Ekonomik hayatın, ticaretin temelinde tarımın olduğunu belirten Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, bütün gelişmiş ülkelerin tarımla kalkındığını, tarımda da dünyanın en büyükleri olduklarını söyledi. Tarımın toplumda hak ettiği değeri görmediğini belirten Bayraktar, tarımın, enerjinin de önünde yer alan stratejik sektörlerin başında geldiğini belirterek, dünyada gıda güvencesinden daha önemli bir şey olamayacağını kaydetti.

GERÇEK REEL SEKTÖR

7.6 milyar olan dünya nüfusunun gıda ihtiyacının sürekli arttığını, beslenme eğilimlerinin değiştiğini, yapılan bilimsel çalışmalara göre 2050'de 9.8 milyara ulaşacak dünya nüfusunu beslemek için, şimdikinden yüzde 60 daha fazla gıda üretmek gerekeceğine dikkati çeken Bayraktar, "Bütün bunlar tarımın öneminin azalmayacağını hatta çok daha fazla artacağını gösteriyor" dedi.

Bayraktar, şöyle devam etti:

"Reel sektörün temelinde hangi sektör var? Tarım. İmalat sanayi içinde yer alan gıdanın yanı sıra, tekstil, içecek, tütün birinci derecede tarım sektörüyle bağlantılı. Tarım, sadece bununla da kalmıyor, ulaştırmadan finansa, yiyecek sektörüne, depolamadan, toptan ve perakende ticarete çok değişik sektörlere hammadde sağlıyor, kaynak aktarıyor. bugün hâlâ kırsalda 20 milyon kişinin geçim kaynağı tarım ise tarımın sorunları göz ardı edilmemeli, el üstünde tutulmalıdır. Bu ülkede 80 milyon nüfus, 5 milyonu aşkın sığınmacı ve yabancı, 40 milyona yakın turisti doyuran tarım, gerçek reel sektördür."

TEMELİNDE TARIM VAR

Gıda sanayisinin, imalat sanayisi içinde yüzde 11 payla 24 sektör içinde birinci olduğunu dile getiren Bayraktar, Türkiye'de hane halkının bütçesinin yüzde 21.77'sini gıda ve alkolsüz içeceklere, yüzde 5.87'sini alkollü içecekler ve tütüne, yüzde 7.33'ünü giyim ve ayakkabıya, yüzde 8.05'ini lokanta ve otellere ayırdığını bütün bu sektörlerin temelinde tarımın bulunduğunu söyledi.

BÖLGENİN GIDA AMBARI OLALIM

Sanayiciye sağlanan desteğin tarımdan esirgenmemesi gerektiğini belirten Bayraktar, "Zor şartlarda üretim yapan, istihdam sağlayan, ihracat yapılmasına neden olan Türk çiftçisi, üvey evlat muamelesi görmemelidir" dedi. Bayraktar, şunları kaydetti:

"Belli oldu ki dünyada savaşlar gıda ve sudan çıkacak. Bunu gören gelişmiş ülkeler, az gelişmiş ülkelerin topraklarına göz dikti. Toprak satın alıp, kiralayıp bu savaştan galip çıkmanın hesabını yapıyorlar. Kendi arazilerine de gözü gibi bakıyorlar. Bu gerçeği görelim. Tarım sektörünü şaha kaldıralım. Sadece ülkemizi doyurmakla yetinmeyelim, bölgemizin de gıda ambarı olalım."

MİLLİ GELİRE 52.3 MİLYAR KATKI

Tarım milli gelire 52.3 milyar dolar katkı sağlıyor. 90 milyar dolara yaklaşan bitkisel, hayvan ve hayvansal ürün üretimi, 16-17 milyar dolarlık ihracatı, 5.5 milyar dolarlık dış ticaret fazlası, 5 milyonun altına inmeyen istihdamı, işsizliği 2 puan düşürmesiyle Türkiye'nin önde gelen sektörlerinin başında geliyor. Tarıma dayalı sanayiler de dahil edildiğinde istihdam sayısı 8 milyonu aşıyor. Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) rakamlarına göre, tarım yurtiçi hasıladan yüzde 6.1 pay alıyor.

Sanayinin, hammadde ve ara malında dışa bağımlı olduğunu, ihracat için ithalat yaptığını belirten Bayraktar, "Oysa tarım; toprağı işleyerek, çiftçinin emeğini katarak, mazot, gübre, ilaç hariç ithal ürün kullanmayarak daha fazla katma değer sağlıyor" dedi.