Bilal Yakınbaş - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bir insan, utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan, yüzü kızarmadan, arka arkaya bu kadar yalanı nasıl söyleyebilir? Allah aşkına bu nasıl bir yalan söyleme yeteneği? Eğer yürüyen yalan görmek istiyorsanız, Kılıçdaroğlu'na bakın'' dedi.
Erdoğan, partisince Balıkesir'deki Kuvayı Milliye Meydanı'nda düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti. Konuşmasının başında gösterdikleri ilgiden dolayı Balıkesirlilere teşekkür eden Başbakan Erdoğan, ''Biz size sevdalıyız be... Ferhat nasıl Şirin için yollara düştüyse, Mecnun nasıl Leyla için çöllere düştüyse, biz de sizin aşkınızla, sizin sevdanızla Anadolu'nun, Trakya'nın yollarına düştük'' dedi.
8,5 yılda 8 kere Balıkesir'e geldiğini hatırlatan Erdoğan, uzak, yakın, ücra, sapa demediklerini, bu kavramların lügatlarında olmadığını söyledi. Milletle kavuşmak için dağları deldiklerini, nehirleri aştıklarını, uzakları yakın ettiklerini kaydeden Erdoğan, 780 bin kilometre karenin tamamında eser ve hizmetlerinin bulunduğunu ifade etti.
''79 yılda yapılamayanları 8,5 yılda yaptık'' diyen Başbakan Erdoğan, 8,5 yılda Türkiye'ye ilkleri, hiç yaşamadığı sevinçleri ve başarıları yaşattıklarını dile getirdi.
Milletin desteği ve hayır dualarıyla, bugün bir daha ''durmak yok, yola devam'' dediklerini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Balıkesir kahramanlığın şehri, Balıkesir yiğitliğin şehri, Balıkesir Kurtuluş Savaşı'nın, Kuvayı Milliye'nin şehri. Balıkesir Veli Şemseddin'in, Birgivi'nin, büyük alim Hasan Basri Çantay'ın şehri. Balıkesir, Çanakkale Savaşı'nda 250 kiloluk gülleyi sırtlayıp, destan yazan Seyit Onbaşı'nın şehri. Hepsinden Allah razı olsun, mekanları cennet olsun.
Ben bugün Balıkesir'de, özellikle gençlerimizi ilgilendiren bazı önemli hususları dikkatlerinize sunmak istiyorum. Balıkesirli kardeşlerimin, Balıkesirli gençlerin, tüm Türkiye'nin dikkatlerini buraya çekiyorum. Balıkesir Lisesi, eski adıyla Balıkesir Sultanisi, 1916-1917 eğitim öğretim yılında hiç mezun vermedi. Nedenini biliyorsunuz değil mi? Çünkü lisenin tüm talebeleri, Çanakkale cephesine, vatanı savunmaya gittiler ve hiç biri geri dönmedi. Hepsi şahadet diploması aldı. İşte biz bu neslin evlatlarıyız. Bu neslin çocuklarıyız. İşte bizim böyle gençlerimiz var. Bizi kimse tutamayacak. Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacağız. Biz bu gençlerle, gençlerimizle hep gurur duyduk, gurur duymaya da devam edeceğiz.
Bu ülkenin gençleri her şeyi fazlasıyla hak ediyorlar, bu ülkenin gençleri, ellerine imkan verildiğinde, fırsat verildiğinde, bütün Türkiye'yi gururlandıracak işlere imzalarını atıyorlar.''

-''GENÇLERİ PİS İŞLERİNİZE KARIŞTIRMAYIN''-

AK Parti iktidarı döneminde, gençliğe olan inançla 163 bin yeni derslik inşa ettiklerini bildiren Başbakan Erdoğan, 89 yeni üniversite kurarak, gençlerin, kendi illerinde, en iyi şekilde, en iyi imkanlarla eğitim görmelerini sağladıklarına dikkati çekti. 2002 yılında 45 lira olan bursları, yüzde 433 artışla 240 liraya çıkardıklarını belirten Erdoğan, isteyen her öğrenciye burs veya kredi verdiklerini, bütçeden en yüksek payı eğitime ayırdıklarını anlattı.
İktidara geldiklerinde okullarda bilgisayar bulunmadığını belirten Erdoğan, ''Bu CHP ve MHP gerici yahu, gerici'' dedi. Erdoğan, okullara bilgisayar gönderdiklerini, kara tahtaların artık okullardan kaldırılarak akıllı tahtaların eğitimin hizmetine sunulacağını bildirdi.
Her öğrenciye ücretsiz elektronik kitap vereceklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, ''İstersen kitapsız git. Ama 'Başbakan Amca ben nostalji olarak kitabımı, defterimi yanıma alabilir miyim?' diyenler olursa alsınlar'' diye konuştu.
Bir süredir, YGS üzerinden Türkiye'de bir kampanya yürütüldüğünü belirten Başbakan Erdoğan, bu kampanyayı başta CHP olmak üzere, MHP ve diğer muhalefet partilerinin yürüttüğünü dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bu sistemli kampanyanın içinde, bir de bunların yandaş ve candaş medyası var. Onlar da her gün, manşetleriyle, programlarıyla, köşe yazılarıyla bu değirmene su taşıyor, bu kampanyaya katkı sağlıyorlar. Amaç ne? Amaç, YGS'ye giren 1 milyon 700 bin genç kardeşimizin zihnini bulandırmak, buradan oy devşirmek.
Bu gençler, bir yıl, iki yıl, sabah akşam ders çalıştılar, üniversiteye hazırlandılar. Bu gençler, durmadan, dinlenmeden, soluk dahi almadan bu sınava hazırlandılar. Hafta içi okula devam ettiler, hafta sonu kurslara gittiler, sabahlara kadar ders çalıştılar. Üniversitede bir bölüm kazanmak, kendilerine bir gelecek kurmak için, umutla test kitaplarına gömüldüler. YGS sınavı yapıldı, sınavın ardından birileri çıktı, şifre yoluyla kopya çekildiği iddiasını ortaya attı.
Şimdi bakın, sevgili gençler, şifre iddiasının altında aslında başka bir şifre var. Nedir bu şifre? AK Parti'ye karşı bir karalama kampanyası... Şifre bu. O kadar pervasız, o kadar acımasız, o kadar düşüncesizler, o kadar gözlerini rant bürümüş ki AK Parti'ye karşı başlattıkları bu kampanyada, 1 milyon 700 bin öğrencinin hayallerini, umutlarını söndürmekten çekinmediler. AK Parti'yle bir hesabınız varsa, gelin bunu AK Parti'yle görün. Ama gençleri pis işlerinize karıştırmayın.''

-''BAZI KÖŞE YAZARLARI DA Kİ YAZIKLAR OLSUN ONLARA''-

Erdoğan, muhalefet partilerini defalarca uyardığını, gençlerin emeği, umudu ve hayalleri üzerinden istismar yapmamalarını istediğini ifade etti. Dün, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, YGS'deki iddialara ilişkin soruşturmada takipsizlik kararı verdiğini hatırlatan Erdoğan, Başsavcılığın iddiaları soruşturup sonuçlandırdığını, sınavda herhangi bir kopya hadisesinin olmadığını ortaya koyduğunu dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Şimdi ben Sayın Kılıçdaroğlu'na, Sayın Bahçeli'ye, onların yandaş, candaş medyalarına soruyorum; yüzünüz kızardı mı, utandınız mı? Hiç beklemeyin. İnanın bunların yüzü kızarmaz, bunlar yanlış yaptık, özür dileriz deme erdemini göstermez. Çünkü tek amaçları, çamur at izi kalsın.
Bitmedi... Sayın Kılıçdaroğlu, bir kaç gündür, bir elektronik postadan bahsediyor. O candaş medyaları var ya. Onlar da bu iddiayı çarşaf çarşaf yayınlıyor. Ve bazı köşe yazarları da ki yazıklar olsun onlara. Bunu bir gerçekmiş gibi, 'ÖSYM'nin tarihinde böyle bir olay yok. Bir bakan kalkıp da ÖSYM başkanına böyle bir mail gönderemez' diyor. Yahu mail göndermek nedir ki? Senin adına bir çete mensubu çıkar, bir mail gönderir. Mail denilen olay bu. Kılıçdaroğlu'nun adına da gönderirler. Şimdi Facebook'ta falan, yahu bunlar çirkin teknoloji. Bu Facebook filan, falan bu tür sayfalar bunlar çirkin, berbat. Herkes adına buralardan her türlü ahlaksızlık yapılabilir.
Neymiş, ÖSYM'ye bir elektronik posta gelmiş, bir bakan yeğeninin iyi bir bölüme yerleştirilmesini istemiş. Yahu birine çamur atmak, iftira atmak Allah aşkına bu kadar ucuz mu, bu kadar basit mi? Bir insan, utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan, yüzü kızarmadan, arka arkaya bu kadar yalanı nasıl söyleyebilir? Allah aşkına bu nasıl bir yalan söyleme yeteneği? Eğer yürüyen yalan görmek istiyorsanız, Kılıçdaroğlu'na bakın... İnsan bir araştırmaz mı, soruşturmaz mı, işin aslını, doğrusunu öğrenmeye tenezzül etmez mi? Birisi çıkıyor eline bir kağıt tutuşturuyor, hemen o da bunu konuşuyor.''

-''İFTİRASININ ALTINDA KALDI''-

Kemal Kılıçdaroğlu'nun, işin doğrusunu öğrenmeye tenezzül etmediğini kaydeden Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın iddiaları yalanlayıp CHP Genel Başkanı'na yüklendiğini, Kılıçdaroğlu'nun ise Bakan Yazıcı'ya cevap veremediğini söyledi.
''Böyle bir siyaset olmaz, böyle bir kirli siyaset olmaz. Yahu zaten biliyoruz. Senin gelişin belli. Sen bir mamul kaset genel başkanı oldun. Olay bu'' diyen Erdoğan, yollarına aynı kararlılıkla devam edeceklerini ifade etti.
Türkiye'de temiz siyasetin adımlarını attıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, yola böyle devam edeceklerini dile getirdi. Erdoğan, ''Bizim siyaset tarihimiz, hiç bir dönemde bu kadar yalancı, bu kadar rahat yalan söyleyen, bu kadar yalanı art arda dizen siyasetçi profillerini görmedi. Önüne gelene dil uzatan, annelere dil uzatan, haddini bilmez, kutsal değerlerimize dil uzatan siyasetçi tipini bu ülke yeni görüyor. Şimdi de işte bir kez daha iftirasının altında kaldı. Bir kez daha atmak istediği çamur, eline yüzüne bulaştı'' diye konuştu.