Mahkeme, tahliye taleplerine bakmakla da İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'ni görevlendirdi. İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, ile 22 ile devamında yapılan operasyonlarda tutuklanan aralarında Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer ve Ömer Köse'nin de aralarında bulunduğu yaklaşık 70 polisin tahliyesine karar verdi. İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin yetkisi olmadığı halde verdiği reddi hakim kararının usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle "yok hükmünde" olduğuna, ayrıca İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nden tahliye talepli dilekçelerin istenmesine karar verdi.

"YOK HÜKMÜNDE OLAN VE BU NEDENLE BU KARARA İSTİNADEN YAPILACAK İŞLEMLERİN DE TAMAMEN HUKUKA AYKIRI OLDUĞU ANLAŞILMIŞTIR"


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin hakimin reddi talebinin kabulüne ilişkin kararının iptali ve tahliye taleplerine bakmakla görevlendirilen İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin vereceği kararın yok hükmünde sayılmasına karar verilmesini talep etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nun talebini değerlendiren İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, kararında, "29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararın gerek 5271 sayılı CMK'daki usul hükümleri gerekse 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun ile 6545 sayılı yasayla getirilen yasal düzenlemelere göre usul ve esas yönünden açıkça yasal mevzuatımıza aykırı olduğu, hukuken geçersiz, uygulanabilirliği olmayan, diğer bir anlatımla yok hükmünde sayılan kararlar niteliğinde olduğu sonuç ve kanısına varılarak, yok hükmünde olan ve bu nedenle bu karara istinaden yapılacak işlemlerin de tamamen hukuka aykırı olduğu anlaşılmıştır" denildi.

"TUTUKLULUĞUN UZATILDIĞI GÖRÜLMEKTEDİR"

İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararında ise, "Şüphelilerin, tutukluluk halinin devamına ilişkin kararların tümü AYM ve AİHM kararlarında belirtilen gerekçeye uygun olmadığı, ilk tutuklama kararı verilmesi koşullarında değişiklik olmaması şeklinde yasanın aramadığı gerekçelerle tutukluluğun uzatıldığı görülmektedir. şüphelilerin tutuklanmasının üzerinden geçen uzun süreye rağmen Cumhuriyet savcısının hangi delilleri topladığı yada toplamaya çalıştığı ve makul sürede savcılığın soruşturma evrakını neden müptezaya bağlamadığını tartışmamış olduğu, bu bağlamda şüphelilerinn üzerlerine atılı suç vasfının değişme ihtimalinin bulunduğu hususu gözardı edilerek değerlendirme dışında bırakıldığı yine gözden geçrme kararlarından anlaşılmıştır.

"SOSYAL DURUMLARI, KARAKTERLERİ VE AHLAKİ DURUMLARI, SABIKASIZLIK GEÇMİŞLERİ..."

Dosya, klasörler ve CD'ler incelendiğinde yukarıda tartışılan usül yasası ile AYM AİHM içtihatları doğrultusunda tutukluluğu gerektirir olgu ve delillere rastlanmadığı gibi, şüphelilern tutukluluk hallerinin devamnı gösterir yeni olgu ve delillere ulaşılamadığı ayrıca şüphelilerin meslekleri, sosyal durumları, karakterleri ve ahlaki durumları, sabıkasızlık geçmişleri, ikametgahları, mal varlıkları , aile bağları , tutukluluğa karşı gösterdikeri tepki, kendiliklerinden gelip teslim olmaları gibi unsurlardan dolayı tutukluluğun devamını gerektirir nedenler görülmemiştir" denildi ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, ile 22 ile devamında yapılan operasyonlarda tutuklanan aralarında Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer ve Ömer Köse'nin de aralarında bulunduğu yaklaşık 70 polisin tahliyesine karar verdi.

BAŞSAVCI'DAN YAZILI AÇIKLAMA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin soruşturma dosyalarını temin etmeden ve incelemeden halen başsavcılığa göndermediği kararlarla, "paralel yapı" soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunan şüphelilerin tahliyesine karar verdiğini bildirdi.

Salihoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, halen kamuoyunun takip ettiği yetkisiz mahkemenin tahliye talebiyle ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen işlemlerle ilgili olarak kamuoyuna bilgi verilmesine Başsavcılıkça karar verildiğini belirtti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nca yürütülen çeşitli soruşturma dosyalarında halen tutuklu bulunan şüphelilerin avukatları tarafından İstanbul muhabere nöbetçisi olan 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nden reddi hakim ve tahliye talebinde bulunulduğunu anımsatan Salihoğlu, İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin görevine girmemesine rağmen soruşturma dosyalarını temin etmeden ve incelemeden 24 Nisan'da 2015/92 değişik iş sayılı kararla görevsiz ve yetkisiz olarak İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin görevlendirilmesine karar verdiğini kaydetti.
Salihoğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"6545 sayılı kanunda bu konuda tahliye taleplerinin görevli ve yetkili mahkemesinin sulh ceza hakimlikleri olduğu açıktır. İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 24 Nisan günü 2015/92 değişik iş sayılı kararının Cumhuriyet Başsavcılığımızın talebiyle vermiş olduğu bu kararla İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nin 25 Nisan günü aldığı kararlarla İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği değişik iş sayılı kararın bu konuda karar verilmesine yer olmadığı kararıyla hukuken geçersiz olduğuna dair kararın verildiği ancak İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin soruşturma dosyalarını temin etmeden ve incelemeden halen Cumhuriyet Başsavcılığımıza göndermediği kararlarla tahliyeler yapılmasına karar verdiği ve bu kararları avukatlara tebliğ ettiği ancak bu karara karşı Cumhuriyet Başsavcılığımızca yeniden 25 Nisan günü yazıyla bu verilen kararların yerinde olmadığı ve infaz edilmemesi ve şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi istenmiş olup, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nce verilen 25 Nisan gün 2015/847 sayılı karar ile İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen tahliye kararlarının hukuken geçersiz ve hükümsüz olduğu aşağıdaki şekilde; 'İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nun talebinin kabulüyle, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararların açıkça usul ve yasaya aykırı, hukuken geçersiz, uygulanabilirliği olmayan yok hükmünde sayılması gereken kararlar olduğunun tespiti ile bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararlarında belirtilen tutuklu şüphelilerin tahliyesine ilişkin taleplerinin ayrı ayrı reddine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'na ait soruşturmalardaki şüpheliler hakkında İstanbul sulh ceza hakimliklerince şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamına ilişkin verilmiş olan kararların halen geçerli olduğunun tespiti ile şüphelilerin tutuklulukhallerinin devamına' belirtilerek karara bağlanmış olup, bu hukuki durum milletimize ve kamuoyuna saygıyla duyurulur."

AVUKATLAR TAHLİYE İÇİN BAŞVURDU


Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile 22 Temmuz ve devamında yapılan operasyonlarda tutuklanan aralarında Yurt Atayün ve Ali Fuat Yılmazer'in de bulunduğu yaklaşık 70 polisin tahliyesine ilişkin İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi ve İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi arasındaki farklı kararlar üzerine şüpheli avukatları bugün infaz savcılığına başvuruda bulundu.
Şüphelilerin avukatları, nöbetçi İnfaz Savcısı Orhan Güldiker'e İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararını işleme koyması için müracaatta bulundu. Ancak Savcı Güldiker'in tahliye kararını ve bu kararı "yok hükmünde" sayan İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi kararını incelemeye aldığı belirtildi.

Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile 22 Temmuz ve devamında yapılan operasyonlarda tutuklanan aralarında Yurt Atayün ve Ali Fuat Yılmazer'in de bulunduğu yaklaşık 70 polis ile ilgili İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararının, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararı ile "yok hükmünde" sayılması üzerine üzerine şüpheli avukatları bugün nöbetçi İnfaz Savcılığı'na müracaatta bulundu. Şüpheli avukatları, 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararının uygulanması için nöbetçi Savcı Orhan Güldiker'e başvurdu. Savcı Orhan Güldiker'in başvuru üzerine mahkeme kararlarını incelemeye aldığı öğrenildi. Öte yandan basın mensupları, Başsavcılığın talimatı olduğu belirtilerek güvenlik tarafından adliye binasına sokulmadı.

"SAVCILIĞIN MAHKEME KARARINI UYGULAMAMAK GİBİ SORUMLULUĞU YOK"

Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın avukatı Fikret Duran, adliye binası dışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararının İnfaz Savcılığı'ndan Silivri Cezaevi'ne gönderilmediğini belirten avukat Duran, "Dün akşam bildiğiniz üzere nöbetçi Cumhuriyet Savcısı, Başsavcıvekili Orhan Kapıcı'nın kendisine mahkeme kararını uygulatmamak ve Silivri Cezaevi'ne gönderilmemesi için talimat verdiğini söyleyerek bizimle görüşmemişti. Görüşmekten kaçtığını gözlemledik. Bugün sabah itibariyle bugünkü nöbetçi Savcı, kararları infaz etmek üzere önüne konulduğu zaman yine dünkü yaşanan baskı sürecinin devam ettiğini gözlemledik. Cumhuriyet Savcısı bir tarafta Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararını uyguladığından dolayı sürgün edilme, cezalandırılma yada kararı uygulamayarak kanuna karşı gelme arasında tercih yapmak durumunda bırakılıyor. Yargımız adına, gelinen bu durum adına utanç duyuyorum. Cumhuriyet Savcılığı'nın mahkeme kararını uygulamamak gibi bir yetki, görev ve sorumluluğu yok" dedi.

"AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ'NE TAŞIYACAĞIZ"

Tahliye kararını İnfaz Savcısı'nın bugün Silivri Cezaevi'ne göndermesini beklediklerini belirten avukat Duran, "UYAP da yine çalışmıyor. Hidayet Karaca dün akşam 11.00 itibariyle tahliye edildi. Hala bu saat itibariyle tahliyesi gerçekleşmedi. Bununla alakalı pazartesi günü, dünkü Cumhuriyet Savcısı, Cumhuriyet Savcısı'na hukuksuz talimat veren Başsavcıvekili Orhan Kapıcı hem de görevi olmamasına rağmen katipleri davet ederek müzekkere yazım sürecini uzatan müfettişle alakalı şikayetlerimizi yapacağız. Bu özgürlük ihlalidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin koruduğu bir hakkın ihlalidir. Bu olayla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne dosyamızı taşıyacağız" diye konuştu.