Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin Afrika'ya ilgisinin çok görünür, samimi ve gerçek olduğunu belirterek, ''Afrika ile ilişkilerimizi dostluk, eşitlik ve işbirliği temelinde daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. Afrika'yı sorunlarıyla değil, dinamizmi ve başarılarıyla temayüz edecek bir kıta olarak görmek istiyoruz'' dedi.
Ankara'da bulunan 12 Afrika ülkesinin büyükelçiliği ve Bilkent Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen 2011 Afrika Günü toplantısında konuşan Gül, Afrika ülkelerinin önemli bir bölümünün bağımsızlıklarının 50. yılını kutladığını ifade etti.
Afrika'nın 50 yıllık zorlu dönem sonrasında bugün önemli bir dönüşümü gerçekleştirdiğini dile getiren Gül, bu dönüşüm yaşanırken Afrika'da özellikle ekonomik ve insani kalkınma alanında olmak üzere aşılması gereken bir dizi güçlüğün herkesin malumu olduğunu söyledi. Gül, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yapılan BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nda Afrika'dan 33 ülke bulunmasının kat edilmesi gereken mesafenin çarpıcı bir göstergesi olduğuna dikkati çekti.
Son 10 yıllık dönemdeki gelişmelerin, tüm sorunlara rağmen Afrika'nın geleceğe güvenle bakmasına imkan sağladığını anlatan Gül, kıtadaki birçok ülkenin hızlı büyüme oranı yakalamasının sevindirici olduğunu belirtti.
Bazı ülkelerde yaşanan sorunlara rağmen Afrika'nın dört bir yanında demokratik değerlerin giderek artan ölçüde kabul gördüğüne dikkati çeken Gül, bu doğrultuda bölgesel ekonomik toplulukların başarı göstermesinden memnuniyet duyduklarını söyledi. Afrika Birliği'nin küresel ölçekte giderek öne çıkmasının da mutluluk verici olduğunu dile getiren Gül, ''Kıtada barış ve istikrar tesis edildikçe Afrikalı kardeşlerimiz de şüphesiz daha müreffeh yarınlara kavuşacaklardır'' dedi.
''Türkiye'nin Afrika'ya ilgisinin çok görünür, çok samimi ve gerçek olduğunun herkes tarafından bilinmesini isterim'' diyen Gül, bugünkü toplantının bunun en güzel örneklerinden biri olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin, geleneksel olarak her zaman dostluk bağları içinde bulunduğu Afrika ülkeleriyle ilişkilerindeki tempoyu her geçen gün daha da artırdığını belirterek, bu doğrultuda 1998 yılında Afrika'ya açılım stratejisinin, 2005'te Türkiye'de Afrika Yılı ilan edildiğini anımsattı. Gül, 2008 yılındaki Türkiye-Afrika Birliği zirvesiyle ilişkilerin daha sağlam temele oturduğunu söyledi.
Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki dostluk ilişkilerinin yeni ortaya çıkmadığının altını çizen Gül, ''Her ne kadar uzun bir aradan sonra son yıllarda tekrar ilişkilerimizin güçlendiği ve çok görünür olduğu ortadaysa da ilişkilerimizin çok tarihi bir geçmişi vardır'' dedi. Gül, 9 ve 10. yüzyıllarda bugünkü Mısır'da Afrika'daki ilk Türk devleti Tolunoğulları'nın hüküm sürdüğünü, Osmanlı imparatorluğunun 16. yüzyılda sömürgeci güçlere karşı Zanzibar Adası'nı koruduğunu anlattı. Afrika'nın diğer bölgelerindeki tarihi ilişkilerden de örnekler veren Gül, ''Birçok Afrika ülkesine gittiğimde çok eski geleneklerimizin, ortak değerlerimizin işaretlerini görmekten gurur duyarım'' diye konuştu.

-İLİŞKİLERDE KURUMSAL ÇERÇEVE-

Dünya haritasına bakıldığında Afrika'nın bütün kıtaların ortasında yer aldığını belirten Gül, şöyle konuştu:
''Biz Afrika'yı insanlığın neşet ettiği, medeniyetin beşiği bir kıta olarak görüyoruz. Afrikalı kardeşlerimizin ve dostlarımızın da mümtaz katkılarıyla ilişkilerimizi bugünkü stratejik ortaklık düzeyine taşımış bulunuyoruz, ancak Türkiye-Afrika ilişkilerinin ulaştığı seviyeyi yeterli görmediğimizi de vurgulamak istiyorum. Afrika ile ilişkilerimizi dostluk, eşitlik ve işbirliği temelinde daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. Afrika'yı sorunlarıyla değil, dinamizmi ve başarılarıyla temayüz edecek bir kıta olarak da görmek istiyoruz. En samimi temennimiz, Afrika'nın, her şeyden evvel Afrika halklarının mutluluğu, huzuru ve refahı için bir fırsatlar kıtasına dönüşmesidir.''
Cumhurbaşkanı Gül, bu anlayış çerçevesinde bazı Afrika ülkelerini ziyaret ettiğini, 2007 yılından beri Türkiye'yi de 10 Afrika ülkesinin devlet başkanının ziyaret ettiğini anlatarak, bu ziyaretlerin dostluk hislerinin duygusal planda kalmadığını, sahada görünür olduğunu, işbirliğinde dönük olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Türkiye-Afrika ilişkilerinin geliştirilmesi yönündeki çalışmaları kurumsal bir çerçeveye kavuşturduklarını da belirten Gül, 2008'deki İstanbul zirvesinde kabul edilen ve 5'er yıllık dönemlerle Türkiye-Afrika ortaklığını gözden geçiren mekanizmayı titizlikle işlettiklerini bildirdi. Afrika Birliği ile Türkiye arasındaki stratejik ortaklığın çok değerli olduğunu vurgulayan Gül, kıtanın Çin ve Hindistan dışında sadece Türkiye ile işbirliği yaptığına dikkati çekti. Bunun değerini bildiklerinin altını çizen Gül, sürecin düzenli şekilde yapılacak toplantılarla uzun vadeye yayılacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül, İstanbul'daki BM En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi'ne, bir toplantının ötesine geçmesi için iş adamlarını da eklediklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
''Afrika'ya yapılabilecek en iyi katkının Afrika'nın içindeki müteşebbisleri ve kaynaklarını harekete geçirmek olduğuna inanıyoruz. Sadece yardımlarla Afrika'nın kalkınamayacağına inananlardanım. O bakımdan Türkiye'nin Afrika ile ilişkilerinde 'kazan-kazan' ilkesine önem veriyoruz ve Türk iş adamlarını Afrika'da yatırım yapmaya teşvik ediyoruz. Çünkü yatırım demek, teknoloji taşımak demektir, istihdam oluşturmak demektir, o ülkelerin ihracatını oluşturmak, vergi vermek demektir. buna inandığımız için En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi'nde Afrika ülkelerinden 650'ye yakın iş adamı Türkiye'ye getirildi, ortak toplantılar yapıldı. Zirve neticesinde ilk defa, verilen sözlerin gerçekleşip gerçekleşmediğini izleyecek mekanizma kurulmasına ve her sene bir ilerleme raporu yayınlanmasına karar verdik. Bunlar Afrika ülkelerine büyük katkı olacaktır.
Türkiye her uluslararası platformda Afrika'nın sesi olmaya gayret etmiştir. Türkiye'nin Afrika ile ilişkilerinde karşılıklı siyasi, ekonomik çıkarları inkar edecek halimiz yoktur. Hiç karşılık beklemeden de Türkiye'nin Afrika'ya samimi ilgisi vardır. Afrika'nın problemlerinin büyük olduğunun farkındayız. Bu büyük problemlerle Afrika'yı baş başa bırakmanın insanlık açısından doğru olmadığına inanıyoruz. Onun için bütün uluslararası platformlarda ayrı Afrika söylemlerimiz vardır. Afrika'da büyük kıtlıklar, susuzluklar söz konusu olduğunda ilk koşan ülkelerden birisi olduk ve olmaya da devam edeceğiz.''

-KALKINMA KRİTERLERİ-

Gül, Afrika'nın kendi kapasitesini geliştirmesi gerektiğini ifade ederek, her ülkenin kendi siyasi düzenini sağlamlaştırmasının, yatırım yapılabilecek hale gelmeyi sağlamasının ve iyi yönetişim kurmasının şart olduğunu vurguladı. Gül, hukukun üstünlüğü, demokrasinin temel ilkelerinin sağlanması ve düzgün ekonomi politikasının her şeyin başı olduğunu belirterek, ''Bunların olmadığı yerlerde kalkınmanın gerçekleşmesi de zor olacaktır. Hangi Afrika ülkesi bu konularda ileri giderse, çok hızlı kalkınır ve gelişir'' dedi.
Türk yatırımcıların bazı Afrika ülkelerindeki yatırımlarının milyar dolarları aştığını anlatan Gül, buralarda binlerce kişinin istihdam edildiği ve 100 milyonlarca dolar ihracat yapıldığını kaydetti. Yatırımcıların kendilerini güvende hissettikleri ülkelere yatırım yaptığına işaret eden Gül, İstanbul zirvesinde görüştüğü devlet başkanlarına bu kriterlerin sağlanması telkininde bulunduğunu söyledi.
Sömürge döneminde Afrika ülkelerinin kaynaklarının kıtanın dışına transfer edildiğini anlatan Gül, ''Bizim özellikle takip ettiğimiz politika, o ülkelere küçük, orta ve büyük ölçekte yatırım yapmaktır. Onun için, bahsettiğim bütün ziyaretlerime Afrika'ya yatırım yapma arzusunda olan 100'ün üzerinde iş adamı götürdüm ve bunlardan netice alındığını biliyorum'' diye konuştu.
Türkiye'nin, Afrika ülkelerindeki insan kapasitesini geliştirme çabalarına da büyük önem verdiğini vurgulayan Gül, neredeyse bütün Afrika ülkelerinde bir çok projeyi destekleyen TİKA'nın kıta genelinde bilindiğini dile getirdi.
Türk sivil toplum örgütlerinin de başta eğitim ve sağlık olmak üzere birçok alanda hizmet yürüttüğünü belirten Gül, Afrika ülkelerinden çok sayıda öğrenciye Türkiye'deki üniversitelerde eğitim görmeleri için burs verildiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ni ziyaretinde, bin 800 kilometre uzaktan gelen 3 gencin Yeryüzü Doktorları'nın gönderdiği parayla ne kadar sağlık ocağı açıldığı, kaç kişinin tedavi edildiğine ilişkin hazırladıkları raporla yardımın hesabını verdiklerini anlattı.
Türk üniversitelerinin yabancı öğrencilere açılmasını isteyen Gül, Afrikalıların kendi kültürlerini Türkiye'ye taşıdığını, ülkelerine döndüklerinde de Türkiye'nin elçisi gibi davrandıklarını söyledi.
''Bütün bu arzular, ancak gayretlerle gerçekleşiyor'' diyen Gül, bunu yönlendirecek kurumların başında da büyükelçiliklerin geldiğini belirtti. Gül, Türkiye'nin Afrika'daki büyükelçiliklerinin sayısının 24'e ulaştığını, Afrika'nın bazı ülkelerinin de Türkiye'de büyükelçilik açacağını kaydetti.
Gül, konuşmasının ardından toplantıya katılan büyükelçiler ve diplomatlarla toplu anı fotoğrafı çektirdi.