fırsatı tepme eğiliminde olduğunu göstermektedir.


Gelelim BDP’ye. Hiçbir açıklamasının dikkate alınmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü siyaset zikzakla yapılmaz.


Sonuç olarak, benim düşüncem, Siyasi Partiler anayasa değişikliği teklifini Parlamentoda çözmeleridir. Parlamentodan referanduma gönderilirse kimin tokat yiyeceği belli olmaz.