Muharrem Aksakallı ? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kardeşlerim hiçbir tehdide boyun eğmeyin. Hiçbir bildiri sizi yıldırmasın. Hiçbir saldırı, hiçbir şiddet eylemi sizi sandıktan, sizi hür iradenizle karar vermekten alıkoymasın'' dedi.
Başbakan Erdoğan, partisince Bingöl PTT kavşağında düzenlenen mitingde, AK Parti hükümetinin icraatlarını anlattı, muhalefeti eleştirdi.
Erdoğan, Bingöl'e sadece 12 Haziran seçimleri için gelmediklerini belirterek, ''Bugün Bingöl'e 12 Eylül'deki muhteşem çıkışınız için de teşekküre geldim'' dedi.
12 Eylül halk oylaması turunun unutulmaması gerektiğini bildiren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''24 Temmuz'da Bingöl'den Bismillah demiştik. Bingöl'ün bereketi, samimiyeti, hayır duası tüm ülkeyi kuşattı ve Türkiye yüzde 58'le evet dedi. Siz 1982'de 12 Eylül anayasasına en yüksek hayır oyu veren ilimizsiniz. Biz 24 Temmuz'da kampanyamızı buradan başlatırken sizden bir rekor beklediğimizi ifade etmiştik. 12 Eylül'de rekoru iki ilimiz birden paylaştı. Ağrı yüzde 95.8 evet dedi fakat orada katılım yüzde 56 oranında oldu. Siz yüzde 95,3 oranında evet dediniz ama katılım yüzde 77 oldu. Bingöl bizi hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Bingöl kendisine yakışanı fazlasıyla yaptı. Buradan tüm Bingöl'e, Bingöllü kardeşlerime kalbi şükranlarımı ifade ediyorum. Ahde vefanız, hayır dualarınız için sizlere teşekkür ediyorum. Siz bizi hayal kırıklığına uğratmadınız. İnanın biz de sizi hayal kırıklığına uğratmadık. Uğratmayacağız.''

-'' 8.5 YILDIR ALNIMIZIN AKIYLA SİZLERE HİZMET ETTİK''-

Başbakan Erdoğan, ''8.5 yıldır alnımızın akıyla sizlere hizmet ettik. Etmeye de devam edeceğiz'' dedi.
Kendisinin Başbakan olarak Bingöl'e sekizinci gelişi olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İşlerimiz yoğun demedik, gündem yoğun demedik, uzak demedik, Sivas'ın doğusundadır demedik, tam 8 kez Bingöl'e geldik. Yılların ihmalini telafi etmek için adeta unutulmuş Bingöl'ü, terk edilmiş Bingöl'ü ayağa kaldırmak için var gücümüzle çalıştık. Bingöllü Cevdet Yılmaz kardeşimizi en önemli bakanlıklardan birisinin başına getirerek, Bingöl'e olan aşkımızı, sevdamızı bir kez daha gösterdik. Bakın sevgili Bingöllüler büyük güne, 12 Haziran'a şurada sadece bugün dahil 4 gün kaldı. Bugünü saymazsak 3 gün. Perşembe, cuma, cumartesi... Pazar günü sandığa gidiyoruz. Bingölle ilgili Türkiye ile ilgili bir kez daha çok önemli bir karar vereceksiniz. Demokrasi adına vereceksiniz, özgürlükler adına vereceksiniz. Büyük Türkiye adına bir kez daha hayati bir karar vereceksiniz. Başlanan yatırımların tamamlanması için, yeni yatırımlara başlanması, istikrarın devam etmesi için son sözü bir kez daha siz söyleyeceksiniz.''
''Kardeşlerim hiçbir tehdide boyun eğmeyin. Hiçbir bildiri sizi yıldırmasın. Hiçbir saldırı, hiçbir şiddet eylemi sizi sandıktan, sizi hür iradenizle karar vermekten alıkoymasın'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''12 Haziran'da Bingöl sandığa gitsin. Hür vicdanıyla oyunu kullansın. Sevgili kardeşler, hanım kardeşlerim, gençler, beyefendiler unutmayın, düşüncenin bittiği yerde şiddet başlar, sözün bittiği yerde tehdit başlar. Demokrasiden korkanlar taştan, sopadan, molotoftan medet umar. Bingöl bugüne kadar bu tehditlere pabuç bırakmadı. Allah'ın izniyle 12 Haziran'da da bırakmayacak. Ben buna inanıyorum. Bingöl bizim kardeşliğimiz arasına nifak sokmaya çalışanlara inşallah 12 Haziran'da cevabını verecek''

-''BİZ BUGÜNE KADAR HEP SAMİMİYETİN DİLİYLE KONUŞTUK''-

Başbakan Erdoğan, ''Biz bugüne kadar hep samimiyetin diliyle konuştuk. Biz Bingöl'de söylediğini Ankara'da yalanlayan, doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde farklı bir dil kullananlardan olmadık' ' diye konuştu.
11 Mayıs tarihinde bağımsız adayların Bingöl'e geldiğini anımsatan Erdoğan, şunları konuştu:
''Buraya geldiler değil mi? Geldiler mi? Çünkü burada 3-0 AK Parti var. Adeta diyorlar burası AK Parti'nin kalesi, bunun yıkılması lazım. Öyle bakıyorlar. Hitap ettiler Bingöllü kardeşlerime. Aslında buna hitap bile denmez. Geldiler burada sizin inançlarınızı istismara yönelik adeta vaaz, hutbe gibi bir takım sözler edip gittiler. Allah Allah ya bu BDP, bu terör örgütü, bu bağımsız adaylar ne zamandan beri milletin dini değerlerini önemser oldu. Bugüne kadar milletin dini değerlerine hakaret edenler, ufukta sandık görününce acaba neden birden dini, imanı, İslamı hatırladılar. Daha düne kadar bunlar Kürtlerin dini Zerdüştlüktür diyordu. Daha düne kadar bunlar Kürtler kılıç zoruyla Müslüman yapıldılar diyordu.''
''Bakın Bingöllü kardeşlerim. Bu kardeşiniz size belki bugüne kadar hiç duymadığınız bazı gerçekleri açıklıyor. Bütün Türkiye şu anda ekranları başında bizi izliyor, bizi dinliyor. Ama bugün Bingöl'den bunu artık hatırlatıyorum'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bütün Kürt kardeşlerime, tüm Zaza kardeşlerime bunu özellikle hatırlatıyorum. Bakın şu ifadelere şu akıl mantık dışı sözlere özellikle dikkatlerinizi çekiyorum. Affınıza sığınarak, Rabbim'in affına sığınarak bunları sizlere aktarıyorum. Ne diyor, 'yukarıda Tanrı olsaydı beni yine yanlış yola sevk edecekti, Allah'sa Türkler için değildir, Türkleri şaşırtıyor. Kürtlerin Allah'ı da onları yanlış yola sevk ediyor. Bunun için ben kendi kendimin tanrısıyım' Kim söylüyor bunu İmralı, Apo...
BDP terör örgütüne sırtını yaslıyor. Ne diyorlar meydanlarda 'Apo peygamberdir' fakat bunlar unutmuşlar meğer Apo kendisini haşa tanrı olarak görüyor. Bitmedi başka ne diyor, medya bunları lütfen kaydedin, bunları yayınlayın. Ne diyor başka 'tanrıyla savaş verdim. Bu savaştan başarıyla çıktıktan sonra yarı tanrı oldum'. Kim diyor? İmralı diyor. Bitmedi. Namaza da hakaret ediyor. Ve 'namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur' diyor. Bunların tamamı Apo'nun yayınladığı kitaplarında var. Kitapların ismi de sayfaları da numaraları da bizde mevcut. 11 Mayıs'ta Bingöl'e gelip de din istismarı yapanlar şimdi bu anlattıklarıma ne cevap verecekler? Benim Kürt kardeşlerimi, dindar Kürt kardeşlerimi, Zaza kardeşlerimi istismar edenler buna ne cevap verecekler? Acaba Hakkari'de sabah namazından çıkıp evine giden imam Aziz kardeşimi şehit edenler buna ne cevap verecekler?''
Erdoğan, Hakkari'de AK Parti merkez ilçe başkanının tehdit edildiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
''Cumaya kadar istifa ettin ettin, etmediğin takdirde infazın var diyorlar. Bu mu sizin demokrasi anlayışınız? Bu mu sizin özgürlük anlayışınız? Billboardlara bağımsız aday demokrasi yazıyor, özgürlük yazıyor. Özgürlük anlayışınız bu mu? Demokrasi anlayışınız bu mu? Özellikle ben Bingöllü Zaza kardeşlerimin şahsında tüm Türkiye'ye sesleniyorum. Kürt kardeşlerime sesleniyorum. 12 Haziran'da gelin bu oyunu bozalım. İnsanları tehditten beslenenlere, ölümle kendilerine oy devşirmek isteyenlere gelin 12 Haziran'da gereken cevabı verelim. Buna hazır mıyız? Buraya gelip de din istismarı yapanlar acaba Cizre'de imam-hatip yurdunda yüzleri yakılan çocukları neden görmüyorlar. Hani özgürlükçüydünüz, hani demokrattınız, ne istiyorsunuz benim imam-hatipli yavrumdan? Tayyip Erdoğan imam-hatip mezunu diye mi oralara saldırıyorsunuz. Kardeşlerim bunu neyle izah edeceğiz, böyle bir şey olur mu? Diyarbakır'da imam-hatip yurduna atılan molotoflara ses bombalarını ne ile izah edeceğiz. Medya bunları neden görmezden geliyor.
Buradan hareketle niçin molotofları atanların önündeki uzantısı olan siyasilere gereken dersi vermiyor da onların yandaşlığına soyunuyor. İki yüzlü hem terörü destekleyeceksin, sırtını teröre dayayacaksın, insan canına kastedeceksin, hem de dinden imandan bahsedeceksin. Hem esnafa zorla kepenk kapattıracaksın hem de haktan hukuktan bahsedeceksin. Bunlar bugüne kadar 'Kürt sorunu Kürt sorunu' diyerek geldiler. Ama bugün Kürt kardeşimin en büyük sorunu haline geldiler.''
''Bunlar döndüler dolaştılar 1940'ların CHP'si gibi statükocu, baskıcı, faşizan bir yapıya dönüştüler'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Şu anda da CHP ile çok iyi anlaşıyorlar. Bakınız ne oldu şimdi kalktılar bir de Kürtçe ezan okudular. Değerli kardeşlerim işte bu 18 Temmuz 1932 İnönü CHP'si. O zaman onlar da ne yaptılar Türkçe ezan okudular. 18 yıl bu ülkede Türkçe ezan okudular. Ta ki merhum Menderes gelene kadar. Menderes geldi ve ezan aslına döndü. Şimdi bunlar da Kürtçe ezan okuyorlar. Bütün ses kayıtlarına girdi. Baktılar ki tepki var şimdi inkara başladılar. Beyler yalancının mumu yatsıya kadar yanar ama bunların ki yatsıya kadar bile yanmadı, hemen anında ortaya çıktı. Şimdi inkara başladılar. Değerli kardeşlerim bunlar şimdi aynen Kılıçdaroğlu gibi, aynen Bahçeli gibi üçü de el ele vermişler bir statükocu üçlüsü olarak dolaşıyorlar. Bunlara 12 Haziran'da en güzel cevabı demokratlar olarak Zaza kardeşlerim, Kürt kardeşlerim, Türk kardeşlerim hep birlikte vereceğiz.''

-KÜRT SORUNUNUN PATENTİ-

Başbakan Erdoğan, ''Kürt sorununun patenti kime ait, CHP'ye ait. Kürt sorununun istismarı kime ait BDP'ye ait. Hayret ya bunlar nasıl bir araya geliyor nasıl ittifak yapıyorlar'' diye konuştu.
''Kürt kardeşlerimin sorunlarını biz minimize ettik'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
''Olağanüstü hali bu bölgelerde kim kaldırdı, soruyorum kim kaldırdı? AK Parti. Çekiç gücü bu bölgelerden kim gönderdi? AK Parti. TRT Şeş'i yayına kim soktu? AK Parti. Anadilde kursları kim açtı? AK Parti. Değerli kardeşlerim istediğiniz gibi billboardlarınızı asın dedik işte buyurun billboardlar kendi dillerinde reklamlarını yapıyorlar. Kim sağladı. Kardeşlerim sosyo ekonomik noktada buralara devletin eli uzanıyor muydu? Şimdi devletin eli burada mı? Eğitimde var mıyız? Sağlıkta var mıyız? Değerli kardeşlerim daha da güzelleri olacak. Çünkü biz size sevdalıyız be. Bizim size aşkımız var be...
Biz Türküyle, Zazasıyla, Kürtüyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Romanıyla yaradılanı Yaradan'dan ötürü seviyoruz. Olay bu kadar basit. Ben Türkü ne kadar seviyorsam, en az Zazayı da o kadar seviyorum. Kürdü de o kadar seviyorum. Neden çünkü inancımın gereği o da onun için. Olay budur. Bunun dışındakilerin hepsi sahte. Ah benim Bingöllü kardeşim biz bu topraklarda ne büyük acıların yaşandığını biliriz. Bu topraklarda ne canların yitip gittiğini çok iyi biliriz. Yasakların, kısıtlamaların sizlere hayatı dar ettiğini iyi biliriz. İşte red politikalarını, inkar politikalarını, asimilasyon politikalarını biz kaldırdık biz.''